Kara Büyü…

Abone Ol

Size büyüden bahsetmek istiyorum. Kara büyü. Üzerimizde büyük etki yaratan eşsiz büyüden. Kara büyü ya da merhem. Nasıl kullanmak istediğimize bağlı. Kelimelerden bahsediyorum. Şu günün bilmem kaç saatinde kullandığımız kelimelerden. Gelecekten bahsederken farkında olmadan kaderimizi yazdığımız kelimelerden. Yalın, basit ve fütursuzca… İsmet özel demiş ya hani “gönülden kopan bir söz, insanı üç kış ısıtmaya yeter” diye. Ne güzel demiş değil mi? Zaten özünde dilimizden kaynaklanmıyor mu çoğu mesele. Söylemediklerimizden ziyade söylediklerimiz dolanmıyor mu ayağımıza. Bu yüzden eskiler boğaz dokuz boğumdur demişler. Kelimeler ve konuşmaktan bahsetmişken İmam-ı Gazali’nin Dil Belası kitabını öneririm. Susabilmenin her daim hayır olduğunu ayet ve hadislerce anlatmış.

  Japon Bilim Adamı  Masaru Emoto’nun su deneyini bilirsiniz. Bay Emeto, dört büyük elementten etkiye en açık olan suyun zihinsel ve duygusal hafızası olduğunu iddia edip su damlacıklarının fotoğraflarını alıyor ve üzerinde sözcüklerin tesirini test ediyor. Sevginin gücü olarak adlandırdığı sergide çekilen su kristallerini görebilirsiniz. Kristallere sevgi sözcükleri söylendiğinde kristallerin aldığı güzel şekilleri, nefret söylemleri söylendiğinde değişen şekli fotoğraflamış Emoto. Bu deney için sahte iddiaları olsa da kelimelerin gücünün gerçekliği aşikâr. Evimize aldığımız çiçeğin bile güzelce açtığını gördüğümüzde yerini sevdi deriz. Aslında mesele tam da yerini sevme durumu. Bulunduğumuz konumu, yaşadığımız kenti, o anda yaşadığımız duygu durumunu ve birçok şeyi sevme, kabul etme hali… Memnuniyeti zor insanlar ile tercihen az da olsa gerek iş gerek özel hayatımızda maruz kalmışızdır. Konuşmalarında ağızlarından çıkan ilk kelimelerle tanıyabilirsiniz bu kişileri. Daha ilk kapıdan girdiklerinde olumsuz kiplerle karşılarlar sizi. Bunu değiştiremeyiz ama rahatsız olduğumuzu anlayacağı dil ile ifade etsek dahi yapılmaya devam edilen bir durumdur. Zira bu bir dildir, karşınızdakinin konuştuğu dili siz değiştiremezsiniz. Bu yüzden yapılması en sağlıklı olanın mesafe olduğu görüşündeyim. Herkesin bahçesi kendine. Kimisi güller içindeyken kimisi dikenleriyle boğuşmayı tercih etmesinin sizinle alakası belki de azdır.

Velhasıl mübarek ayda biz de kelimelerimizi seçerek konuşalım ki kaderimizdeki güzellikler çoğalsın.