Güneşe Göç Var

Abone Ol

Tozlarla savrulan çocuklar ve yalnız kalanların arasında, kalabalıkla yürüyen koca yürekli insanlar. Güneşe bir göç var, sıcaklığında yanmak için. Gözlerini bir dakika bile kırpmadan, hayatlarını feda eden insanlar. Kiminin kucağında beslediği kedi, kiminin kucağında aylardır besleyemediği bebeği. Kimi, yürüyor yalnız bir şekilde, hiçbir kucak bulamadan, kimi kucağında vuslatta yuvası olmadan.

Ama yine de yürüyorlar, gözlerini kırpmadan…

Ricat yolu çok çetin, dikenli, taşlı, engebeli. Bu yolda gözleri mercan, küçük kızın mısraları anlatıyor cesareti.

Beni yaktığında;

Küllerimin üzerinde bir şeytan gibi dans ettiğinde,

Ve rüzgâra savurup beni,

Çöl güneşini gözüne sürme yaptığında,

Kimliğimi yok ettiğini mi sandın?

Tarihimi ve inançlarımı, sildiğimi mi düşündün?

Boşuna uğraşıyorsun!

Bir isyanın sonu olmaz.

Ben Diriliş gibiyim, bir gün geri döneceğim,

Ben kıyamet gibiyim, bir gün geleceğim.

Vardıkları yer güneş kadar sıcak, toz boğazlarına kadar hissettiriyor kendini. Temiz su bulmak, bulduğunda vurulmadan yudumlayabilmek. Kimileri için zor denilen bu hayat, onlar için zordan da zor. Vurulacaklarını bilerek yürüyorlar, sıcaktan kavrulacaklarını bilerek…

O kadar yaklaşıyorlar ki ateşe, başkasının dayanamayacağı kadar. Yaklaşıyorlar, yalnız kalmışlar. Evlatlar gitmiş, yalnız kalmış babalar, anneler gitmiş yalnız kalmış evlatlar, bebekler yalnız kalmış.

Yetim kalmış, yalnız yüzlü bir çocuk, küçücük yüreğinde taşıdığı kocaman bir iman ile, Allah'a şikâyet ediyor, parmağını gökyüzüne kaldırarak. Zalimi, alemin sahibine haykırıyor.

17.881 evlatsız kalan baba ve anne, 38.000 babasız ve annesiz kalan çocuk. 2.092 hiç kimsesizler ordusu. Henüz bir zerre parçasına ulaşılamayan 14.222 can. Bu canlara can olsun diye çatışma alanından bir an bile ayrılmayan 1.155 sağlık çalışanı. Dünyaya haykırılsın mezalim diye görev yapan 205 gazeteci, bu soykırımda bir lokma ekmek ulaştırabilmek için çalışan 194 sivil savunma görevlisi ve 111.588 yarası sarılmayı bekleyen Gazze ‘li , 61.709 ebedi alemde hesap gününü bekleyen şüheda.

Oturulması mümkün olmayan yıkıntılar içerisinde kalan 200000 evin perdesi bir daha açılmayacak. 1.661 okul, bu okullara gidemeyecek katledilen 12.800 öğrenci. Böyle bir yıkıma nasıl dayanacak, dayanacak dalı kalmayan, binlerce Filistinli.

Bir tarafta zalimliğini artırarak ilerleyen bir işgal devleti, diğer tarafta, yanmalarını, yıkılmalarını, ölmelerini, umursamadan ne için öldüklerini ve ne için diriltileceklerini bilenler ordusu.

Ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu tarafa, 583 Filistinli serbest bırakıldı. Salınmalarının son dakikasına kadar işkence gören Filistinliler. Diğer tarafta esirlerin teşekkürüne layık olan kahramanlar. Osmanlı bakiyesi topraklarda bir esere nasıl davranılması gerektiği dersini tüm dünyaya, gözlerine sokarcasına yerine getiren inanmışlar. Dünya’ya insanlık dersi vermeye devam ediyorlar.

Süreç ikinci aşamasına doğru ilerlemekte.

Ateşkes mi?  Soykırımın normalleşmesi mi? Katliamın hafifletilmesi planı mı?

Sürgün teklifine sert ‘Hayır’ cevabının çevre ülkeler tarafından verilmesine rağmen, Netanyahu’nun ‘Trump ile Orta Doğuyu yeniden şekillendireceğiz.’ açıklaması ve aynı gün Ürdün Kralı Abdullah’ın, ABD ziyareti, sürecin ikinci aşamasında hassasiyetle takip edilmesi gereken bir husustur.

Netanyahu’nun görüşme öncesi aldığı cesaret ile bölgede, Hamas tamamen devre dışı bırakılmadan, anlaşmanın ikinci aşamasının uygulanması ve yükümlülüklerin yerine getirilmeyeceği söylemi; her türlü zulmü devam ettirme ihtimali karşısında, uluslararası toplumun ateşkes desteği, Gazze’nin yapılandırılma çalışmasının bir bölüşme planına dönüşmesine engel olunması noktasında çalışılmalıdır.

Sözde medeniyette yükselen, yükseldikçe insanlıkta alçalan, ikircikli özgürlük anlayışlı, geçmişin soykırımcı izinde ilerleyen yönetimlerin; görmezden gelişlerine karşılık olarak, ‘İnsanlığın uyandırılma ve zulmü Dünya’ya anlatma.’ mücadelesinden vazgeçilmemelidir. Gazze Gazze’lilerindir. BM’in sinir uçlarına tekrar dokunulmalı. Tüm Dünya’ya katliamlar yeniden başlamadan, ‘Dünya beşten büyüktür’ yeniden hatırlatılmalı, bölge ülkeler tarafından hız kesilmeden yeni adımlar atılmalıdır.

Ateşkes devam etmez ise soğumaya geçmiş yanardağa atılan taş misali, ateş daha geniş coğrafyaları bulacak, daha geniş alana dağılacaktır. Zulüm; yerinde durdurulmadığı taktirde, bir gün durdurma çabasında olmayanların kapısını çalacaktır.

Gazze diriliş gibidir, bir gün geri dönecektir.

Filistin Kıyamet gibidir.

Zulüm durdurulmadığı taktirde, bir gün durdurma çabasında olmayanların başında kopacaktır.