FARKLI PENCEREDEN…

CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara-İstanbul yürüyüşü herhangi bir taşkınlığa, tatsızlığa yol açmadan nihayet tamamlandı.

15 Haziran’da Kızılay Güvenpark’tan başlayan “Adalet” temalı yürüyüş, İstanbul Maltepe’de noktalandı.

Mitinge katılanların sayısı üzerinde tartışmalar var.

Milyondan fazla mı yoksa, 175 bin mi?..

Şu var ki beklenenden az.

Tayyip Erdoğan Başbakanken Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde aynı meydanda çok daha büyük kalabalığa hitap etmişti.

Bu doğru.

Ama Kılıçdaroğlu’nun kalabalığı da küçümsenmemeli.

***

Gazeteci kökenli milletvekili Enis Berberoğlu’nun mahkumiyet kararına karşı dikkat çekmek üzere başlatılan yürüyüşün, özellikle batılı çevrelerde genel bir adaletsizlik algısı oluşturma noktasında etkili olduğunu kabul etmek gerek.

25 günlük yürüyüşün çeşitli tahriklere, provokasyon ihbarlarına rağmen önemli bir olaya sebebiyet verilmeden sora ermesi olumlu.

Bunda alınan tedbirlerin, özellikle polisin duyarlı davranışının etkisi büyük.

Tabii Kılıçdaroğlu’nun gerilime medyan vermeyecek bir tutum sergilemesinin ve kendi kitlesini teskin etmesinin de payı var.

Hele yürüyüşün son kilometrelerini yalnız yürümesi duyarlı bir davranıştı.

Konvoy halinde miting alanına girilmeye kalkışılsa müessif hadiselerin oluşma riski büyüktü.

Ayrıca İstanbul trafiğinin daha da olumsuz etkilenmesine yol açılmış olur; halkın tepkisini çekecek böyle bir durum, beklenen yarara gölge düşürürdü.

Miting konuşmasında “Bu bir başlangıç” diye Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar etkili ve güçlü bir muhalefet stratejisini peyderpey uygulamaya koyacağı anlaşılıyor.

Ankara’ya dönerken yürüdüğü yolu kullanarak, halka teşekkür adı altında yürüyüş sırasında yakaladığı kamuoyu ilgisini devam ettirme planı bunu gösteriyor.

***

Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünün, CHP’nin elit kesimin dışına çıkıp geniş kitlelerle buluşmasını sağladığı yorumları yapıldı.

Bir ölçüde doğru olabilir.

Ancak yürüyüşün bazı noktalarında HDP’lilerin destek vermesi yürüyüşe gölge düşürdü.

FETÖ ve PKK destekleri bu yürüyüşün etki gücünün daha da genişlemesine engel oldu.

Bu olumsuz imajı silmek Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’da alacağı tutuma bağlı.

***

Yol boyunca AK Parti teşkilatı Kılıçdaroğlu’nu çiçeklerle karşılamadı belki ama engelleyici bir yaklaşımdan da uzak durdular.

Yürüyüşün herhangi bir taşkınlığa yol açmadan sonuçlanmasında AK Parti ve MHP teşkilatının sağduyulu ve olgun yaklaşımının payı olduğunu da belirtmekte yarar var.

Bununla birlikte başta Başbakan olmak üzere iktidar sözcüleri Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerden geri kalmadılar.

Her ne kadar Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne iktidar cephesinden gelen eleştirel eylemin etki gücünü azaltmaya dönük bir davranış olarak görüldüyse de bunu farklı bir şekilde değerlendirmek de mümkün.

Sanki bu eleştiriler bilinçli yapıldı gibi geliyor bana.

Böylece Kılıçdaroğlu’nun parlatılmasına dolaylı katkı sağlandı gibi…

Kılıçdaroğlu’nun CHP içinde güçlenmesine imkan tanındı gibi.

Muhalefetin CHP’de buluşmasına yol verildi gibi…

Böylece yeni parti senaryoları etkisizleştirilmiş oldu.

Kılıçdaroğlu güçlendirilerek, hatta ona Başkanlık için adaylık yolu açılarak, CHP’nin 2019’da AK Parti seçmenine de hitap eden bir adayı destekleme senaryoları raftan kaldırıldı.

AK Parti için Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olduğu bir seçimde yarışmak, AK Parti oylarını bölme ihtimali olan bir başka adayla yarışmaktan daha kolay çünkü.