Feraset; iyiyi, kötüyü, doğruyu, eğriyi ayırma kabiliyetidir. Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa (sav), “Müslümanın ferasetinden sakının, çünkü o Allah’ın nuru ile bakar.” diyor. Gerçek Müslüman kişinin kendisine, topluma bakışını sezer. O kişiye ona göre davranır.
Feraset; iyiyi, kötüyü, doğruyu, eğriyi ayırma kabiliyetidir.
Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa (sav),
'Müslümanın ferasetinden sakının, çünkü o Allah'ın nuru ile bakar.' diyor.
Gerçek Müslüman kişinin kendisine, topluma bakışını sezer.
O kişiye ona göre davranır.
***
Herkes, aldığı terbiyeye göre işlerini yürütür.
Bu terbiye, milli töresine, ailesine veya inancına göre şekillenir.
Bir Müslümanın bakış açısı Peygamberimizin ahlakına göre olur.
Onun yaşayış tarzı daima rehberdir.
Bu yolu takip edenler, hiç yanılmazlar.
Hem beden sağlığı ve hem de ruh sağlığı açısından da oldukça zindedirler.
Biz yaşlı bir Müslümana demez miyiz ki; 'o bir ibadet dirisi, nur yüzlü bir piri fanidir.'
Gerçekten ibadeti hakkıyla yapan, namazını dosdoğru kılan,
Zekatını veren, orucunu tutan kişi, bizim tıp bilgilerimize ve koruyucu hekimliğe göre diri olmalıdır.
Çünkü Peygamber Efendimiz (sav) hiç kimseye' la' dememiş. Yani hayır dememiştir.
Herkese elinden geldiği kadar yardım ederdi..
Bilhassa mal varlığını hep Allah yolunda harcamıştır.
Her insana tebessüm ederdi. Onu gören, içinde huzur bulurdu.
***
Ferasetli kişi, vatanının, milletini, bayrağını, dinini sever.
Vatanının düşmanlarını iyi bilir. Onlarla mücadele eder.
Milliyetçi olur, önce kendini, sonra akrabalarını, sonra milletini ve bütün Müslümanları sever.
Yani Allah'ın sevdiğini sever. Sevmediğini sevmez.
Vatanını canından çok sever. Bayrağı indirmez. Ezanı dindirmez.
Bu uğurda canını esirgemez.
***
Bu günlerde bazı karışıklıklar oldu. Türk milleti çok büyük ve ferasetli bir millet olduğu için,
Düşman bunu tespit betti.
Bu millete, ne tarihini, ne töresini, ne islamı
Hatta en basit ve temel İslami bilgi olan İLMİHALİ bile öğretmediler.
Kaldı ki, peygamber efendimizi(sav) bilmek,
Tarihteki başarılı liderleri öğrenmek bile ufkumuzu açacaktı.
Tabii ki bu zeki millet ferasetli olacaktı.
Şimdi şu an şaşıyorum. Bazı kişiler, düşmanımız Amerikaya elini uzatıp medet umuyor.
Bazı kişiler hayat tarzını gavur gibi yaşamaya ayarlıyor.
Hatta ne helal biliyor, ne haram biliyor.
Yuvarlanıp gidiyor.
***
Bizim hayat tarzımız dünyada ve ahirette mutlu olmaktır.
Avrupa hayat tarzı bize öyle haram nimetler sunuyor ki,
Sonu cehennem olan, bu külfetleri, bile, bile yutuyoruz.
Yani ferasetimizi kaybettik.
Dostu düşmanı ayıramıyoruz. İyiyi, kötüyü bilemiyoruz.
Halbuki ayırmak o kadar kolay ki,
Haram belli, helal belli.
Kul hakkından sakınırsan, alın teri ile kazanırsan, malının zekatını verirsen,
Eline, beline, diline hakim olursan
Cennet o kadarda uzakta değil. Benim ferasetli okuyucularım…
