Suriye Devrim ve Muhalefet Güçleri’nin eski sözcüsü Farah el-Atasi, bu günü "Suriye halkının acılarının sona erdiği ve ulusal kararını yeniden kazandığı bir gün" olarak nitelendirdi. Atasi, "Rejimin çöküşü, Suriye’de velayet sisteminin sona erdiği ve İran yanlısı milislerin de düşüşünü işaret ediyor" dedi.
Atasi, önümüzdeki dönemde "kapsayıcı bir ulusal proje ile Suriye’nin yeniden inşası için çabaların birleştirilmesi gerektiğini" vurguladı.
GEÇİŞ SÜRECİNİN YOL HARİTASI
Sakır Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Mühenned Azavi, Suriye’nin yeniden inşası için Arap ve uluslararası koordinasyonun kritik önem taşıdığına dikkat çekti. Azavi, "Arap dünyası, Suriye’nin istikrarını desteklemeye daha hazır, ancak bu destek, halkın taleplerini karşılayan bir siyasi proje üzerinde uzlaşmaya bağlı" dedi.
Bununla birlikte, muhalefetin birleşerek uluslararası toplumla müzakerelerde ortak bir liderlik sunma kapasitesinin, büyük bir zorluk olduğunu belirtti.
Eski Suriyeli asker ve muhalefet destekçisi Esad Zubi, gelecek dönemde silahların kontrol altına alınmasının öncelik olması gerektiğini ifade etti. Zubi, "Silahlı gruplar arasındaki ulusal bağlılık, ülkenin çıkarları konusunda derin bir farkındalık sergiliyor. Bu, gelecekteki iç çatışmaların önlenmesi için bir temel olmalı" dedi.
Siyasi analizci Adil Mahmud ise Suriye muhalefetinin, İslamcı ve ideolojik referanslara sahip silahlı gruplarla liberal siyasi güçler arasında çeşitlilik gösterdiğini söyledi. Bu çeşitliliğin, "gelecek devletin yapısı konusunda uzlaşmaya ulaşmayı zorlaştıran bir engel" olduğunu belirtti.
Mahmud, geçiş sürecinde geçici bir askerî konseyin ülkeyi yönetebileceğini öngörerek, "Ancak asıl mesele, gelecekteki yönetim sisteminin ne olacağı" dedi.
BÖLGESEL VE ULUSLARARASI ROL
Uzmanlar, Suriye’de İran ve Hizbullah’ın bıraktığı boşluğun doldurulmasında Arap ülkelerinin kilit bir rol oynayacağı görüşünde birleşiyor. Mahmud, "ABD ve Arap ülkeleri, Suriye’nin yeniden inşası ve siyasi-ekonomik destek sağlanması konusunda ortak bir vizyona ihtiyaç duyuyor" dedi.
Öte yandan, Atasi, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasının, halkın desteklenmesi ve istikrarın sağlanması açısından önemli bir adım olacağını vurguladı.
Suriye’nin geleceği konusunda çeşitli senaryolar masada. Ulusal güçler, demokratik ve birleşik bir devlet inşa etmeyi hedeflerken, bölünme veya federasyon tehlikesi hâlâ endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Mahmud, "Şam’da yaşananlar sadece bir başlangıç. Kıyı bölgesi ve Fırat’ın doğusu gibi diğer bölgelerin kaderi belirlenmeli ve Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı" dedi.