PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısı, sadece Türkiye sınırları içinde değil, bölgede de geniş yankı uyandırdı. Bu tarihi çağrı, özellikle PKK ve YPG üzerindeki kontrolünü kaybetmek istemeyen güçleri harekete geçirdi. Güvenlik kaynaklarına göre, hem içeride hem dışarıda süreci sabote etmeye yönelik provokasyonlar kapıda olabilir. Türkiye, bu riskleri en aza indirmek için tüm senaryoları masaya yatırmış durumda.
İran’ın Hesapları Bozuluyor
Türkiye Gazetesi'nden Yücel Kayaoğlu'nun haberine göre; AK Parti ve güvenlik kaynakları, Öcalan’ın çağrısının İran’da ciddi rahatsızlık yarattığını belirtiyor. Çünkü PKK’nın silah bırakması ve dağılması, İran’ın bölgede elinde tuttuğu kozları kaybetmesi anlamına geliyor. Özellikle PKK ve YPG’yi kendi çıkarları doğrultusunda kullanan Tahran, bu yeni süreçte etkisini kaybetmek istemiyor.
Kaynaklar, İran’ın PKK içindeki kendine yakın isimleri harekete geçirerek, barış sürecini sabote edebileceğine dikkat çekiyor. Bu süreçte, sınır ötesi provokasyonlar ve örgüt içinden gelebilecek karşı hamleler de ihtimal dahilinde.
DEM Parti ve Radikal Unsurlar Süreci Nasıl Görüyor?
Barış sürecini sabote etme ihtimali sadece dış güçlerle sınırlı değil. DEM Parti içindeki marjinal sol gruplar ve aşırı Kürt milliyetçileri de Öcalan’ın silah bırakma ve çözüm sürecine destek veren tutumundan rahatsızlık duyuyor.
Özellikle ideolojik duruşları gereği silahlı mücadelenin sona ermesini kendi varlıkları için tehdit gören bu gruplar, barış sürecini karalamak ve halkın kafasını karıştırmak için harekete geçebilir. Ancak güvenlik kaynaklarına göre, bu tür girişimlerin halk nezdindeki karşılığı cılız kalacak.
CHP’nin Tavrı Belirleyici Olabilir
AK Parti’ye yakın çevreler, CHP’nin de bu süreçte nasıl bir pozisyon alacağının önemli olduğunu vurguluyor. Çünkü, silahsızlanma sürecinin başarıya ulaşması, AK Parti ve Cumhur İttifakı’na ciddi siyasi avantaj sağlayabilir. Bu durumun farkında olan CHP’nin, kendi siyasi çıkarları doğrultusunda sürece mesafeli veya karşıt bir tutum sergileme ihtimali değerlendiriliyor.
Suriye’de YPG’nin Sonu Yakın mı?
PKK’nın Suriye uzantısı olan YPG’nin, Öcalan’ın silah bırakma çağrısını göz ardı etmesi kolay olmayacak. YPG’nin sözde lideri Mazlum Abdi, her ne kadar “Bu çağrı bizi kapsamıyor” açıklaması yapsa da, örgüt içindeki dinamikler böyle düşünmüyor. Öcalan’ın tarihi misyonu ve otoritesi, YPG üzerindeki etkisini koruyor.
Suriye ile Anlaşmak Zorundalar
Güvenlik kaynakları, YPG’nin artık Suriye yönetimiyle anlaşmaktan başka çaresi olmadığını ifade ediyor. Şam yönetimi, YPG’nin silahlı varlığına son verme konusunda kararlı. Bu nedenle YPG’nin silahlı unsurlarının ya Suriye ordusuna katılmak ya da tamamen dağılmak zorunda kalacağı belirtiliyor.
2025 itibarıyla Suriye’nin kuzeyinde 2-3 bin civarında silahlı PKK/YPG unsurunun kaldığı tahmin ediliyor. Ancak bu unsurların büyük bir kısmının Suriye’yi terk etmek zorunda kalacağı ve ağır silahların Suriye ordusuna devredileceği öngörülüyor. Bu da Türkiye’nin güney sınırındaki güvenlik risklerini önemli ölçüde azaltacak bir gelişme olacak.
AK Parti kurmaylarına göre, Abdullah Öcalan, son görüşmelerde ne kendisi ne de örgüt adına herhangi bir kişisel talepte bulunmadı. Öcalan’ın, önce silahsızlanma ve barış ortamının sağlanmasını, ardından toplumsal ve siyasi çözüm sürecinin geliştirilmesini savunduğu belirtiliyor.
Öcalan, son mesajlarında PKK’nın ideolojik dayanaklarının ve silahlı mücadelenin anlamını yitirdiğini açıkça dile getiriyor. Özerklik veya federasyon gibi taleplerin artık gündemlerinde olmadığını, tek çıkış yolunun demokratik siyaset olduğunu vurguluyor.