İş yerinde Mobbing ile mücadele mümkün mü?
Günümüz iş dünyasında çalışanların karşılaştığı en büyük psikolojik ve profesyonel zorluklardan biri olan mobbing, artık sadece bireysel bir sorun değil, kurumsal bir problem olarak ele alınıyor. İş yerinde duygusal baskı, ayrımcılık ve psikolojik şiddet, sadece bireylerin ruh sağlığını değil, aynı zamanda iş verimliliğini ve kurum kültürünü de ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Bu durum sadece iş verimliliğini değil, kişilerin aile hayatlarını, psikolojik sağalıklarını da çok fazla etkiliyor. Mesela işyerinde aşırı stres yüklenmiş bir babanın çocuklarına yeteri kadar ilgi göstermesi mümkün mü? Yada eşiyle bir problemi sakin bir şekilde çözebilmesi? Ne yazık ki tüm bilimsel çalışmalar, mobbingin kişilerin tüm hayatlarını olumsuz bir şekilde etkilediğini ortaya koymuştur.
Mobbing genelgesi yürürlüğe girdi
Çalışanları korumak ve mobbing ile mücadele etmek amacıyla hazırlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 7 maddeden oluşan bu genelge ile işverenler ve yöneticilere psikolojik tacizi önleme sorumluluğu getirildi. Artık mobbing mağdurları şikayetlerini CİMER, TBMM Dilekçe Komisyonu ve ALO 170 gibi resmi platformlara iletebilecek. Ayrıca iş yerlerindeki soruşturmalarda özel hayatın gizliliği korunarak, vakaların hızlı ve etkili bir şekilde çözülmesi sağlanacak.
Mobbing nedir ve nasıl ortaya çıktı?
Dr. Zafer Akıncı, mobbingi “duygusal zorbalığın kişiye yansıtılması” olarak tanımlıyor. İş dünyasında yaşanan bu durum, bireyler üzerinde uzun vadede psikolojik travmalara, depresyona, tükenmişlik sendromuna ve işten ayrılmalara neden olabiliyor.
Dr. Heinz Leymann’ın 1980’li yıllarda mobbing kavramını iş yaşamındaki şiddet, baskı ve yıldırma hareketlerini tanımlamak için kullandığını belirten Dr.Akıncı, Leymann’ın mobbingi 'duygusal bir saldırı' olarak nitelendirdiğini ve sistematik psikolojik taciz olarak tanımladığını vurguluyor.
İşverenler ve çalışanlar arasındaki mobbing
Mobbing yalnızca yöneticilerin çalışanlara uyguladığı bir durum değildir. Çalışanlar da birbirlerine mobbing yapabilir. Bir çalışanın gruplaşarak bir diğerini dışlaması, dedikodu yoluyla itibarını zedelemesi veya sürekli olarak sözlü taciz ve eleştiriye maruz bırakması mobbingin yaygın örneklerindendir. Örneğin, yeni bir çalışanın bilinçli olarak ekibe dahil edilmemesi, toplantılara çağrılmaması veya kasıtlı olarak iş yükünün artırılması mobbing olarak değerlendirilir. Bu durum çok fazla travmatik sonuçlara neden olmuştur. İnsanlardaki depresyon oranınının artmasında mobbingin önemli bir etkisi vardır.
Patronların mobbing yapması normalleşebilir mi?
Dr. Akıncı’ya göre, bazı işverenler farkında olmadan mobbing uyguluyor olabilir. Patronlar, işlerin yolunda gitmesini, kazanç sağlamayı ve çalışanların performanslarını artırmayı ister. Ancak bazı patronlar geçmişte zorbalığa, baskıya ve mobbinge maruz kaldıysa, bu davranışları projeksiyon efekti ile kendi çalışanlarına yansıtabilirler.
Yani, geçmişte zorbalığa maruz kalan işverenler, zamanla bu durumu normalleştirerek kendi çalışanlarına uygulayabilirler. Hatta bu davranışı bir inanca dönüştürerek "Çalışanlara fazla yüz vermeyeceksin, onlara sert davranmazsan işlerin yürümez ve boşuna para ödersin" düşüncesine sahip olabilirler. Böyle bir inanca sahip olan bir işverenin mobbing uygulaması kaçınılmaz hale gelir. Asıl soru şu: Hangi işveren, mobbingin işleyiş için gerekli olduğuna kendi deneyimleriyle inanıyor?
Bu noktada, Norveçli psikolog Ståle Einarsen, iş yerinde mobbingin genellikle kötü yönetim, eksik liderlik, olumsuz çalışma ortamı ve saldırgan davranışlara tolerans gösteren iş kültürüyle ilişkili olduğunu belirtiyor. İş yerlerinde zayıf yönetim, çalışanlar arası rekabetin yıkıcı bir hale gelmesi ve denetim eksikliği gibi faktörler mobbingin yayılmasını kolaylaştırıyor.
Mobbingle nasıl mücadele edilir?
1. Mobbing Mağdurları İçin Resmi Şikayet Mekanizmaları: Çalışanlar artık CİMER, TBMM Dilekçe Komisyonu ve ALO 170 gibi platformlara başvurarak resmi şikayette bulunabiliyor.
2. Kurumsal Önlemler: Şirketler, mobbing karşıtı politikalar geliştirmeli, çalışanları bilinçlendirmeli ve etik kurallar oluşturmalıdır.
3. Destek Mekanizmaları: Mobbing mağdurlarının psikolojik destek alabilecekleri kurumsal danışmanlık hizmetleri veya psikolojik destek programları oluşturulmalıdır.
4. Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları: Çalışanlar ve yöneticiler, mobbingin farkında olmalı ve bu konuda düzenli eğitimler almalıdır.
Sonuç: mobbingi durdurmak için birlikte hareket etmeliyiz!
Mobbing, sadece bireyleri değil, şirketlerin genel başarısını ve iş kültürünü de olumsuz etkileyen ciddi bir sorundur. Yeni genelge ile birlikte, işverenlerin bu konuda daha fazla sorumluluk alması sağlanırken, çalışanlar da haklarını daha etkin bir şekilde savunabilecekler.
Birlikte, daha sağlıklı, güvenli ve saygılı bir çalışma ortamı oluşturmak için mobbinge karşı bilinçlenmeli ve mücadele etmeliyiz.