İnsandan “Güçlü” Kadına

Abone Ol

İnsan, insana huzur verir;

Bazıları gelince,

Bazıları gidince.

Kiminle birlikte olduğunuza dikkat edin!

AVCI

Günümüz Türkiye'sinin sosyo-kültürel vaziyetini anlamak için şu üç kavramın çok iyi bilinmesi lazım:

Hakiki derviş

Çakma derviş.

Derviş kılıklı avcı.

TANIMAK VEYA TANIMAMAK

1918-1922 arasında Anadolu’da Yunan işgali esnasında binlerce insanımızı Yunanlılar katletmişti.

 Katledilen Müslümanların mezarları kendilerine kazdırıldıktan sonra süngülenerek veya kurşunla öldürülmüştü.

Petrole bulanarak yakılanlar, topuzla başlarına vurulmak veya derileri yüzülmek suretiyle öldürülenler de vardı.

Karatepe köyü halkından 200 kişi camilerde toplanmış, sonra bu camiler içindekilerle birlikte yakılmıştı.

Bu katliamdan 15 sene sonra liselerimizde Yunan edebiyatı idealize edilerek okutuldu.

Katiline âşık olmak değildir de nedir bu?

MUALLİM

Bir tv kanalında “eğitim uzmanı” konuşuyor ve diyor ki, “Ruhu kaybettik. Öğretemiyoruz sadece anlatıyoruz”.

“Eğitim uzmanımız” doğru söylüyor fakat şu iki kavramın farkını “fark etmiyor”.

Muallim ile öğretmen aynı şey mi?

Fark yok mu?

FARK ETMEK

Şair şöyle diyor:

“Gökyüzünün başka rengi de varmış!

Geç fark ettim taşın sert olduğunu.

Su insanı boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,

İnsan bu yaşa gelince anlarmış”.

Biraz geç kalmamış mı, şairimiz?

Biz geç kalmayalım.

EZAN

Bir başka şair şöyle der:

‘Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli, 

Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli”.

Ezan-ı Muhammedî için “inlemeli” denir mi?

Dinimizin temeli inletir mi, mümini?

Ezan-ı Muhammedi “inletmez”, dinlendirir.

Huzur verir insana.

TEVAZU

İngiltere’nin istihbarat birimi başkanı tarifeli uçakla yolculuk yapmış.

Tv programcısının biri bunu ballandıra ballandıra anlatıyor.

Bu arkadaşa şunu hatırlatmak lazım:

Siz Topkapı sarayını gördünüz mü?

Fatih sultan Mehemmet Han’ın mütevazı kabrini gördünüz mü?

Yanlış adresten doğru bilgi alınmaz. 

HIRSIZ

Haberlere göre otobüs beklerken uyuya kalan birinin parası çalınmış.

Ahilik sistemini hatırlamış olsaydık bu olur muydu?

Çakma dervişlerin ve derviş kılıklı avcıların olduğu toplumda Ahilik sistemini nasıl tesis edeceksiniz?

Çakma dervişler içerden ezeli hasımlar cepheden saldırdığı bir ortamda zor görünüyor.

Ama ümit kırıklığı yok.

TEP(İ-N)ME

Yıllar önceydi.

Görev yaptığım üniversitede dönem sonuna doğru kampüs içinde müzik adı altında “gürültüler” olurdu.

Bu işleri organize eden “yetkiliye” sormuştum:

“Bu gürültü nedir?

Cevap:

“Kontrollü tep(ki-in)me” demişti.

Bir hayli gülmüştüm.

 LAY-LAY-LOM

İsrail 13 yaşındaki zeki ve süper çocukları kampa alarak eğitiyor ve saldırıların en dehşetlisini yapıyor ve  yaptırıyor.

Dur diyen/diyebilen var mı?

Peki, bizim gençlerimiz ne halde?

 “Lay lay lom” vaziyetinde.

HARCAMA

Kişinin harcama kalemleri  o kişinin kazancı hususunda fikir verir.

 KUMAR

Programcı nasıl cevap alacağını bildiği halde “uzmana” soruyor:

“Ülkemizde yasa dışı kumar yasak olduğundan cezalar veriliyor. Yasa içi kumar ne demek?”

Cevap:

Devlete gelir getiren ve kurallarını belirlediği kumar yasaldır.

Kumarla mücadele ediyoruz öyle mi?

Ört ki ölem!

ACI ÇOK ACI!

Bir vilayetimizde bir site yöneticisinin ablası vefat etmişti.

Cenaze yakınları vakit namazı kılınırken caminin kapısında “bekleştiler”.

Dindar” nesil mi yetiştirdik?

Yoksa bir öğretmenimizin ifadesiyle “dini dar” nesil mi ortaya çıktı, bilemiyorum.

Türkiye’de dijital kumar oynayanların sayısı bir buçuk milyonmuş. 

Bunların yarısı kadın ve çocuk.

Neredeeen nereye!

“GÜÇLÜ KADIN(!)

Kısa süre önce bir vilayetimizin bir ilçesinde iki kız kardeş çobandan içki getirmesini istemişler.

Çoban olduğuna göre bu vaka şehir dışında cereyan ettiği anlaşılıyor.

Bu talebi yerine getir(e-me)yince iki kız kardeş çobanı öldüresiye dövmüşler.

Döverken de videoya almışlar.

Çobanın kafasına vurunca kan gelmiş ve kanı gören kızlar "bak bak kan geliyor başından" diyerek sevinç çığlıkları atmışlar.

Ve ne kadar “kuvvetli” olduklarını göstermişler.

Kadınları nasıl “güçlendirmişiz” değil mi?

DİKKAT DİKKAT

Şunu aklımızdan hiç çıkarmayalım:

Her elinizi sıkanı dost;

Her canınızı sıkan düşman,

Bellemeyin!