KANDİL, MAHMUR, SİNCAR!
Bugüne kadar Kuzey Irak’a “13 askeri harekat” (haber7.com)
yapıldı. Bunların büyük bir kısmı 20, 30 bin civarında profesyonel
olmayan askerin katıldığı gir-çık şeklinde yapılan
harekatlardı.
Fakat hiçbiri kesin çözüm olmadı. Terörü kaynağında kufutmadı.
PKK 1991 1. Körfez savasindan sonra Kuzey Irak’a ve Kandile iyice
yerleşti. Ondan önce 1980’li yıllarda da sınırın Kuzey Irak
tarafındaki yuvalarından ve mevzilerinden ülkemize yönelik terör
eylemlerini
yapmaktaydı.
Bugün Kuzey Irak’ta toplam 41 adet PKK kampı bulunmaktadır. Buna Mahmur kampını da dahil edersek toplam 42 kamptan bahsetmekteyiz. Bunların “18’i son 4 yılda DEAŞ’la mücadele bahanesiyle Sincarda” ( karar.com) peydahlandı, diğer “23’ü de Kuzey Irak ve Kandil’dedir” (gazetevatan.c om). Kuzey Irak’ta Kandil’deki kampların yanı sıra Hakurk, Avaşin, Basyan, Gara, Metina, Zap, Kanamasi, Kani- Raş bölgelerinde de PKK’nın sığınak, barınak, depo, eğitim kampı, mağara, in ve ahırları vardır. Kuzey Irak’ta Dohuk, Erbil, Süleymaniye, Kerkük ve Sincar vb. bölgelerde 700’e yakın köy ve mezra gibi yerleşim yeri PKK’nın kontrolündedir. PKK buralara zoraki olarak yerleşmiş ve yerel halka zulüm yapmakta, buralara yapılacak yatırımlara da engel olmaktadır. Yani yerel halk PKK zulmünün altında inim inim inlemekte ve yaka silkmektedir. PKK kamplarının 5’i de Kandil’in İran tarafındadır. Mahmur kampı da PKK’ nın adeta kuluçkası gibi çalışan, yaklaşık 30 yıldır örgütün terörist ve eleman ihtiyacını karşıladığı bir bataklıktır. Ayrıca PKK’nın Dohuk, Erbil, Süleymaniye, Kerkük, Sincar gibi şehir merkezlerinde de hücre yapılanmaları mevcut;
buralarda lojistik, mali, istihbari ve diplomatik bağlantıları söz konusudur.
Kandil sınıra yaklaşık 200 km mesafede olan, İran ve Irak sınırının
kesiştiği yerde yaklaşık 3.500 rakımlı dağlık bölgedir. Teröristler
ise yaklaşık 2.500 rakımlı bölgelerde kurdukları ahır ve inlerinde
yuvalanmaktadırlar. Kandil dağı PKK için ve onunla mücadele
kapsamında TSK (Ordumuz) içinde son derece önemlidir. Çünkü PKK’nın
en önemli karargahları, elebaşları, beyin-yonetici takımı burada
bulunmaktadır. Merkez olduğu için buranın ele geçirilmesi,
şeytanlaşmış domuzların başlarına geçirilmesi ve Türk Ordusu’sunun
sarsılmaz ve tunçlaşmış kudreti ile buraya ay yıldızlı Türk
Bayrağının, kalıcı olmak kaydıyla, dikilmesi son derece önemli
olup, terörün bir daha ortaya çıkmamak üzere kökünün kurutulmasında
son derece hayati bir aşama olacaktır.
Terörle mücadele konusunda bilindiği gibi Eylül 2016’da konsept
veya strsteji değişikliğine gidilerek artık savunmadan taarruza
geçildi. Yurtiçi ve yurtdışında alan hakimiyeti sağlanarak terörü
olduğu yerde, kaynağında yok etme, gelmesini ve saldırmasını
beklemeden bulunduğu yerde imha etme politikasına başlanıldı ve
başarı ile yürütülmektedir.
Bu bağlamda, terörle mücadelede taarruz politikası çerçevesinde,
terörü kaynağında kurutma stratejisiyle gerçekleştirilen
Suriyede Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekatlararı, İdlip askeri
sevkiyatinin yanısıra Mart ayının başından beri, yaklaşık üç aydır,
Kandile yönelik Kuzey Irakta askeri harekat başlatıldı, sevkiyat,
tahkimat ve mevzilenme ile uslenmeler yapılmaktadır. Bu kapsamda 11
askeri üs kuruldu ( Basından). Aşama aşama kandile doğru
ilerlenmektedir. Bu harekat öncekilerden farklıdır. Öncekiler kısa
vadeli ve gir çık şeklindeydi ve hiç bir zaman da kesin çözüm
olmadı. Terörü bitirmedi. Ama bu sefer ki farklı. Bu seferki
harekatın amacı terörün kalıcı, net, kesin, kökten ve bir daha
ortaya çıkmamak üzere bitirilmesi, kökünün kurutulması, yurtiçinde
ve bölgede kat’i ve kalıcı bir şekilde barış, güvenlik, istikrar,
huzur, özgürlük ve refahın sağlanmasıdır. Bu harekat yine
öncekilerden farklı olarak, az sayıda, 2000-5000 civarında, uzman,
seçkin, profesyonel ve özel kuvvet ve birimlerle yerleşik tahkimat
kurarak vurucu ve nihai sonuç alıcı bir yöntemle, sonuç odaklı
olarak icra edilmektedir.
Kandil harekatının bence dikkat edilmesi gereken üç önemli boyutu vardır. Nedir bunlar? Birincisi diplomatik, ikincisi askeri ve üçüncüsü de sosyal (yerel halk desteği) boyuttur. Birinci boyutla ilgili Türkiye, Kuzey Bölgesel Yönetimle, Merkezi Irak Hükümeti, İran, ABD ve gerekirse Rusya ile uluslararası hukuk ve meşru müdafa hakkına dayalı olarak iletişim, işbirliği ve koordine halinde olmalıdır. Fakat kendi Milli stratejisi ve hedeflerinden asla sapmadan, belirlemiş olduğu plan dahilinde öz inisiyatifi ile hareket etmelidir. Görünen o ki İran ile bu konuda mutabakat sağlamış, bu kapsamda İran Kandil’in kendi tarafında olan bölgelerdeki yerleşim alanlarını boşaltıyor, PKK’nın PEJAK unsurlarına yönelik operasyon başlatıyor. İran’ın bu tavrı kayda değer olmakla birlikte, Türkiye’nin bu konuda ihtiyatlı iyimserliği ve tedbiri elden bırakmamak zorunluluğu vardır. İkinci boyutla ilgili Türkiye yaklaşık iki yıldır askeri strateji ve planlamalarını en detay bir şekilde hiç kuşkusuz yapmakta idi. Üç aydır ise sınırın Irak tarafında bir fiil ortaya koydu. Türkiye askeri harekatı öncelikle vurucu ve sonuç almaya yönelik uzman, seçkin ve özel birlikleri vasıtasıyla yapmalı, sonrasında ise kalıcı üslenmelerle tahkimat kurmalıdır. Şu anda harekat zaten bu felsefe ile yürütülmektedir. Üçüncü boyutla ilgili olarak ise Turkiye, PKK’nın artık gına gelen, illahlah dedirten bölge halkı üzerindeki zulüm ve dayatmasının farkında olarak, yerel halk üzerinde yumuşak gücünü kullanarak sosyal ilgi ve şefkatini de kullanmak suretiyle, soylu adalet anlayışı ve kardeşlik hukuku çerçevesinde hareket edip, kat’i bir şekilde yerel halk desteğini sağlamalıdır. Görünen o ki yerel halkın bölgede Mehmetçiğimize desteği ve teveccüğü su götürmez bir gerçektir. Yerel halk desteği ve oluşturulacak yerel güç unsurlarıyla birlikte hareket edilmesi, bölgede Türkiye’yi çok daha fazla güçlendirecek, bölge halkıyla olan ilişkilerini adeta sarsılmaz ve çelikten bir şekilde yeniden inşa edilmesi sonucunu doğuracaktır. Aynı zamanda temelden kurulan ve toplumsal bağlar, askeri unsurların kalıcı olması faktörü ile birlikte, Kandil’in, Mahmur’un ve Sincar’ın terörden tamamen temizlenmesi, terör işgalinden arındırılması sonrasında; bölgenin tamamında tesis edilecek barış, güvenlik, istikrarın; demokrasi, insan hakları,hukukun üstünlüğünün; medeniyet, zenginlik, refahın; adalet, özgürlük, eşitliğin kalıcı olmasını sağlayacak, terörün bir daha bölgede vücut bulmasını kesin bir şekilde önleyecektir.
Bu harekat kapsamında dikkat edilmesi ve yapılması gerekenleri kısa ve öz olarak belirtecek olursak, şunlardır:
1-Harekatın meşruiyeti dünyaya iyi anlatılmalı,
2-Ordu Kuzey Irak’ta kalıcı olmalı,
3-Yerel halk desteği kesin sağlanmalı, sarsılmaz ve çelikten yerel güç unsurları oluşturulmalı, TSK ile tam ilişki ve eklemlenme kurulmalı,
4-Kandil, Mahmur ve Sincar kat’i olarak terör zulmünden ve işgalinden kurtarılmalı, bölge özgürleştirilmeli,
5-Bölgede alan hakimiyeti tam olarak sağlanmalı, teröre nefes alacak alan bırakılmamalı,
6-İran ile tam ve stratejik işbirliği ile PEJAK da tam olarak imha edilerek, tarihin kirli çöplüğüne atılmalı,
7-Türk Ordusu, moral bozucu ana muhalefet vızıltılarını dikkate almaksızın, Kandil, Mahmur ve Sincar’dakiler başta olmak üzere Kuzey Irak'taki tüm terör kamplarını, inlerini ve ahırlarını içindeki domuzlarla birlikte imha etmeli, ahırlarını teröristlerin başlarına geçirmeli, Afrin’de olduğu gibi Kandil dağının zirvesine de Türk Bayrağını dikmeli,
8-İstihbari, seçkin ve özel birliklerle Kuzey Irak’ta şehirlerdeki PKK veya varsa ilişki içindeki DHKP-C, DEAŞ, FETÖ vb. hücreler ve unsurlar imha edilmeli,
9-Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünün ebediyete kadar teminatı, hinterlandında bulunan Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de kalıcı barış, güvenlik, refah, kalkınma ve adaletin sağlanması ve bu bölgede terörün bir daha yuvalanmaması amacıyla diplomatik alanda, Misak’ı Milli temelinde, uluslararası hukuk ve haklar bağlamında, sınırların güneye çekilmesi hususu gündeme getirilmeli, sistematik olarak işlenmeli,
10-Bu harekat 90-150 gün içinde tamamlanmalı, kış gelmeden bu iş bitirilmeli,
11-Son olarak milli meselelerde ve siyaset üstü konularda, terörle mücadele gibi, ana muhalefetin Cumhurbaşkanı adayının bir komutanın apoletlerini sökeceğini belirtmesi, ana muhalefetin genel başkan yardımcılarından birinin, gözlüklü ve Manisa Milletvekilinin, 2 yıldır planlaması yapılan ve 3 aydır arazide bir fiil uygulanan teröre karşı Kuzey Irak harekatının, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri için seçim yatırımı olduğu ve oy için yapıldığı, Kandil'de terörist kalmadığı, dağ-taşın bombalandığı yönündeki ideolojik, irrasyonel, seviyesiz, nezaketsiz ve gayri milli açıklamaları karşısında TSK, Mehmetçiğimiz, dirayetli ve kararlı olmalı, terörle mücadelede Milletten kaynaklı moralini yüksek tutmalıdır.
Sonuç itibariyle Kandil’de terörist kalmadı diyenlere şu soru sorulmalıdır: Teröristlerin kaçtığını nerden biliyorsunuz? Bu bilgiyi size kim getirdi? Şu an nerde olduklarını da biliyor musunuz? Kandil’in 30 yıldır ana terör karargahı olduğunu bilmiyor musunuz? Kandilden kaçan teröristlerin korunmak için sizin yakınlarınızda olma ihtimali söz konusu mu? Bu soruların cevapları sorgulanmalı ve verilmelidir.
Mehmetçiğimizin gazası mübarek olsun,
Mehmetçiğimizin ufuktaki ZAFERİ kutlu olsun!
15/06/2018
Zeki ÖZDEMİR/ANKARA
Araştırmacı-Yazar
KAYNAKÇA:
1-haber7.com
2-gazetevatan.com
3-karar.com