İslâmcı feminist...

Feminizm, kadını erkek düşmanlığına iten, Batı menşeli hareket..

Erkek karşısında mevzilenmek, savaşa hazırlanmak ve her fırsatta da “buradayız” diyebilmek için kadınları bilinçlendirip teşkilâtlamak..

Pekâlâ bu hareket yahut akımın İslâmla bir araya gelmesi nasıl bir ucube?

Şöyle...

Modernizin savurduğu Müslüman kadını, kadın zaaflarını kullanarak yakaladı çağın şeytanları...

“O erkekse sen de kadınsın, onunla eşitsin, haydi göster kendini!..” dedi insî şeytanlar...

Esasen gerçek cinnî Şeytan, her devirde kadını erkeğine isyana teşvik eden böye hamleler yapıyordu kadına...

Büyük Şeytan, Modern çağın kadınına; nefsinde zaten mevcut olan küçük isyanı büyütmek için daha fazla imkân sahibi oldu hepsi bu...

Batı menşeli modernizmin şarka yayılması, şarkın kendi modernizmini adeta yıkıma uğrattı...

Modern çağın gelişmelerini İslâm süzgecinden geçirmek her babayiğidin harcı değildi...

Tarihimizda “Gâvur Padişah” dahi denilmiş olan II. Mahmud, kadınların çarşafsız gezmemesi, erkeklerin beş vakit namazlarını mutlaka camilerde kılmaları için ferman yayınlamıştır…

Hâkezâ cennetmekân Sultan II. Abdülhamid Han da böylesi fermanlar yayınlamak mecburiyetini hissetmiştir. Zira Batı bastırıyordu...

Batı savaşlarla yıkamayacağını kesinlikle anladığı için kaleyi içeriden ele geçirmek üzere şarkın kadınlarına türlü namussuzlukları aşılamak gayretini arttırdı…

Feminizm de bunlardan biridir...

Lâkin Osmanlı tarih sahnesiden çekilene kadar bu fitnelerinde nihaî sonuca tam olarak ulaşamadılar.

Vakta ki lâik Türkiye Cumhuriyeti tesis edildi, her türlü Batı pisliği, 40 türlü mecradan şarka akmaya başladı, hattâ para ile satın alındı…

* * *

İslâmcı feminizm böyle zuhur etti...

Pekâlâ ne istiyordu İslâmca femist?

Maddeler halinde aklıma gelenleri sıralayayım..

1) Batı kadınları gibi giyinmek istiyordu.. (Bugün bu konuda tam bir başarı sağlamıştır Batı. Altında çorap gibi vücut hatlarını gösteren taytları, üstlerinde aynı durumdaki incecik buluzları ile, sürü sepet Müslüman (!) kadın görüyor ve kahroluyoruz...)

2) Batı’da olduğu gibi erkeklerin arasına karışmak, her platformda yer almak ve medyada görünmek.. (bu alanda da muvaffak oldular..)

3) Madem ki erkekler camiye gidiyordu, onlar da gitmeli (gitsinler buna dinî bir engel yok) fakat erkeklerle camilerde yan yana (erkeklerin arkasında değil, aynı safta) namaz kılmalıydılar... (Henüz muvaffak olamadılar, en azından Türkiye’de)

4) Bayram ve Cuma namazlarında erkek – kadın, bir arada, karışık namaz kılınabilmeliydi. (Henüz muvaffak olamadılar, en azından Türkiye’de)

5) Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde vazife almalıydılar... (Bugünkü durum şöyledir):

  1. a) D.İ.B yardımcısı bir kadındır.
  2. b) Kadın müftü yardımcıları vardır...
  3. c) Kadın imam yoktur ama erkek imamları camilere giderek azarlayan, “neden bu camide kafes var?” diyen müftü yardımcıları bile var..

#HARBİDEN: Salih Müslüman kadınlar asla ve kat’a feminist cereyanlara kapılmaz, İslâm ne diyorsa onu yapar, dini kendi heva ve heveslerine uydurmaya çalışmak yerine, kendilerini dinin emirlerine göre düzeltip Hz. Aişe validemiz (r.anha) gibi, Hz. Meryem (a.s) gibi, Hz. Fatıma (r.anha) gibi halis muhlis Müslüman kadınları olmaya çalışmalıdırlar. 07.02.2018