Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın intiharı sonrası İslami Cemaatlere yapılan saldırılara olan isyanımı bu yazımda dile getirmeye çalışacağım.
Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara'nın intiharı sonrası İslami Cemaatlere yapılan saldırılara olan isyanımı bu yazımda dile getirmeye çalışacağım.
Doğrusu bu üzücü olayla ilgili bir değerlendirmeye yazımda yer vermeyecektim; ancak, bazı kesimler bu üzücü olayı pis emellerine alet ederek özellikle tarikat ve cemaatlere el insaf dedirtecek kadar saldırmalarına dayanamadım, dayanamıyorum!
Ayrıca, bu olaydan tüm şuurlu Müslümanlar ders çıkararak söylemlerine dikkat etmeli ve üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır.
Herhangi bir İslami cemaate mensup olsun veya olmasın bütün Müslümanlar her türlü önyargılardan uzaklaşıp Müslüman şuuruyla birlikte mücadele etmenin çabası içinde olmalıdırlar.
Hepimiz 'HAK ile BATIL'ın mücadelesinin kıyamete kadar süreceğini beynimizin tam ortasına kalın harflerle kazımalıyız.
Düşünün medyanın hemen hemen tamamına yakını bir haftadır bir gencin intiharı üzerinden tarikat ve cemaatlere saldırmaktalar hem de sınır tanımadan!
Ülkemizde İslam karşıtlığı tedavi edilemez kronik bir hastalığa dönüşmüştür.
Aslında tarikat ve cemaatler üzerinden İslam'a olan düşmanlıklarını ortaya koymaktadırlar.
Her akıl sahibi Müslümana soruyorum:
-İslam'ın öğrenilmesi, öğretilmesi ve yaşatılması için çalışan İslami Cemaatlere kim, niye karşı olur?
Kesinlikle hiç şüphe duymadan inanarak söylüyorum bazı ahmak Müslümanlar hariç İslam karşıtı olanlar karşı olur!
Toplumun büyük çoğunluğunun İslami cemaatler hakkında sağlıklı bir bilgiye sahip olmadıklarını düşünüyor olumsuz propagandaların etkisiyle bakış açıları da her geçen gün daha fazla olumsuzlaşıyor.
Şu televizyonlarda bilmedikleri halde biliyormuş gibi konuşanlar var ya bunların asla ve asla samimi olduklarına inanmıyorum!
Samimi olsalar araştırırlar veya bir bilene sorarlar.
Sanki bu ülkede hiç intihar, taciz cinayet vs kötü olaylar olmuyor; oluyor hem de her gün!
Bir İslami Cemaat evi veya yurdunda bir olumsuz olay olunca basıyorlar yaygarayı!
Yazıklar olsun size vicdansızlar!
-Tamam Allah(c.c.)'tan korkmuyorsunuz hiç insanı vicdanınızda mı yok?
Adamlar sınır tanımadan ve utanmadan iftira atabilmekteler. Eğer, bilgi sahibi değilseniz mutlaka etkilenirsiniz.
Onun için bilgi sahibi olunuz ve bunların iftiralarının bir parçası olmayınız!
Hiçbir şekilde endişeye kapılıp kendiniz ve çocuklarınızı Ehli Sünnet İslami Cemaatlerden uzak tutmayınız.
Devletimiz hangi cemaatin, hangi örgütün amacının ne olduğunu bilir; bilmesi de gerek, bilmiyorsa zaten devlet olmaz!
Ne adına olursa olsun, neyi kullanırsa kullansın ülkesine, milletine ve inancına ihanet içinde olan her türlü yapıya karşı gerekli önlemi almak zorundadır.
Arkasında ABD, İsrail, İngiliz, İran, Suudi Arabistan ve başka ülkelerin güdümünde olan tüm yapılarla etkin bir şekilde mücadele edilmelidir.
Herkes şunu iyi bilsin!
Ülkemizde faaliyetini sürdüren Nakşi Tarikat Temelli Ehli Sünnet İslami cemaatlere mensup insanlardan ülkesine milletine asla ve asla ihanet olmaz!
Bunların tamamı ehli sünnet akidesine sıkı sıkıya bağlıdır.
Vatanını 'Vatan sevgisi imandandır' Hadis-i Şerifi düsturunca severler gerekirse canlarını verirler.
Asla ve asla İslam'ın aksine bir tutum ve davranışlarda bulunamazlar; bulunan varsa bunların kesinlikle tasavvuf ve tarikatla alakası yok; bunlar, İslam düşmanı güçlerin kullandığı sapık, aşağılık yapılardır.
İnsanların hiç işi gücü yok gibi her olumsuz olayın sonunda İslami Cemaatler suçlanıyor.
Adam, hükümete kızar suçlu cemaatler; karısına kızar suçlu cemaatler; kocasına kızar suçlu cemaatler!
Oy veririsin suçlusun, oy vermezsin suçlusun; hep suçlu hep suçlu!
-Herkes şunu iyi bilsin, İslami Cemaatler kimsenin şamar oğlanı değil!
Önümüzdeki haftalarda konu eksenli yazılarıma devam edeceğim.