İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 'İYİ Eğitimle, Özgür ve Yenilikçi Birey, Çoğulcu ve Katılımcı Toplum Vizyonu Tanıtım Toplantısı'na katıldı. "Sınavlara duyulan güvensizlik arşa çıktı." diyen Akşener, "Artık bu kutuplaşmadan bıktık." dedi.
Burada bir konuşma yapan Akşener, yıllardır değişen eğitim sistemine değinerek sert eleştirilerde bulundu.
Akşener'in açıklamaları şöyle:
Bugün burada İYİ Parti'mizin eğitime dair vizyonunu, önerilerini, politikalarını ve bakış açılarını paylaşmak için sizlerle beraberiz. Bir eğitimci olarak; bütün tanıtımlar, bütün organizasyonlar çok önemli olmakla birlikte eğitimi, cumhuriyetin de demokrasinin de sınıflar arası geçirgenliğin de fırsat eşitliğinin de mihenk noktası gördüğüm için bugüne kadar yapa geldiğimiz bütün önerilerimizi, bütün projelerimizi, vizyonumuzu paylaşırken duyduğum heyecanın 10 katını hissediyorum. Çünkü eğitim bizim toplumumuzun mihenk taşlarından birisidir. Atatürk'ün en önemli vizyonlarından birisi, eğitime verdiği değer ve eğitimle Türkiye'nin hem demokrasisinin hem cumhuriyet değerlerinin hem hukukun üstünlüğünün hem adaletin hem de demokrasinin tam anlamıyla kamil bir şekilde yerleşmesinin eğitimle olacağına dair inancı ve kanaatidir.
Ben Bursa Öğretmen Okulu mezunu bir öğretmenim. Şimdi dönüp bakıyorum neleri kaybetmişiz. 70'li yıllar. Bursa Öğretmen Okulu'nun sınavını kazandım. Sonra mülakata alındım. O mülakatta ilkokul öğretmenlerinin konuşmalarıyla ilgili sorunun olmaması gerektiği için ona bakıldı. Türkçemiz nasıldı ona bakılırdı ve mülakat bu çerçeve içerisinde bizleri incitmeden, kırmadan kaybetsek bile yarına yönelik hayallerimizi söndürmeden yapılan bir mülakattı. Ben kazandım, başka kız arkadaşlarımızla birlikte. Babamın okula bırakma anını hatırlıyorum. Ve o andan itibaren bu ülkenin çocuklarına neleri nasıl vereceğimize dair eğitildik. Bilir misiniz ben ve benim gibi olanlar doğum stajı yaptık. Gittiniz bir dağ köyünde yolda hamile bir kadın doğum yapacak siz ona yardım etmelisiniz. Her birimiz enjektörle iğne yapmayı öğrendik. Doktorun yazmadığı çocuklara dair ilaçlar öğrendik. Köy stajı yaptık, şehir stajı yaptık, merkez bir staj yaptık bunların her biri birer aydı. Dikiş yapmayı öğrendik, flüt çalmayı öğrendik, mandolin çalmayı öğrendik. Bütün bunlara baktığımızda; bu Türkiye'nin geleceği olan hatta o günü olan o çocukların Türkiye'nin demokrasisine, hukukuna, adaletine, ekonomisine, bilimine, eğitimine nasıl yön vereceklerini, nasıl davranacaklarını öğrendiğimiz bir eğitimdi.
"KİMSE BU KADAR AHMAK OLAMAZ"
Kendi özelimden anlattığım şey; bu ülkenin kalkınma modeliydi. Öncelikle öğretmen okulları gitti, sonrasında köy okulları kapandı. Sonrasında defalarca bakan değişti, sonrasında müfredatlar değişti. Sonrasında değişmedik hiçbir şey kalmadı. Eğitime olan güven ortadan kalktı. Bunun bilerek, beceriksizlik sebebiyle değil gayet bilerek yapıldığına inananlardanım. Kimse bu kadar ahmak olamaz. Vardı ya bizim gençliğimizde; ' işçisin sen işçi kal, köylüsün sen köylü kal.' Sisteminin bir şekilde hayata geçmesi için yapıldığına inandığım bir keşmekeş bu. Bu kadar bilimden uzak, bu kadar sürekli değişen, dijital dünyanın değer setleriyle yeni bir kurgulamaya gitmek gerekirken bambaşka, parası olanın çocuğunu okuttuğu parası olmayanın çocuklarının; 'İşçisin sen işçi kal, köylüsün sen köylü kal.' Mantığına mahkum edildiği bir eğitim düzeniyle karşı karşıyayız.
Bizim umudumuz vardı. Hep sınavlarla bugüne geldim. Ama sınavlarda şüpheye düşeceğim hiçbir şey olmadı. Kaybettiğimiz sınavlarda az çalıştım dedim, hata benim dedim daha iyi çalışırsak daha iyisi olur dedim. Ve hakikaten oldu. Şimdi benim köyümdeki genç kızların elinde bizim zamanımızda olan imkan yok. O kızların elinde bana sunulan, devlet eliyle sunulan o fırsat eşitliği, sınıfsal geçirgenliği sağlayan şartlar yok artık. Tunceli'nin bir köyünden bir kız çocuğunun yola çıkıp gelip burada sizlere buradan hitap etmesi artık mümkün değil.
Cumhuriyetin en zayıf zamanında hayata bakışın eğitimle ve eğitimin yaygınlaştırılmasıyla ortaya konan vizyonun ortadan kalktığı bir Türkiye ile karşı karşıyayız.
Bugün bu nedenle buradayız. Biz eğitimi nasıl gördük hep? Biz cephede eşitlenen bir milletiz. Cepheye gelince her şey eşit. Diğer eşitlilikleri nasıl sağlarsınız? Eğitim yoluyla sağlarsınız. Bugün devlet okullarında İstanbul gibi büyük şehirlerde ilkokul talebelerini göndereceğiniz devlet okulu konusunda sıkıntınız varsa ve özel okul olmasın gibi bir bakış açım yok yanlış anlaşılmasın ama özel okullara mecbur kalınması. Sadece özel okulda iyi eğitim alınabilir bir anlayışın kabul görmesi ve insanların çocuklarını özel okulda okutmak mecburiyetinde kalması, imtihanlara duyulan güvensizliğin artık arşa çıkması gibi konular bu gençlerin yurt dışında garson olarak çalışmayı tercih etmesine sebep oluyor. Her şehirde bir üniversite açmanın, plansız programsız açılan üniversitelerde yetiştirilen gençlerin, yeterli öğretim üyesi bulunmayan okullardan mezun olan gençlerin, o gençlerin beceri ve beklenti uyumsuzluğunun Türkiye'ye maliyeti ve o okullar bittikten sonra istihdam edilememesi. Bu plansızlığın neticesinde atanamayan öğretmen diye bir tarifin olması, intihar eden öğretmenlerin olması ve hayata dair umudunu kaybetmiş gençlerin çığ gibi büyümesi ve açılan o üniversitelerin sadece ve sadece 4 yıl boyunca işsizlik rakamlarını ötelemek üzere olduğunun anlaşılması, çalınan sorular ve bütün bunların neticesinde yurt dışına gitmek isteyen gençlerimize karşı takınılan o iğrenç tavır.
Eğitim bir ülkenin en önemli unsurudur. Bugün bu çerçeve içerisinde sizlerle İYİ EĞİTİM POLİTİKALARIMIZI 6 ilke çerçevesinde hazırladık, sizlerle paylaşacağız. Demin söylediğim gibi geri bildirimlerinizi bizlerle paylaşırsanız ayrıca çok derin bir şükran duyacağız.
1. İlkemiz: Hukukun üstünlüğünü esas alan liyakat ve veri temelli bir yönetim. Bakanlık ve okul yöneticilerin seçimi ve atanmasında liyakat, objektiflik ve hesap verebilirlik esas alınacak
2. İlkemiz: nitelikli eğitim ve fırsat eşitliği için yeterli, planlı ve koordineli bütçe yönetimi. Eğitim bütçesi ve eğitim harcamalarında KDV'nin kaldırılması ve öğrenci destek kart projemiz var.
3. İlkemiz: mesleki açıdan sürekli gelişen, itibarlı ve yüksek motivasyona sahip öğretmenler. Öğretmenlerin atanması, mülakatların kaldırılması, mesleki gelişimi, meslek kanunu, öğretmenlere ekonomik destek verilmesi.
4. İlkemiz: potansiyelini gerçekleştirebilen, motivasyonu yüksek öğrenciler. Bir yıl zorunlu okul öncesi, 5 yıl ilkokul köy okullarının açılması. LGS kaldırılması. Güçlü okul modeli. Mesleki eğitim.
5. İlkemiz: ülkemizin yenilik ve rekabet potansiyelini geliştirecek, katılımcı ve kapsayıcı yükseköğretim. Özgür ve özerk üniversiteler. Barınma sorunu. Kredi ve Burslar.
6. İlkemiz: insanın ve toplumun sürekli gelişimini destekleyen hayat boyu öğrenme. Kredilendirme ve sertifikalandırma sistemi.
İYİ Parti olarak; akıldan ve bilimin kılavuzundan taviz vermeden eğitimin kalitesini arttırmak, fırsat eşitliğini sağlamak, ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasına artı değer katan bireyler yetiştirmek için planladığımız İYİ EĞİTİM POLİTİKALARIMIZIN milletimize ve memleketimize hayırlı olmasını diliyorum."