RAMAZAN

Besmele yazılı kağıdı yolda gören sarhoş ve sonrası...

Sarhoş deyip geçmemek ve sonrasına bakmak lazım...

Abone Ol

Genç yaşta içkiye müptela olmuştu. Öyle ki içmediği gün neredeyse yoktu. Bir gün, yolda sarhoş bir halde giderken, üstünde Besmele yazılı bir kağıt buldu. Baktı durdu ona, sonrasını lütfen dikkatle okuyun

O yazıyı o halde görünce dayanamadı. Çünkü içi sızlayıp yerden aldı. Öptü, çamurlarını silip, temizledikten sonra, güzel kokular sürüp, evinde duvara astı. Bu kadar değil, asıl olan bundan sonra yaşanacaklar. Çünkü Allah her insana bu nimeti bahşetmiyor. Sarhoş deyip geçmemek ve sonrasına bakmak lazım,

Gece ise alim biri rüya gördü. Rüyada, ”Git, söyle! (O bizim ismimizi temizledi Biz de onun kalbini temizleriz. O bizim ismimizi büyük tutup yükseğe astı, Biz de onun ismini büyük yapıp, yüksek kullarımın arasına katarız.

O bizim ismimize güzel kokular sürdü, Biz de onun şahsını hidayetini kıyamete kadar müslümanlar için güzel kokular saçan yıldız yaptık) denildi. Bu rüya, üç defa tekrar etti. Acaba hikmeti neydi, bakın nasıl bir makam verildi,

Rüya gören zat, sabah olunca, Bişr-i Hafi’yi arayıp onu içki içerken meyhanede buldu. Gördüğü rüya ile bu adam ne alaka idi diye az da olsa kafasında geçirdi, ama bunda bir hikmet olduğunun farkında idi. Bişr, gelen zâta dedi ki:

– Benimle sizin ne işiniz olabilir? Benden ne istiyorsunuz? – Senin için önemli bir haberim var. – Kimden bahsedeceksin? – Allahü Teâlâ'dan …

Bunu duyan Bişr, ağlamaya başladı ve sordu: – Hâlim malum. Bana şiddetli azap mı yapacak? Tabi gelecek cevabın aklından geçen şey gibi olacağını düşünüyordu, ama beklediği gibi değildi. Yaptığı davranış değildi sadece onu makama yükselten, çok daha farklı bir olay daha vardı. Allah belkide o besmeleyi karşısına çıkaracak bir sebep halk etmişti! O zat, rüyayı anlattı. Bişr arkadaşlarına dönüp şöyle söyledi:

Ey arkadaşlarım! Beni çağırdılar, bundan sonra bir daha beni buralarda göremeyeceksiniz. O zatın yanında hemen tevbe etti. Annesi onun bu haline üzülür, her zaman dua ederdi.

Allah'ım onu bu pis bataklıktan kurtar diye. Gece gündüz ağlar yakarır, oğlunun doğru yola insanların ibret alacağı bir kişi olmasını isterdi. Yanık gönülle oğluna dua ederdi, çünkü Bişr sarhoş olmasına rağmen yaşlı annesine hizmetten de geri durmaz, onun ihtiyaçlarını görürdü. Annesinin duası kabul oldu ve,

Tevbe ettiğinde ayağında ayakkabı bulunmadığı için, başka zaman da hiç ayakkabı giymedi. Sebebini soranlara, ”Söz verdiğim zaman yalınayaktım, şimdi giymeye haya ederim” derdi. Ayakkabı giymediği için kendisine ”Hafi” (yalınayak) denilmiştir.

Bağdat'a gelenler sokakların pırıl pırıl olmasına anlam veremezdi. bu sokaklar nasıl bu kadar temiz olabiliyor dediklerinde '' burada Bişr adında bir alim var. O yalınayak gezdiğinden kimse sokakları kirletmez'' diye cevap verirlerdi. Anneye hizmet ve sonrasında alınan samimi duası ve Allah'ın adına hürmetin getirdiği makam..