Bir arkadaşım bana bundan böyle zülfü yâre dokunan siyasi yazı yazma, dedi. Olur, dedim; söz verdim bundan böyle dünya ateşe yansa siyasi yazı yazmayacağım. İyi de ben yazmadan duramam. Yazmak benim için hava, su, ekmek gibi bir şey. Ya işte böyle! Sözüm söz de ne yazayım ne yazmayayım diye kara kara düşüncelerle dalgın bir biçimde yürürken yolda çok sevdiğim ve kıymet verdiğim arkadaşım Şükrü Bey’e rastladım. Akrabalığımız yok; ancak biri birimize emmioğlu deriz. Selamlaştık. Sonra oturduk bir çay ocağına. Anlattım. O da siyasi yazı yazma diyen arkadaşımı haklı buldu.
“Tamam, Emmioğlu bundan böyle siyasi yazı yok. Yok da ne olacak bu memleketin hali?”
“Bak yine siyasi oldu.”
“Yani sen diyorsun görme, duyma, konuşma; kapat gözlerini üç maymunları oyna!”
“He Emmioğlu aynen öyle! Bak ne diyeceğim, yengen cumartesi günü emmioğlunu yemeğe davet et, dedi. Gel yemeğe orada etraflıca konuşalım. Ha bu arada özel bir şey yapılmasını ister misin? Mesela?
“Mesela… Emmioğlu, lahana sarması ile biber dolması yanında cacık…”
“Lahana sarması ile biber dolması iyi de cacık için… Yani hıyar bulmak zor bu mevsimde.”
“Hıyar bulmak mı? Yahu hıyardan çok ne var. Uzunu, kısası, incesi, orta boylusu hangisinden istersen? Ha bu saydıklarım hıyarın şekli. Bir de çeşitleri var: Ağası, acurusu, yandaşı, sırığı, çekirdeksizi, destesi, kesmeden ağlayanı, önünde el bağlayanı, yaprak arası ihanete yatanı…”
“Dur, dur yahu! Daha neler… Sana da bir şey söylemeye gelmiyor valla! Hatırladım geçen sene de ‘Hıyarın canı sağ olsun!’ , diye bir şiir yazmıştın. Bak yine biraz ucundan siyaset olacak! Yazdın da ne oldu? Sebze fiyatları mı ucuzladı? Şimdi boş ver; yani hıyar var diyorsun hem de bu mevsimde”
“Bu mevsimde değil artık her mevsimde…
“Eskiden…”
“Karıştırma eskiyi, şimdiye bak sen! Desene lahana sarması ile biber dolmasını hak ettim. Yanında da bol sarımsaklı cacık”
“Hak ettin de! Bol sarımsaklı cacık…”
“Sarımsağı bol olunca hıyarın tadı mı kaçar?” …”
“Tam tersi cacığın tadı sarımsağında. Hıyara gelince onun en büyük aşkı, maşuku sarımsak.
“Tamam işte… O halde tereddüttün niye?
“Tereddüt değil de sarımsak bu aralar aldı başını gidiyor. Bak fiyatı şimdiden 300 lira olmuş.
“Valla mı?
“Valla ya! Hadi diyelim hıyarı buldum, sarımsağa ulaşmak zor. Bundan böyle hıyar, aşkını öyle yoğurdun bolluğunda sevgilisi sarımsağa sımsıkı sarılarak gideremeyecek. Anlaşılan o ki kıskanan patates kafalılar, hıyarın sarımsağa olan aşkına da kıymışlar.
“Yani bizim ziyafet…”
“Canımın içi emmioğlu, ziyafet tamam! Lahana sarması ile biber dolması… Yalnız, cacık bol hıyarlı az sarımsaklı olacak.”
“Eyvallah Emmioğlu, bir de tarih belirlesek…”
“Tarih? 14 Şubat! Uygun mu?”
“Tamamdır, Emmioğlu!”