Fenerbahçe maça çok istekli ve agresif başladı, tribünler de hiç olmadığı kadar bir bütün halinde maçın içindeydi. Dinamo Kiev takımı birlikte oynama tecrübesi ve fiziksel üstünlükle malesef turladı.
Fenerbahçe maça çok istekli ve agresif başladı, tribünler de hiç olmadığı kadar bir bütün halinde maçın içindeydi. Dinamo Kiev takımı birlikte oynama tecrübesi ve fiziksel üstünlükle malesef turladı. Net bir forvetin olmayışı, takımın değişeninin çok olması takımı geriye götüren en önemli iki faktördü. İsmail Yüksek'in ikinci sarıdan atılması sürpriz olmadı, zira Fenerbahçe'de karta en yakın oyuncu İsmail Yüksek'ti. Hocanın İsmail'de ısrar etmesinin altında umarız dolu sebepler vardır.
Öte yandan Fenerbahçe'nin yediği golde Arao'nun uzun süre golü atan oyuncuyu arkadan takip edip müdahale etmemesi de ayrı bir tartışma konusu. Yandan altı pasa çıkarılan toplarda Fenerbahçe'nin sıkıntı yaşayacağı bariz belli.
Dipnot olarak şunu da ekleyelim: Hakemin ortada kalan pozisyonlarda kanaatini hep Dinamo Kiev'den yana kullandığı da gözlerden kaçmadı.
AVRUPA'NIN FİZİKSEL HEGEMONYASI
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama Doğu Avrupa'nın ortalama bir futbol takımı bile ligimizdeki her takımı yenecek kondisyona sahip. Fenerbahçe dahil tüm Türk takımları fiziksel olarak Avrupa takımlarının çok gerisinde.
PUTİN TEZAHÜRATI
Hayatında bir kez olsun tribüne takılmamış, maç öncesi goygoylarına tanık olmamış insanlar Vladimir Putin tezahüratına tepki gösteriyor. Fanatikliğin, sevginin farklı bir tezahürü idi yaşananlar. Aynı tribünde Putin'e küfürler de edildi. Yani uzun lafın kısası her şeyi bu kadar ciddiye almamak lazım. Kievli oyuncunun tribüne yaptığı el hareketi sonrası verilen tepkinin (putin tezahüratı) altında değişik hesaplar aramamak lazım. Sanki Fenerbahçe taraftarı gaddarmış da o yüzden böyle yapıyormuş gibi içi boş, pis bir anlatı var. Kimseye buradan ekmek çıkmaz.