Günümüzde aile evlilikte ve çiftler arasında ilişkilerin güzel yanları olduğu kadar zorlu yanları da vardır. Özellikle tartışmalar, çiftlerin problem çözme becerilerinden direkt etkilenir. Bu tartışmalar anında zorlu süreçler yaşayan çiftler bazen her ne kadar ayrılmak istemeseler de kızgınlıkla “senden ayrılmak istiyorum” derler.
Günümüzde aile evlilikte ve çiftler arasında ilişkilerin güzel yanları olduğu kadar zorlu yanları da vardır. Özellikle tartışmalar, çiftlerin problem çözme becerilerinden direkt etkilenir. Bu tartışmalar anında zorlu süreçler yaşayan çiftler bazen her ne kadar ayrılmak istemeseler de kızgınlıkla 'senden ayrılmak istiyorum' derler. Hatta ufacık gerginliklerde bile ayrılmayı gerçekten istiyor gibi görünürler.Tartışma geçtikten sonra sakinleştikten sonrada bunu sinirle söylediklerini ifade ederler.Ancak bu davranış biçiminin bir sorun olduğunu ve karşıdaki kişide ne gibi etkiler yarattığını bilmezler. Sinirle kurulan bu yıkıcı cümleler her ne kadar bir blöf gibi olsa da, içerisinde gerçekten ayrılık isteği barındırmasa da ilişkilere zarar verir. Peki ilişkiye verilen zararın görülmesine rağmen insanlar bunu neden derler o zaman bunu söyleyen kişilerin içsel süreçlerine, bu davranışı neden yaptıklarına biraz bakalım.
Öncelikle yoğun bir şekilde gelen ayrılma isteği aslında o anda tartışmaktan uzaklaşma isteğidir.Kişiler tartışmaktan uzaklaşma isteklerini o anda yanlış hissederler.Çünkü temeldeki düşüncelerinin farkına varmazlar.Aslında istedikleri tartışmasız bir ortamdır.Bu ortamı o anda bulamayacaklarını düşünüp öğrenilmiş çaresizlikle ayrılmak isteği olarak görürler.Çok yoğun şekilde artık ayrılmak istiyorum uzaklaşmak istiyorum diye düşünürler.Bu düşünce sonucunda da bu cümleler ağızlarından çıkıverir.Bu demektir ki bu kişilerin ilişkideki sorunları giderebilmekle ilgili geçmişten getirdiği güçlükleri vardır. Daha önce anlaşılmamış, olaylarda sorunlar istediği gibi çözüme ulaşmamış, istekleri göz ardı edilmişse yine tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayacaklarını düşünüp o andan uzaklaşmak isterler ve bu durumları hiç yaşamamak yüzleşmemek isterler bu sebeple de ayrılmanın o an için en doğru çözüm olduğunu zannederler. Oysa sakinleştikten sonra aslında mevcut ilişkilerinin ne kadar güzel olduğunu, olumlu ve pozitif yanlarını görürler. Ancak bunları görseler bile bu sefer de gurur yapar partnere adım atmaktan kaçabilirler.Bu sebeple karşı tarafın duygularına empati yapmak gerekir.
Karşı tarafın duygularına baktığımızda genellikle bu kişiler incinmişlik, kırılmışlık, ve dağılmışlık yaşarlar.Bunu defalarca yaşayan partner ilişkisine sıkıca bağlanamaz.Her an ilişkinin bitebileceğini düşünüp tedbir içerisinde olur. Sürekli ayrılık acısını her tartışmadan sonra yaşadığı için bir zaman sonra kaybetme korkusu yaşamamaya başlar. Duyarsızlaşmaya başlar. Kendisi de uzaklaşmaya başlar.Uzaklaştıktan sonra zaten ilişkilerin rengi değişir ve kopma noktasına doğru yola girerler.Aslında tartışmalarda basitçe ağızdan çıkan sözlerin insanların hayatları ve gelecekleri üzerinde çok önemli rolleri vardır.Bu sebeple iyi bir problem çözme becerisi, öfke kontrolü ve dil kullanımı önemlidir.'Ne yapayım sinirliyken söyledim bir kere' diyerek ilişkilerde kırılan insanların affetmesini beklemek anlamsız olur.Bu ancak olan problemleri tozların halının altına süpürülmesi gibi yok saymaya çalışmak anlamına gelir.
Tartışma anında öfkesini kontrol edemeyen kişiler, bir tartışmanın hemen çözülmesini isteyenler, tartışmalarda kendimi hemen ifade etmeliyim diye düşünenler genellikle bu şekilde davranır.Aslında ayrılığa eğilimli kişilerin kafalarında bazı kalıplar vardır ve her konuda insanlarında kafalarındaki kalıplara uygun davranmasını isterler.Bunun dışında davranıldığında 'nasıl böyle davranır' 'nasıl bunu düşünmez' mantığında tartışmaya başlarlar.Tartışma konusunda yeterince iyi iletişim becerisi geliştirmediklerinde ve kendilerini ifade etmekte zorlanlandıklarında bu durumla karşılaşmaları muhtemeldir.
Genellikle psikolojik olarak yorgun kişiler tartışmaktan kaçarlar.Problemlerini konuşmak istemezler.Çünkü onları konuşacak tartışacak gücü kendilerinde bulamazlar.Şimdi 'kendimi nasıl ifade edeceğim çok zor' diye düşünüp kestirip atarlar.Problemi konuşabilmek konusunda girecekleri güçlük ilişkiyi bitirmekten daha zor gelir.Dolayısıyla 'ilişkiyi bitirirsem problemden de kurtulmuş olurum' diyerek fevrice kestirip atmayı tercih ederler.Daha sonra üzülür, üzüntünün ağır bastığını hissederler ve bu sefer de üzüntü ile baş etmek istemezler.Bu yüzden de hata yaptıklarını anlayıp ilişkiye devam ederler.Ancak bu durum ilişkilerinde karşı tarafa ufacık tartışmalarda bile yarıda kalacağını düşündürür.Bu şekliyle kişiler bir ilişki içerisinde kendilerini güvende hissetmezler ve güvende hissetmediklerinde de bağlanmakta zorlanırlar. Tam bağlanacakken ufacık tartışmalarda ayrılalım cümlesi yıkıcı etki eder.
Özellikle evlilikte yapılan her tartışmada ilişkiyi ve evliliği bitirmekle tehdit etmek aslında bir şiddet türüdür. Bunu sıklıkla söyleyen kişiler bu şekilde yıprattıkları karşı tarafın artık ayrılığı kabul etmesi sebebiyle ilişkilerinin bitmesi durumuyla karşı karşıya kalabilirler.
Bu sebeple ilişkiye sahip çıkmalı, tartışma becerilerini geliştirmelidir.Kişi öfke gibi yıkıcı duyguların tartışma anında kendisini kontrol etmesine izin vermemelidir.İlişkiler ciddiyet gerektirir, sorumluluk, saygı, sevgi, güven ve bağ gerektirir.Bu değerler zarar gördüğünde blöf ile söylenen sözler gün gelir ilişkinin hatta bir evliliğin bitmesine sebep olur.Bu sebeple bu gibi sözleri hoyratça söylemek yerine iyice düşünmeli gerçekten ayrılık düşünülüyorsa dile getirilmelidir.Ayrılık düşünülüyorsa da sinirle karar alınmamalı, ayrılığın da bir adabı olduğu unutulmamalıdır.Ayrılık kararı üstüne dikkatle düşünülmesi gereken bir karardır çünkü güzel giden ilişkiler bir anda kendiliğinden oluşmazlar, yapıcılıkla, emekle, sabırla oluşurlar.