Geleneksel değerlerin hızla aşındığı bir çağda insanın; yaşamı, fikir ve eylemleri ile birlikte iç âleminin ritmi de bozuldu. Modern çağın manipülasyonuna maruz kalan insan, yüzeyselin derin, zararlının yararlı, kötünün ise erdemli olduğuna ikna edilmeye çalışılıyor.
Geleneksel değerlerin hızla aşındığı bir çağda insanın; yaşamı, fikir ve eylemleri ile birlikte iç âleminin ritmi de bozuldu. Modern çağın manipülasyonuna maruz kalan insan, yüzeyselin derin, zararlının yararlı, kötünün ise erdemli olduğuna ikna edilmeye çalışılıyor. Modern çağda yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler, sosyal ve kültürel değişimleri kaçınılmaz kılarken, özgürlüğü ve özgünlüğü vaat eden popüler kültür, maalesef vaat ettiğini veremedi.
Modern bilim ve teknoloji insanı toplumdan soyutlarken, maddi kültüründe etkisiyle manevi kültürde erozyona uğradı. Kültürel bütünlüğün bozulması toplumda ruhsal-duygusal ve psikolojik kırılmaları ve travmaları tetikledi. Maddi anlamda radikal değişimler yaşayan insan, bütün konfor ve kolaylığa rağmen, her türlü üretim, tüketim ve çeşitliliğe rağmen özgürleşmeyi ve özgün kalmayı başaramadı. Bu yüzden insanların hayat çabası, kamusal alana katkısı, meselelere bakış açısı, sorun çözme ve karar alma süreçleri insanları farklı arayışlara, farklı ideolojilere sevk etti.
Zamanın yıpratıcı olgusuna, geleneksel değerlerin yıpranmış olmasına rağmen medeniyetimizin kadim değerlerine tavizsiz tabi olmamız gerek. İşte bu nedenle şapkamızı, takkemizi, kasketimizi, külahımızı… Her neyse önümüze alıp sağlam ve detaylı bir muhasebe yapmamız icap eder. Medeniyetimizin organizasyon kabiliyetini yitirmiş olması, değerlerimizin sosyal hayattan çekilmiş olması bizleri mabedimize küstürmemeli.
İspanya’da Madrid şehir müzesinde sergilenen “Secde halinde bir Müslüman, onun sırtında Hıristiyan, onun omuzlarında Yahudi’nin olduğu” abideyi bilmeyenimiz tv’lerde ve sosyal medyada görmeyenimiz yoktur. Buna rağmen Yahudiler bu abideyi beğenmiyorlar. Bunu da şöyle izah ediyorlar: “Evet Yahudiler en üstte temsil edilmiş. Ancak Müslümanlar ayağa bir kalkarsa hepimiz yıkılırız!”
Sezai Karakoç’un dediği gibi “Senden umut kesmem, kalbinde merhamet adında bir çınar vardır…”
O medeniyet çınarını yeşertip gölgesinde rahmet ve merhamet bulmak ümidiyle…
ÖYLE DEMİŞTİ ŞAİR; En uzun yoldur insanın içi...
Okuyabilene...