Tursun Fakih Şeyh Edebalı’nın damadı olan Tursun Fakih, Şeyh’ten tefsir, hadis ve fıkıh dersleri almış, Osman Gazi’nin imamlığını yapmış, kadılık mevkisin yükselmiş bir devlet adamıdır.
Tursun Fakih Şeyh Edebalı'nın damadı olan Tursun Fakih, Şeyh'ten tefsir, hadis ve fıkıh dersleri almış, Osman Gazi'nin imamlığını yapmış, kadılık mevkisin yükselmiş bir devlet adamıdır. Osman Gazi ile bacanak olan Tursun Fakih, o'nun katiplik görevinde de bulunmuştur. 1288 yılında Karacahisar'ın Osman Gazi tarafından fethinden sonra cuma namazı kılmak isteyen topluluk, Tursun Fakih'i gelir. Dursun Fakih, Şeyh Edebali ile müşavere ettikten sonra, bacanağı da olan Osman Gazi'nin isteği ile ilk cuma namazını burada kıldırır. Tursun Fakih herhangi biri değildi. Onu Osmanlı'nın 'kurucu babaları' arasında saymamız için çok neden var. Evvela, Şeyh Edebali'nin diğer kızıyla evli olmasından dolayı Osman Bey'in bacanağı olurdu. Kayınpederinin müridi olmasından dolayı o da bir Vefaî idi. Edebali'nin Karamanlı olmasından ötürü onun da Karamanlı olduğu konusunda bir rivayet var. Tursun Fakih bir aziz kişiydi. Halka imamet ederdi, Edebali'yle dahi aşina idi (…) Evvel hutbe Osman Gazi adına ki okındı, Karaca-Hisar'da okındı.' Hem hutbe okunması hem de hükümdarın bir ayrıcalığı olması hasebiyle kadı atanması bağımsızlık işaretleri olduğundan, eğer bu rivayet doğruysa, Osman Bey'in daha 1288'de bağımsızlığını ilan ettiğini düşünmek gerekir. Sultan Veled, Yunus Emre, Gülşehir ve Âşık Paşa'nın nesline mensup olan Tursun Fakih, Anadolu'da ilk Türkçe yazanlar arasındadır. Dolayısıyla, yazdıkları başka hiçbir şeyi değilse, daha ilk beyi zamanında bile Osmanlı Beyliğinde Türkçenin yazı dili olarak kullanıldığını kanıtlar.
Koma Allah'ı dilinden bir nefes
Andan artuk kılma nesneye heves[1]
Onun bir güzel ifadesini de buraya alalım hem gözümüz hem gönlümüz sururlansın. Halin tesbiti ile bu asrımıza ışık olsun.' Osmanlının ilk Müftüsü Tursun Fakih'in dilinden Ümmet'in hali: Ey Oğul! Öyle insanlar göreceksin ki, Koyunu yemek için, tilkiyle plan yapacaklar! Kurtla birlikte öldürecekler. Çobanla birlikte yiyecekler. Sahibiyle birlikte yas tutacaklar. Hiç bir şey olmamış gibi davranacaklar!
Yine o dönemin en önemli velilerden biri de Şeyh Hasan Baba'dır ki keramet sahibi bir zat olduğu kaynaklara geçmiştir. Bursa'da medfun olup orada yaşamıştır. Osman Bey'den sonra Orhan Gazi'ye erince devlet bir merdane ortaya çıkmıştır ki; Davud Kayseri ismi ile bilinen beldesinde gerekli ilimleri tahsil edip o da ilim tahsili için arap diyarlarına ilmini arttırmak için yelken açmış Muhyiddin Arabi'nin Meşhur eseri Fusus'una açıklamalar getirmiş dini ilimlerde ve tasavvufta zirveye oturmuştur. Bu hazret daha sonra İznik'te kurulan bugünkü Üniversite'nin başına Dekan ve öğretici olarak atanmıştır. Ondan sonra Mevlana Taceddin Davud Kayseri'den sonra onun yerine geçmiştir. Şeyh Edebali'nin kızını bu zat almış diğer kızını dahi Mevlana Hayreddin Kadı almıştır. Sonra Orhan Gazi'ye vezir olup Hayreddin Paşa diye namlanmıştır.[2]
[1] Ecer, A. Vehbi, İlk Osmanlı Kadısı Dursun Fakih, s. 23-29
[2] Mecma'u'l-Eşraf Tenkitli Metin – Hakî'nin Şaka'ik Tercümesi