İstikbalimiz Kardeşlik

Mevlana hazretleri yürekleri okşayan o veciz cümleleri asırlar evvel dile getirirken, birliğin, dirliğin ihtiyacına asırlar evvel de ihtiyaç duymuştu.

1400 sene evvel peygamberimizin sevgiyi, kardeşliği önceleyen tutumları, sünneti seniye olarak günümüzde de yaşatılmaktadır.

Kuranı Kerim'den beslenen bütün insanlar, var olmanın, birlik olmanın eşsizliğini bilerek hareket etmektedir.

Bir olmak, birlik olmak var olmanın nişanıdır.

Türkiye, etnik yapısı, kültürel farklılıkları itibariyle çeşitliliğe sahip olan bir devlettir.

Nazi Almanya'sı gibi, dünyanın Almanlara ait olduğunu iddia etmedi.

Siyonist İsrail gibi, ari ırk takıntısıyla Ortadoğu'nun bağrında

Akrepleşmedi.

Unutulmamalıdır ki, ilahi emirle insanlığın hizmetkarı olan Türkiyenin kaynağı, Kuran'ı Kerimdir.

Bozulmuş kitapların Dünyadaki havarisi olanlar, kişisel menfaatleri doğrultusunda dünyayı belli başlı zümrelere hizmetkar etme gayesindeler.

Asıl fark buradadır. Biz ilahi emirlere , onlar ise insani emirlere sırtını dayamıştır.

Bugün Dünyada İslami bir Cihat olmalıdır.

İnsanın dünyayı öldürmesine karşı, islam dünyası, dünyayı yaşatmayı öncelemelidir.

Silaha karşı, peygamber kokulu güllerle, misli ile cevap verilmelidir.

Dünyada insanoğluna karşı oluşturulan kin ve nefrete, sevgi silahı ile cevap verilmelidir.

Taifde peygamberimize yapılan saldırılar karşısında melekler -istediğiniz anda bu dağı Taif halkının başına geçirelim demelerine, Peygamberimiz ya Rab! Onlar bilmiyorlar! Bilselerdi yaparlar mıydı? diye cevap veriyor.

Dünya; İslamın essiz güzelliğini,Yaşatmanın, gülümsemenin, saygının, hürmetin İslamın önceliği olduğunu bilseydi bugün yapılanlar yapılır mıydı.

Bediuzzamanın dediği gibi "İman insanı insan eder, belkide insanı sultan eder, hakiki imanı elde eden insan, kainata meydan okuyabilir" derken tam da bunu kastetmiştir.

Yazımızın daha anlaşılır olması açısından Mevlana'nın; "Gel, gel, ne olursan ol yine gel,

İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,

Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel"

Bugün ihtiyaç duyduğumuz mesajlar, yüzyıllar önce verilmiştir. Yakın tarihte; Turgut Özal'ın 4 önemli hususu olan her dilden, her inançtan, bütün farklılıkların bir araya gelmesi hayali, 2017 ve sonrası için başvurulması gereken bir konudur.

Büyük bir stadyuma, ellerinde en uçtan en uca, bütün farklılıkları konu edinen kitaplar olan insanlar gelmeli. Dinleri, renkleri, ırkları bakış açıları merak edilmeden, herkes kendi dünyası olan kitaplarını okumalı.

Meclis'in çatısı altında 550 millet vekilinin yanına, her türlü sivil toplum örgütü, her türden dernek, tarikat liderleri bir araya gelerek Türkiye çıkarlarını öncelemeli.

Kısaca benlik rüzgarı esmeden, birlik rüzgarını eştirmeliyiz.

Biz dünyada eşi benzeri olmayan bir milletiz. Bunun farkında olan dünya ise bizi değerlerimizden, kuranımızdan uzaklaştırmak için toplum mühendisliği yapıyor.

Onlar biliyor ki Osmanlı'nın torunları değerlerine tekrar dönerse, yaldızlı çantalarda sakladığı kuranı Kerim'i duvarlardan indirip tekrar okumaya başlarsa, Kuran'ın evrensel kucaklayıcını anında hayata geçirecektir. İşte dünyanın korktuğu da budur.