RAMAZAN

Cenneti hak eden kadınlar kimler, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle tarif etti...

Cenneti hak eden kadınlar...

Abone Ol

Peygamberimiz (s.a.v) bir gün ashabına, “Size cennetlik kadınların kimler olduğunu haber vereyim mi?” buyurdu.Ashap, “Buyrun, haber verin yâ Resûlallah” dediler.Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu saadeti hak eden kadınları şöyle tanıttı:

Onlar kocalarını çok severler. Onlara çocuk verirler.

Bir kızgınlık anında veya kendisine kötü davranıldığında ya da kocası ona kızdığında elini kocasının elinin üzerine koyar ve ona, işte elim elinde; sen benden razı olmadıkça uyku uyumayacağım’ der.”

Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem bunu anlattığında herkes hanımında kızların bu özellik var mı diye heyecanları artmaya başladı.

Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem anlatmaya devam ettiler, Böyle bir kadın karşısında eriyip yumuşamayacak ve kusurun biraz da kendisinde olduğunu söylemeyecek erkek çok azdır.

Kocasına karşı tevazu gösterip sabırla bu formülü uygulayan kadın dünyası da âhireti de cennet olur.

Böyle özür dileyen bir kadının özrünü kabul etmeyen ve ona hâlâ sert davranan erkeğin de hesabını Allah görür.

Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem cennetlik kadınları şöyle anlatır: "Onların vücutlarının güzelliği ile letafetinden dolayı her birinin baldırındaki kemiğin iliği etinin üstünden görünür. Onların aralarında ne ihtilâf vardır, ne düşmanlık, ne de çekememezlik."4

Yani cennet ehli kadınlar güzellikte o kadar ileride bulunuyorlar ki, sadece bir tek tırnağı dünyaya görünse güneşin ışığını kapatacak kadar parlaklıkta olan hurilerden daha güzel olacaklar. Bir kadının bundan daha güzel bir şey tahayyül etmesi mümkün müdür?

Cenab-ı Hak hem erkek, hem de kadın mü'minlere kalblerinden geçenlerin bir misli fazlasını vereceğine göre, nimet ve ihsanın derecesini siz düşünün.

Artık bu kadar lütuf ve ikramdan sonra "Allah, cennette bir erkeğe çok sayıda huri veriyor da, cennet ehli kadınlara neden böyle bir imkân verilmiyor?" denmez. Cennette "yok yoktur."

Allah insan fıtratına en uygun şekilde her türlü nimet ve ihsanı verecek, kimseyi mahrum bırakmayacaktır.

Esas mesele Allah'ın rızasına nail olmak, ebedî saadete liyakat kazanmak, fâni dünyadan imanlı olarak ayrılıp, cennetin kapısına ulaşabilmektir.

Dipnotlar: 1. Müslim, Cennet 22. 2. Müslim, îman: 301. 3. Bediüzzaman Said Nursî, İşaratü'l-İcaz, s. 175. 4. Müslim, Cennet: 14-17.