GÜNDEM

İstanbul'da LGBT propagandasına karşı sessiz yürüyüş

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Paris Olimpiyatları'ndaki cinsiyetsizlik propagandasını yapan küresel çetelerle şu anda Gazze'de soykırımı destekleyen çeteler aynı çeteler." dedi.

Abone Ol

Büyük Aile Platformu tarafından düzenlenen "Büyük Aile Buluşması ve Sessiz Yürüyüş", "Dursun bu hayasızca akın" sloganıyla LGBT propagandasına ve dayatmasına karşı düzenlendi. Etkinlik, Fatih'teki Saraçhane Parkı'nda gerçekleştirildi ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ile vatandaşların katılımıyla sona erdi.

ETKİNLİĞE GENİŞ DESTEK

Yaklaşık 400 sivil toplum kuruluşunun destek verdiği yürüyüşte, katılımcılar Türk bayraklarıyla toplandı. Etkinlikte, "Dursun bu hayasızca akın", "Aileyi korumak milli güvenlik meselesidir", "Sosyokültürel teröre dur de", "Ailemize anayasal koruma istiyoruz", "Aileye savaş açanlara geçit verme", "Aile hedefte, başını çevirme" ve "Çocuklar için sesini yükselt" yazılı dövizler taşıyarak LGBT dayatmasına karşı sloganlar atıldı.

Etkinlik alanında oluşturulan ekranda, uzmanların cinsiyetsizleştirme konusundaki konuşmalarının yer aldığı videolar gösterildi. Katılımcılar, aile değerlerini savunma ve toplumsal normları koruma mesajlarını vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaptığı açıklamada, Fransa'daki Olimpiyat açılışında cinsiyetsizlik propagandasının bir proje olarak görüldüğünü belirtti. Tarhan, dünyadaki spor, medya ve müzik kullanılarak insanlığın uyutulduğunu ve bu uykuyu bozan önemli bir olayın yaşandığını ifade etti.

Tarhan, bu olayın, Haziran 2024'te Fransa'da gerçekleştirilen Olimpiyat açılışındaki cinsiyetsizlik propagandasının aslında küresel bir proje olduğunu ve küresel çeteler tarafından organize edildiğini gösterdiğini söyledi. Bu durumu organize bir kötülük olarak nitelendirerek, insanlığın karşı karşıya kaldığı ciddi bir tehdit olduğunu vurguladı.

1960’TAN GÜNÜMÜZE PROPAGANDA

Cinsiyetsizlik propagandalarının kökeninin 1960’taki aile planlaması politikalarına dayandığını belirten Tarhan, bu propagandaların yönetimler tarafından yeterince fark edilmediğini ve aile kurumunun zayıflasa da hala en sağlıklı kurum olarak kalmaya devam ettiğini ifade etti. Tarhan, farkındalık yaratılması durumunda, sağlıklı çocuklar yetiştirilerek gelecekte aile değerlerinin korunabileceğini söyledi.

KÜRESEL ÇETELERİN BAĞLANTISI

Tarhan, Paris Olimpiyatları'ndaki cinsiyetsizlik propagandasını yürüten küresel çeteler ile Gazze'de soykırımı destekleyen çetelerin aynı olduğunu belirterek, bu kötülük çetelerine karşı ahlaka aykırı propagandalara ve gençliği yozlaştırmak isteyen çabalara karşı durulması gerektiğini söyledi. Tarhan, bu propagandalara karşı “Yaşasın zalimler için cehennem” şeklinde bir tepki gösterdi.

Sanatçı Ali Nuri Türkoğlu da kimsenin ahlak bekçisi olmadıklarını vurgulayarak, "Biz, çocuklarımızı, neslimizi, kültürümüzü, insanlığın geleceğini kurtarmak, korumak için teyakkuza geçmiş bir kalabalık, büyük bir aileyiz." dedi.

Türkoğlu, Türkiye'nin manevi bir kale olduğunu bilen lobilerin hedefinde olduğuna işaret ederek, "Geçen sene yaptığımız vurguyu ve ondan önceki sene yaptığımız vurguyu yeniden yapıyoruz. Kimsenin ahlak bekçisi değiliz ama kendi ahlakımıza, çoluğumuza, çocuğumuza dokundurtmuyoruz. Büyük aileyi büyütmeye ve ailemize sahip çıkmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Sakallı kadın, mini etekli erkek istemiyoruz"

2023'te Müslüman olan Macar aktivist Reka Szilagyi de Allah’ın kadını anne, erkeği baba olarak yarattığını ifade ederek, "Başka bir düzenleme olamaz. Allah onu mükemmel yarattı ve kimsenin onu dönüştürmeye hakkı yok." diye konuştu.

Szilagyi, "Küçük erkek çocuklar önce erkek, sonra baba olacaktır. Küçük kızlar önce kadın, sonra anne olacaktır. Biz, sakallı kadın, mini etekli erkek istemiyoruz çünkü işler böyle yürümez. Allah onları böyle yaratmadı." dedi.

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Başkanı Tülin Oygür, "Halkımız, LGBT propagandasını ve örgütlenmesini yasaklayan bir kanun çıkarılmasını bekliyor. LGBT hareketinin eş cinsel veya transseksüel bireylerin sözde insan haklarını savunma meselesi olmadığını biz biliyorduk." dedi.

Paris Olimpiyatları’nda yaşananları hatırlatan Oygür, "Bu yaz Paris Olimpiyatları’nda LGBT'nin bütün hayasızlıkları sergilendi de bu gerçeği görmek istemeyenlerin gözlerine sokulmuş oldu." diye konuştu.

Oygür, şunları kaydetti:

"'Cinsiyet doğuştan gelmez, cinsiyet toplumsal yaşamda öğrenilir. Yüzün üzerinde toplumsal cinsiyet vardır. Kadın ve erkek cinsiyetleriyle ve ilişkisinin normal, doğal olduğunu kabul etmek yanlıştır. Bu hatadan dönülecektir.' diyorlar. İşte böyle bir ideolojinin propagandası ve örgütlenmesiyle ergenlerimiz ve gençlerimiz cinsiyetlerine yabancılaştırılıyor, kendi bedeniyle kavgalı hale geliyor. Bu durum gençlerimizde bunalımları, intiharları, madde ve alkol bağımlılığını tetikliyor. Şiddet eğilimini kışkırtıyor.

Çocuk ve gençlerimizin LGBT ve diğer yozlaşmış kültürel ögelerle tutsak alınması demek, kutsal aile kurumumuzun ve milli devletimizin yok edilmesi demektir."

Yurt Dışındaki Filistinliler Halk Kongresi Türkiye Temsilcisi Muin Naim, Gazze'den selam getirerek, Gazze’de kadın ve çocuk hakları adı altında yayılan terbiyesizliklere karşı direniş gösterildiğini ve bu direnişin arkasında aile, toplum ve milli değerlerin bulunduğunu belirtti. Naim, Filistinli aileleri yok etmeye çalışan lobilerin ve İsrail’in arkasında duran terör örgütlerinin etkisine dikkat çekti.

UYANIK OLUN VE DİK DURUN

Oygür, küresel düzeyde çeşitli saldırıların yaşandığını ve bu saldırıların örgütler, dernekler, medya, dijital dünya ve ekonomik baskılarla sürdürüldüğünü ifade etti. Oygür, 24 devletin LGBT'yi yasaklayan kanunlar çıkardığını ve Türkiye’nin 25’incisi olacağını belirterek, devletin kararlı tedbirleriyle bu saldırılara karşı durulması gerektiğini vurguladı. Oygür, "Uyanık olalım ve karşılarında dik duralım" çağrısında bulundu.

Konuşmaların ardından kalabalık, Beyazıt Meydanı'na kadar sessiz yürüyüş gerçekleştirdi.

Burada avukatlar Elif Nur Güvençer, Ali Ceylan, Alper Yılmazlar ve Asiye Baytürk tarafından basın açıklaması dönüşümlü okundu.

Basın açıklamasında Saraçhane’den Beyazıt’a sessizce yürüyen insan selinin son yılların en güzel aile fotoğrafını verdiği dile getirildi.

LGBT propagandası ve dayatmasının insanlığın varoluşuna yönelen tehdit olduğuna işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Güçlü aile yapısını tahrip etmeye yönelik saldırılar düzenleyen emperyalist küresel odaklar, çarpık ve marjinal ilişki biçimlerini birçok araçla dayatıyor. Akademi, eğitim, hukuk, medya, kültür sanat, spor, iş dünyası, toplumların ahlak ve hukuk felsefeleri işgal edilerek hayatın her alanı LGBT propagandası ve dayatmasıyla esir alınmaya çalışılıyor."

Toplumsal cinsiyet eşitliği ideolojisinin kadına karşı şiddet olduğu belirtilen açıklamada, "Bu yüzden toplumsal cinsiyet kavramı, mevzuattan silinmelidir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:

"Kadını, erkeği, gençleri, çocukları ve temelde aileyi hedef alan bu sosyokültürel terör, tüm kirli faaliyetlerine rağmen hiçbir ahlaksızlığını ve suçunu temize çıkaramayacaktır. Dün gökkuşağımızı çalanlar, bugün insanlık onurumuzu çalamayacaklar. Annelerimizle, babalarımızla, büyüklerimizle, gençlerimizle gövdemizi siper etme ve bu hayasızca akını durdurma azim ve kararlılığına sahibiz. Büyük Aile Platformu olarak, insanlığın geleceği için LGBT sosyokültürel terörüne karşı verdiğimiz haklı mücadeleyi gerekli önlemler alınana kadar sürdüreceğiz."