HA EVET HA HAYIR

“Biz demokrasiye öylesine inanmışız, öylesine bağlı olmuşuz ki, milletin iradesi bizim için en saygın tepe noktadır. ‘Evet’ diyen ne kadar saygınsa, ‘Hayır’ diyen de o kadar saygındır.”

Yukarıdaki sözlerin sahibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Hayır”ın da demokratik bir hak olduğunu belirtmesi bir özgüvenin ifadesi olduğu kadar bir demokratik duruşun göstergesidir.

Millet iradesine saygının ifadesidir.

Tek adamlık, despotluk, padişahlık iddialarına cevaptır.

Empatinin yansımasıdır.

Tevekkülün tezahürüdür.

Kılıçdaroğlu’nun da aktarma gereği duyduğu “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmazsınız” hadisinin gereğidir.

Esasen işin ta başında gösterilmiştir bu tavır.

Yani sunulan değişiklik teklifi Anayasanın mecliste değiştirilmesini sağlayacak nitelikteki çoğunluğa ulaşsa bile referanduma götürülerek milletin tercihine sunulacağının deklare edilmiş olması “Evet” oyu kadar “Hayır” oyunun da saygın olduğunun daha ilk başta kabul edildiğinin ilanıdır.

Demokratik davranışın bir gereğidir.

“İktidar her rejimde vardır, ama muhalefet demokrasilerde vardır” ifadesinin bir yansımasıdır.

CHP usulü demokrasinin adı olan “açık oy gizli tasnif” ucubesi 1946’da kaldı.

Halkın vicdanı ile baş başa kalarak tercihini yansıtacağı sandığı ortaya koymak, zaten başlı başına “Hayır” diyebilmenin de demokratik bir hak olduğunu baştan kabullenmektir.

Tıpkı Merhum Özal’ın askeri idarenin lideri Kenan Evren’in koyduğu siyasi yasakların kaldırılmasını onun cumhurbaşkanlığı döneminde halka sorma tavrını gösterebilmesi gibi…

Şartlar gereği 1987’deki referandumda ANAP “Hayır” demek durumunda kalmıştı.

Bunun bir hata olduğunu da daha sonra itiraf etmişti Merhum Özal.

Beş yıl önce yüzde 92 oy ile 1982 Anayasasına “Evet” diyerek siyasi yasaklara da onay veren halk, beş yıl sonra kıl payı da olsa yasakları kaldırarak demokrasi sınavından başarı ile çıkmıştı.

ANAP da her ne kadar “Hayır” kampanyası yürütse de referandumla yasakların kaldırılmasının önünü açmış, demokratik gelişmeye zemin hazırlamıştı.

Bugün ise iktidar “Evet” derken, muhalefet “Hayır”ı savunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Evet” kampanyasını bir uyarı görevi olarak ifade ediyor.

Ama sandık bu…

Ne çıkacağı önceden belli olsa zaten milletin önüne konulmazdı.

Ya “Hayır” çıkarsa…

Anketlere bakarsanız bu ihtimal giderek azalıyor ama…

Varsayalım ki “Hayır” çıktı.

Dünyanın sonu değil.

Millet iradesine inananlar için hiçbir sorun yok…

Madem ki milletin tercihidir; alerra’si vel ayn…

Baş göz üstüne…

“Hayır”cıların da “Evet” çıktığında aynı olgunluğu göstermeleri ve millet iradesine saygı göstermeleri gerekir.

Kılıçdaroğlu’nun yumuşak üslubu ile demokratik bir tavır göstermeye çalışsa da, bazı had bilmezlerin “İzmir’de denize dökeceğiz” şeklindeki densizlikleri kaygı vericidir.

“Evet” de olsa “Hayır” da olsa son sözü söyleyecek olan Türk milleti değil mi?

Ha “Evet” ha “Hayır”.

Önemli olan irade-i milliye…

Demokratik tavır…

Gerisi angaryadır.