Akıp giden şu hayat meşgalesinde dünya kalplerimize farkında olmadan nüfuz ediyor. Nüfuz ettikçe bizler asıl olandan şaşıyoruz. Dünya işleri karşısında öyle savruluyoruz ki toparlanana aşk olsun. Kalbî olandan uzaklaştıkça dünyayı menfaatler ve ihtiraslar dünyasına çeviriyoruz. Dünya hevesi arttıkça kalple değil nefisle görmeye başlıyoruz. Oysa nefsin irfan yolunda kalbin ve ruhun önüne geçmesi kişi için o kadar tehlikeli ki, terbiye olmamış nefis kişiye dünyayı zindan edebiliyor. Nefis azdıkça kalp köreliyor, kalp köreldikçe kararıyor, karanlıkta kalıyor. Kalbin karanlıkta kalması insanı ister istemez masivaya sürüklüyor. Masivaya sürüklenen kalp iyiyi kötüden ayırt edemiyor. Kalp köreldikçe vicdan terazisi şaşırıyor.
Olayları değerlendirirken sadece akıl ve nefisle değerlendiriyoruz. Kalp pasif hâle gelince hayata karşı nefsi ve menfi bakış açısı oluşuyor. Birbirine bağlı olarak kalp âlemimiz karışıyor. Kalp karışınca ibadetlerde huşû ve hudû kalmıyor. Muhabbetle yapılamayan ibadetler de kuru kuru oluyor, belli bir süre sonra sekteye uğruyor. Manevi hayat sekteye uğrayınca hayatta bir boşluk oluşuyor. Hayat boşluk kabul etmiyor ve yapılamayan ibadetlerin, yaşanmayan dinin yerini malayani işler alıyor. Malayaniyle geçen hayatın akıbetiyse hüsran oluyor.
Kalbin huzuru kaçınca hayatın tadı kalmıyor. Kalbin huzuruysa zikirde gizli. Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur, deniliyor Kur’an-ı Hakim’de. Demek ki kalp zikirle kıvam buluyor, aslına dönüyor. Zikirle kalbin pası siliniyor, zikir kalbe cila çekiyor. Zikir hayata bir anlam katıyor. Zikir, kalbi parlattığı kadar zekâyı da parlatıp basireti açıyor. Zikir ehli, olayların maverasını görüyor, ona göre vaziyet alıyor.
Velhasıl, Hakk’ı seven âşıkların hâli bambaşka. Onlar otururken, yanları üzere yatarken hep Allah’ladırlar. Sevinmeleri, üzülmeleri, her işleri Allah’ladır. Sevgilisiz bir an bile geçirmezler. Sevgilisiz geçen bir gün, hatta bir an bile onlar için cehennem olur. Onlar, zikretmek için kendilerini zorlamazlar. Onların nefes alıp verişleri bile zikir hâline gelmiştir.
Velhasıl, Hakk’ı seven âşıkların eğlencesi tevhid olur.