İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi'nin sonuç bildirisinde, Doğu Kudüs Filistin'in başkenti ilan edildi.
Sonuç bildirisinde, uluslararası topluma Doğu Kudüs’ü Filistin’in işgal altındaki başkenti olarak tanıma çağrısı da yapıldı.
Nihai bildiriden önemli bölümler şöyle:
- Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın Kudüs’ü İşgalci Güç İsrail’in sözde başkenti olarak tanıyan tek taraflı kararı en güçlü şekilde reddedilmiş ve kınanmıştır.
Sözkonusu karar hukuken hükümsüz ilan edilmiştir. Bu beyanın Filistin halkının tarihi, hukuki, doğal ve milli haklarına bir saldırı, bütün barış girişimlerine yönelik kasti bir baltalama, aşırılık ve terörizme ivme verecek bir tahrik unsuru ve uluslararası barış ve güvenliği hedef alan bir tehdit olarak görüldüğü belirtilmiştir.
- Kudüs-ü Şerif’in yasal statüsünü değiştirmeyi amaçlayan sözkonusu tehlikeli beyanın hükümsüz ve meşruiyetten uzak olduğu vurgulanmıştır.
Beyanın, Uluslararası hukukun ve özellikle de Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin ve uluslararası meşruiyeti bulunan tüm ilgili kararların, bilhassa da BM Güvenlik Konseyi’nin 478 (1980) ve 2334 (2016) sayılı kararlarının, barış sürecinin Kudüs-ü Şerif’i nihai statü konusu olarak tespit eden temellerinin ciddi bir ihlalini teşkil ettiği, Amerika Birleşik Devletleri’nin bu bağlamda imzalamış olduğu Anlaşmalar ve verdiği taahhütlerin bu beyanın hemen geri çekilmesini gerektirdiği ifade edilmiştir.
ABD KARARINI GERİ ÇEKMEZSE SONUCUNA KATLANIR
- ABD Yönetimi’ni bu yasadışı beyanın geri çekilmemesinden doğacak tüm sonuçlardan bütünüyle sorumlu tutulduğu kaydedilmiştir.
Sözkonusu beyanın ABD Yönetimi’nin barış destekçisi rolünden çekilmesi olarak değerlendirildiği ve bunun tüm paydaşlar tarafından da anlaşıldığı belirtilmiştir. Ayrıca, bu beyanın ilanı ve işgalci güç İsrail’in 1967’de işgal ettiği, merkezinde Kudüs-ü Şerif bulunan Filistin topraklarında sürdürdüğü sömürgecilik, yerleştirme, apartheid ve etnik temizlik siyasetinin teşvik edilmesi olarak görüldüğü kaydedilmiştir.
Tüm üye devletlere Filistin sorununa, özellikle dünyanın diğer taraflarından karşıtlarıyla günlük temaslarında ve dış siyasi gündemlerinde yüksek öncelik vermeleri çağrısında bulunulmuştur.
- İki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’ne dayanan, uluslararası tanınmış referans hükümlerle ve 2005’te Mekke-i Mükerreme’de yapılan Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı’da stratejik bir tercih olarak kabul edilen 2002 Arap Barış Girişimi’yle uyumlu adil ve kapsamlı bir barışa bağlılık teyit edilmiştir.
Uluslararası topluma bu sorunu çözüme ulaştırmak maksadıyla etkin ve ciddi bir şekilde harekete geçmesi çağrısında bulunulmuştur.
- Doğu Kudüs, Filistin Devleti’nin başkenti olarak ilan edilmiştir ve bütün devletler Filistin Devleti’ni ve Doğu Kudüs’ün onun işgal altındaki başkenti olduğunu tanımaya davet olunmuştur.
'BÜYÜKELÇİLİKLERİ TAŞIMAYIN' ÇAĞRISI
- Bütün Devletlere BMGK’nın 1980 tarihli ve 478 sayılı kararını tam olarak uygulama çağrısında bulunulmuştur. Bu doğrultuda, bütün Devletler;
a) ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in sözde başkenti olarak tanıyan
kararını desteklemekten imtina etmeye,
b) Diplomatik Misyonlarını Kudüs-ü Şerif’e taşımamaya davet
edilmiştir.
- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulunularak, derhal sorumluluklarını üstlenmesi, Kudüs-ü Şerif şehrinin yasal statüsünü teyit etmesi, Filistin Devleti topraklarındaki İsrail işgaline son vermesi, Filistin halkının uluslararası korunma altına alınmasını sağlaması, Filistin Davası’na ilişkin aldığı tüm kararları uygulaması ve bu kararlara uyması istenmiştir.
- BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçememesi halinde, İİT üyesi ülkelerin bu ağır ihlali BM Genel Kurulu’nun 377A sayılı “Barış için Birleşme kararı” çerçevesinde BM Genel Kurulu’na götürmeye hazır olduğu teyit edilmiştir.
- İslam Kalkınma Bankası’ndan Filistin projelerine öncelik vererek ve bu doğrultuda özel ve esnek mekanizmalar ve usuller geliştirerek “Kalkınma için İslami Dayanışma Fonu” aracılığıyla Kudüs’ü Şerif ve diğer işgal altındaki topraklarda ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarına destek olması talep edilmiştir.
- Katılımcılar, İslam Ümmeti için bu denli önemli bir konuda liderliği üstlenmesi ve Zirve’ye ev sahipliği yapması nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımıza minnetlerini ifade etmişlerdir."
NELER
YAŞANDI?
ERDOĞAN'IN ÇAĞRISI ANINDA YANIT BULDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, dünyayı Doğu Kudüs'ü Filistin'in işgal
altındaki başkenti olarak tanımaya çağıran önerisi İİT sonuç
bildirisinde yer alacak.
İstanbul'da devam eden İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü
Zirvesinin sonuç bildirisinde, uluslararası topluma, Doğu Kudüs'ü
Filistin'in işgal altındaki başkenti olarak tanıma çağrısı
yapılması bekleniyor.
Üst düzey kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın zirvedeki konuşmasında dile getirdiği, "Tüm
dünyayı Doğu Kudüs'ü Filistin'in işgal altındaki başkenti olarak
tanımaya çağırma" önerisi, sonuç bildirisine de yansıyacak.
İSLAM ÜLKELERİ, OLUMLU YANIT VERİLMESİNİ
İSTEYECEK
İslam ülkeleri, bildiride, Doğu Kudüs'e ilişkin kararlarını teyit
ederek, uluslararası toplumun çağrıya olumlu yanıt vermesini
isteyecek.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: KUDÜS'Ü FİLİSTİN DEVLETİNİN BAŞKENTİ
OLARAK TANIYALIM
"ABD'nin başkanı 6 Aralık'ta uluslararası hukuku hiçe sayan bir
tutumla Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını açıklamıştır.
Uzun söze gerek yok, Kudüs'te birkaç dakika dolanaşn herkes
orasının işgal altında olduğunu anlayacaktır. İşgal altında olan
şehirle ilgili böyle bir kararın açıklamasının hiçbir hükmü
olamaz.
ABD'nin bu hukuksur kararına sadece İsrail destek vermiştir. Bu
gayrimeşru karara tepki gösteren herkese teşekkür ediyoruz. Sayın
Papa dahil olmak üzere şu ana kadar yaptığım tüm görüşmelerde Kudüs
ile ilgili bu kararlı duruş teyit edilmiştir. ABD'nin Kudüs ile
ilgili kararını İslam ülkeleri de ilk andan itibaren ve en açık
şekilde ABD'nin Kudüs kararını külliyen reddetmiştir. Bu karar
şiddet yerine barışı isteyen Filistinlilerin cezalandırılmaları
anlamına geliyor.
1947'den günümüze Filistin toprakları bu hale getirildi. İsrail bir
işgal devletidir, aynı zamanda İsrail bir terör devletidir. Erdoğan
niye böyle söylüyorsun... Nasıl söylemeyim? 14 yaşındaki çocukları
terörist askerler alıyorlar. Gözleri bağlanıyor, 14 yaşındaki çocuk
dipçikleniyor.
İnsan olan vicdan sahibi olan buralardan gerekli dersi almalı. Bunu
ispat etmek için ey Trump sana daha neyi anlatalım. İsrail yaptığı
tüm terör eylemleri için adete ödüllendirilmiştir. Bu ödülü veren
tek başına da olsa Trump'tır. ben yaptım oldu demekle dünyada
hiçbir şey olmuyor. 196 dünya ülkesinin buna karşı tavır alacağına
inanıyorum.
Bol miktarda silahlarınız uçaklarınız olabilir ama bunlar sizin
güçlü olduğunuzu ifade etmez. Haklıysanız güçlüsünüzdür. ABD
terörizimle yoğun mücadele yürütüldüğü dönemde tüm fanatiklerin
ekmeğine yağ sürmüştür.
Kuze Suriye'ye 4 bin TIR'ı aşkın silah neden getirildi. Orada
bulunan terör örgütlerine bu destek veriliyor. Kudüs kararıyla ABD
ve tüm insanlığa tehdidin kapılarını açmıştır. Filistin meselesine
adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunamadan istikrardan söz
edilemez.
Hepimizin geleceğini ilgilendiren bu duruma seyirci kalamayız.
ABD'nin Kudüs kararı hukuku ciğnemenin yanında medeniyetimize
indirilmiş ağır bir darbedir. Kudüs'ün mahremiyetini hiçe sayan
kararları alanların Kudüs'ten alacakları çok dersler vardır.
Buradan hakkaniyete sahip çıkan tüm ülkeleri Kudüs'ü Filistin
devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyorum.
İslam dünyası olarak bağımsız Filistin talebinden asla
vazgeçmeyeceğiz. Bir kez daha ifade ediyorum ki Kudüs bizim kırmızı
çizgimizdir.
İşgali devam ettiren devlet kabul görürken barış isteyen tarafın
tanınmıyor olmasının makul sebebi yoktur. ABD'nin bu açıklamasından
sonra barış zemini başka türlü canlı tutulamaz. Sözde iki devletli
çözümü savunurken uygulamada İsrail'in bu çözümü yok sayması kabul
edilemez. Henüz Filistin devletini tanımamış olan ülkelerin artık
bu önemli adımı atmaları, bölgede aklı selimi ve adaleti ayakta
tutacak bir dengenin sağlanabilmesi açısından şarttır.
İslam ülkeleri olarak Filistin devletinin diplomatik sahada tam
temsili konusunda daha güçlü bir irade ortaya koymalıyız.
Filistin'in uluslararası anlaşmalara dahil olma süreci
hızlandırılmalıdır. Bugün buradan bunun çıkması gerekmektedir.
Mesuliyet sahibi herkesin maddi ve manevi tüm imkanlarını
kullanmasını istiyoruz. ABD'yi attığı bu son derece yanlış adımdan
geri dönmeye davet ediyoruz. Kendini barış sürecinde diskalifiye
eden ABD'nin yerine uluslararası toplumdan sorumluluk
üstlenmelerini istiyoruz.
ABBAS: TRUMP KUDÜS'Ü İSRAİL'E HEDİYE OLARAK TAKDİM
EDİYOR
İstanbul'daki İslam İşbirliği Teşkilatı'nda konuşan Filistin lideri
Mahmud Abbas, "Trump Kudüs'ü İsrail'e hediye olarak takdim ediyor.
Sanki dünyada tek karar veren kendisiymiş gibi davranıyor. Şu anda
büyük bir sıkıntı yaşamaktayız. Ama bu zaferi kazanacağız"
dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'nin başkenti olarak
tanıma kararı sonrasında olağanüstü toplanan İslam İşbirliği
Teşkilatı Zirvesi İstanbul'da gerçekleştiriliyor.
Abbas'ın konuşmasından satırbaşları
şöyle:
"İngiltere 100 yıl Siyonist harekete böyle bir söz verdi. Bu söz
hak etmeyenlere karşı verilmiş bir sözdü. İngiltere kendine ait
olmayan bir toprağı, Filistin toprağını heba etti. İngiltere bunu
yaparken en ana partneri ABD idi."
Trump Kudüs'ü İsrail'e hediye olarak takdim ediyor. Sanki dünyada
tek karar veren kendisiymiş gibi davranıyor. Ama bu kez ABD ile
birlikte hareket edenler dahi yanında yer almadı. Bütün dünyada
ülkeler doğudan batıya, Kanada, İngiltere ve Avustralya dahil kimse
Trump'ın yanında yer almadı."
Kudüs'ün işgaline karşı çıkmak için birlikteyiz. ABD bütün
insanlığın vicdanını zedeleyecek bir karar almıştır. İşgal
altındaki Filistin'in devlet olarak tanınması için çaba
harcamalıyız.
Mescidi- Aksa'da nöbet tutan kardeşlerimize, Kudüs'te yaşayıp
yerleşimcilerin zulmüne maruz kalan halklarımızı selamlıyoruz.
Çünkü zorla işyerleri kapatılıyor. Taşıyamacakları vergiler
kendilerinden isteniyor. Kilise ve camilerinde ibadet etmelerine
izin verilmiyor. Bundan birkaç ay önce hem Müslümanlar hem de
Hristiyanlar gelerek, tüm engellemelere rağmen ibadetlerini
yaptıyor."
BM kararına göre hiçbir ülkenin büyükelçiğini Kudüs'e yerleştirmesi
yasal değildir.ABD'nin tek taraflı aldığı bu kararın geçersiz
olduğunu ifade ediyoruz. Bizler barış içinde çalışırken, bir anda
bize yüzyılın tokatını vurdular. Yapılan uluslararası hukukun
ihlalidir.
Kudüs hem Müslümanların hem Hristiyanların yaşam mekanı olarak
kalacaktır. ABD artık barış sürecinde arabulucu olma şansını
yitirmiştir. ABD'nin artık arabulucu olmasına asla izin
vermeyeceğiz. Sizlerin de bu kararımızı desteklemesini istiyoruz.
Kudüs Filistin devletinin ebedi başkenti olarak kalacaktır.
ABD Kongresi kalkıp Filistin Kurtuluş Örgütü'nü terör örgütü olarak
kabul ediyor. ABD'nin FKÖ'yü terör örgütü olarak kabul etmesini
kınıyoruz. Dünyada 83 ülkeyle terörle mücadele protokolümüz var.
Anlaşılan onlar bizim terör örgütü olmamızı istiyorlar ancak terör
örgütü olmayacağız.
İsrail'i kim koruyor, uluslararası hukuka rağmen pervasızca
saldıran İsrail'i kollayan kim? Yahudilerin meşruiyetleri var,
bizim de var. İsrail'in yönetimi, halkı var ama sınırları yok.
Sınırları olmayan bir devlet nasıl tanınabiliyor? Bana sınırlarını
göstersinler.
Bu zirve bağlamında alacağımız karar ne olacak? Bizler bütün
kararlarımızda dedik ki Kudüs kırmızı çizgimizdir. Kudüs ilk
kıblemizdir. Kudüs'ün kırmızı çizgi olma konusunda Hristiyanlar da
aynen bizim gibi düşünüyor. Bizler ve Hristiyanlar aynı gemide yer
almaktayız. Bizler burada BM kararlarını saygıyla karşılıyoruz.
BM'nin Filistin sorununu çözme çabalarını destekliyoruz. İsrail'e
karşı Müslüman ülkeler desteğini sağlamıştır. Kudüs ziyaretine önem
vermemiz gerekiyor ve ilgi göstermeliyiz.
Zirveden bağlayıcı kararlar alınmalı. İslam İşbirliği Teşkilatı üye
ülkeleri ile dünya ülkeleri Kudüs bağlamında ABD ile ilişkilerini
belirlemesi gerekiyor. Ekonomik ve siyasi kararlar almalı.
Her şeyin bir bedeli vardır ve bizler bedeli ödetebiliriz. Ülkeleri
İsrail'i tanımaktan vazgeçmeye çağırıyorum.
Bizler barışa bağlı kalmaya devam edeceğiz. Barıştan başka şansımız
yok. Barışı elde edene kadar yolumuza devam edeceğiz. ABD
arabuluculuk vasfını yitirmiştir. Bundan sonra kabul etmemiz mümkün
değildir. Uluslararası bir mekanizma istiyoruz bu konuda.
İnsan Hakları Mahkemesi'nin ihlaller konusunda sorumluluk almasını
istiyoruz.
İnsan Hakları Mahkemesi'nin ihlaller konusunda sorumluluk almasını
istiyoruz." İki devletli çözümün hayata geçirilmesinin zamanı
gelmiştir. Sınırları olmayan İsrail'i mi tanıyacağız? Hayır.
Bizi tanıyan devlet sayısı İsrail'i tanıyandan fazla. Bizler BM'de
gözlemci olduktan sonra 522 teşkilata üye olma hakkına
sahibiz."
Biz İsrail ile yaptığımız hiçbir anlaşmaya artık bağlı değiliz.
Eğitim sağlık kanalizasyonu siz yapın, biz işgal altındayız
diyeceğiz. Başka dilden anlamıyorlar.
AÇILIŞ KONUŞMASINI DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU
YAPTI: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İslam İşbirliği
Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın açılış konuşması
yaptı.
Bakan Çavuşoğlu burada yaptığı konuşmada “Doğu Kudüs’ü Filistin’in
başkenti olarak tanıyan bizler, diğer ülkeleri Filistin Devletini
1967 sınırları temelinde ve başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde
tanımaya teşvik etmeliyiz” dedi.