Türkiye’de olması zor gözüken bir durum gerçekleşti. Farklı dünya görüşlerinden insanlar sokak canlarına yönelik katliam çağrıları yaparak ülkemizde karışıklık çıkarmaya çalışanlara karşı tek yürek oldu.
Türkiye'de olması zor gözüken bir durum gerçekleşti. Farklı dünya görüşlerinden insanlar sokak canlarına yönelik katliam çağrıları yaparak ülkemizde karışıklık çıkarmaya çalışanlara karşı tek yürek oldu. Öyle ki insani çözüm iradesi ortaya konulması dışında siyaset yapmaya kalkışan tek bir kişiye bile izin verilmedi.
'Belediyeler kısırlaştırma, aşılama yapmalı, rehabilitasyon merkezleri kurmalı' dışında hiçbir şey istenmedi.
İnsanların ve Allah'ın yarattığı canların zarar görmeyeceği çözüm yollarından başka bir gündemin içine girilmedi.
Bizim topraklarımızda olmaz dediğimiz sosyolojik ve psikolojik açıdan derinlemesine incelenmesi gereken bir başka durumla da karşı karşıya kaldık.
İnsanların acılarını kullanan 'Başıboş Köpek Sorunu Platformu' bireysel silahlanma çağrıları ile korku iklimi oluşturup 'HAVRİTA' isimli bir uygulama kurdular. Uygulama ile sokak köpeklerinin ve besleme yapanların ev adresine, kapı numarasına kadar bulunduğu konumları işaretleyip zehirlemeler ve insanlara yönelik saldırılar gerçekleştirdiler.
Kurgu yaparak köpekleri insanlara karşı kışkırtma senaryolarından tutun da devlet hiçbir şey yapamaz. Mahalleli örgütlenip köpekleri zehirlesinler.' gibi infiale neden olacak çağrılarda bulundular.
Bu topluluk, tüm insanlardan nefret ettiğini söyleyen bir yönetici ile birlikte İzmir Bayraklı'da sokak canlarını beslediği için bir aileyi katleden katile kahraman diyen, HAYDİ'nin kuruluşunu sorgulayıp 'İçişleri Bakanlığı hangi köpekçi STK ile işbirliği yaptı' söyleminde bulunan, Bakan Murat Kurum'un 'Tehlike arz etmeyen hayvanların sokakta olmasının hiçbir zararı yok' ifadeleri karşısında ağıza alınmayacak hakaretler, tehditler savuran, hayvanlara merhamet eden insanlara 'itperestler, hayvantaparlar' diyenlerden oluşuyor.
Bu platformun amacı ülkede kaos ortamı oluşturmak olduğu için insanların ve sokak canlarının öldürülmesinden zerre vicdan azabı çekmeyecek kişiler seçilerek organize edilmişler.
ABD'de yaşayan, tam anlamıyla kim oldukları belli olmayan, insani hiçbir çözüme yanaşmayan bu kitlenin yaptıklarına amaçları belli olduğu için şaşırmıyorum.
Benim asıl anlamakta zorlandığım; Katliam yapmadan da çözüm var seslerine kulaklarını tıkayıp, bu platformun asıl amacının ortaya çıkmasına rağmen 'sokakta rahat yürüyemiyoruz, çocuklara bir şey olmasın' gibi gerekçeler ile onları destekleyenler.
Elbette çocuklarımıza bir şey olmasın ama neden bir insan sokak canlarının bu gerekçeler ile 'Gerekirse hepsi öldürülsün' diyebiliyor. İnsani çözüm yolları sunan kişileri değil de amacı belli bir toplulukla söylem birliği yapıyor?
Yeter ki bizlere, çocuklarımıza bir şey olmasın, gerisi tufan diyen biri hiç kimse kusura bakmasın ama sağlıklı bir bakış açısına sahip değil!
Havrita adlı uygulamada işaretleme yapılması sonucu Antalya Muratpaşa'da bir mahallede yeşil alanlara kimliği belirsiz kişilerce zehirli madde serpildi. Parklardaki tüm köpekler ve kediler can çekişerek öldü. Kuşlar bile! Bu zehir çocuklarımızı da öldürebilirdi.
Bu olayın ardından gelen insani tepkiler ve girişimler sonrası Ankara 1'inci Sulh Ceza Hakimliği, sitesi ve uygulamaları olan 'Havrita'ya erişim engeli getirdi.
Tabii engelleme ortada bir suç gözükmeseydi yapılmazdı.
Vay efendim köpekseverlerin istediği olmuş, halkı düşünen yokmuş! Baskı ile istediklerini yapmışlar.
Hakikaten siz çok ama çok vicdansız ve tehlikelisiniz.
Yahu hadi hayvanlardan nefret ediyorsunuz o zehirlerden çocuklar ölseydi ne olacaktı?
Sorunun çözümünü istiyorsunuz maden ilgili mercilerden, görevini yapmayan belediyelerden niye söz etmiyorsunuz?
Bazı medya kuruluşları ve gazeteciler aracılığı ile da yapılan haberler ile atılan tweetlerle halkın zihnine 'Size ve çocuklarınıza bir şey olmasın, hayvanlar, onları koruyanlar ölmüş önemli değil bakın devlet bir şey yapmıyor, bu hayvantaparların istediği oluyor. ' mesajı verilmek isteniyor.
Yahu aylardır aman insanlar aman canlar zarar görmesin diye verdiğimiz uğraşta biz ne kazanmış olabiliriz. Kazanan insanlık.
Yok efendim mama lobisiymiş!
Sokak canlarını beslediği için 28 kurşunla katledilen Yahya Köşek, Meryem Köşek çifti ve kızları Funda Güçlü mü mama lobisiydi!
Ailesinin acısıyla yüreği yanan ve halen hayvanlara merhamet etmekten vazgeçmeyen Rıdvan Güçlü mü mama lobisi!
Biz yandık başkası yanmasın, katiller yargı önünde gereken cezayı alsın diye uğraş veren Sinem Güçlü mü mama lobisi!
Hayvanlara yemek bulabilmek için çalıştığı iş yerinde tabaklardan pirinç tanesi toplayan insan mı mama lobisi!
Hayvanlara zulüm olduğu için beni bu konuda mücadele vermek zorunda bırakıp hayatımdan çalanlardan öbür dünyada hesap soracağım diyen bir kişi mi mama lobisi!
Gazeteci olmanın dışında HAYKADER Başkanı olarak derneklere gerek bırakmayacak insani çözüm projeleri hazırlayan, derneklere maddi destek verip yaşam alanı kurmak ile sorun çözülmez diyebilen, türlü eziyetlere maruz kalmış canları tedavi ettirmek için didinen bizler mi mama lobisiyiz!
Öyle olan kim varsa da karşısındayız.
Hangisini anlatayım size!
Bu arada hayvanlara yardım edeceğinize insanlara yardım edin diyenlerin bir tanesinin de kimseye faydasının dokunduğunu görmedim. Ama emin olun hayvana merhamet edenler insana yardım için de aynı tutumu sergiliyor.
Bu oluşum nefret iklimi oluşturarak insanlarımızı birbirine kırdırmak, Türkiye'yi bu yöntemi kullanarak karıştırmak istiyor.
Hakikaten bunlara rağmen halen aynı düşünenler varsa insanlıktan, vatan sevgisinden bahsetmesin.
Bilin ki çeşitli yöntemler ile siyasileri, medyayı ve toplumu etkisi altına almaya çalışan 'Başıboş Köpek Sorunu Platformu' durmayacak.
Havrita'ya erişim engeli getirmek çok önemli bir adım ama bu uygulamayı kuranlarda tüm bağlantıları araştırılarak yargı karşısına çıkarılmalıdır. Bu yapı çökertilmez ise hepimiz kaybedeceğiz.
Köpek saldırısı haberi yapıp bunda ihmali olan belediyelere tek bir kelime ile görevini hatırlatmayan, sokak köpeklerinin topluca öldürülmesini öneren, insanları hayvantapar diye ayrıştıranlar da bilsin ki yangına körükle gidiyor.
Geçmişe dair belki anlarsınız diye size sadece tek bir örnek vererek durum fotoğrafı göstereceğim.
Adnan Oktar Suç Örgütü'nün iftarlarına gidip eğlenen, kedicikler ile diyalog kurmaktan çekinmeyenlere 'Yapmayın, bunların amaçları başka' dediğimde gülüp geçiyordunuz ya bugün daha da kötüsünü yapıyorsunuz.
FETÖ ve benzer örgütlerin başımıza bela ettikleriyle uğraşırken kim ne amaçla kimlerin yanında durdu, neyi destekliyor tarih bunu yazacak.
Peki gerçekten siz neredesiniz?