ERDOĞAN TAKINTISI

Başbakan Binali Yıldırım esprili üslubuyla referandum kampanyasına renk katıyor.

Kah fıkralar anlatıyor meydanlarda, kah esprileriyle kitleleri tebessüm ettirerek ortamı yumuşatıyor.

Muhalefet referandumu “Erdoğan” meselesine kilitleyince, baktı kimse normal izahtan anlamıyor, o da “bu değişiklikler sadece Erdoğan için değil her doğan için” diyerek, ince bir kelime oyunu ile Erdoğan takıntısının yanlış olduğunu anlatmaya çalıştı.

Tuttu tutmasını ama ana muhalefet yine bildiğini okumakta berdevam...

CHP Genel Başkanı, Tayyip Erdoğan ilanihaye Cumhurbaşkanlığında kalacakmış gibi, hala padişahlık, hala tek adamlık edebiyatı yapıyor.

Kah Erdoğan’ın aile efradını yardımcı olarak atayacağından söz ediyor; kah AK Parti il başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanacağından…

Bazen de hızını alamayıp, -her ne kadar Cumhurbaşkanı “bir veya iki, bilemedin üç yardımcı olur dese de- bin beş yüz yardımcı atanabileceğinden dem vuruyor.

***

Doğrularla yanlışlar karıştırıldığı için bizde en yıpranan kurumlardan biri maalesef siyaset…

Eskiden karikatürler yapılırdı siyasetçinin demagojileri üzerine.

Siyasetçi fötr şapkalı, kuyruklu fraklı bir şahsiyet olarak resmedilirdi.

“Kuyruklu yalancı” kinayesiyle…

El hak, bugün de bazı siyasetçilerimiz bu tiplemeyi haklı çıkaracak kadar demagog…

Kafa karıştırmak için birçok abartılı sözler sarf ediyorlar meydanlarda.

Başbakan Binali Yıldırım’ın Teyo Pehlivan benzetmesi hiç de haksız sayılmaz.

Bilmezler mi Cumhurbaşkanının bin beş yüz yardımcısının olamayacağını?..

Bal gibi biliyorlar da, Nasrettin Hoca’nın göle yoğurt çalma misali, ya tutarsa diyerek salladıkça sallıyorlar.

Oysa Anayasalar genel çerçeveyi çizer; detaylar yasalarla belirlenir.

Mesela, Anayasada bir veya iki yardımcı olacağı yazılırsa, ilerleyen zaman içinde bir yardımcıya daha ihtiyaç duyulduğunda bu ilave için Anayasa değişikliği yapmak gerekecektir.

Cumhurbaşkanı yardımcılarının sayısı kanunla veya kararname ile düzenlenirse bir yardımcı ilavesi ya da eksiltilmesi için Anayasa değişikliğine gitme mecburiyetinde kalınmadan, daha kestirme yoldan istenen değişikliği yapmak imkan dahilinde olacaktır.

***

Önceki gün TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan “Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” konulu bir konuşma yaptı.

Anayasa değişikliğinin Türk insanının özgüvenini artıracağını söyledi.

Mevcut sistemde milletin genel seçimlerde kullandığı oyla sadece yasamayı değil, hükümet de yasama içinden çıktığı için aynı zamanda yürütmeyi de belirlemiş olduğunu, oysa önerilen yeni sistemde halkın önüne çifte sandık konulacağını, yasama için ayrı, yürütme için ayrı oy kullanacağından, gerçek anlamda kuvvetler ayrılığının yeni sistemle ortaya çıkacağını ifade etti.

Yeni sistemin Tayyip Erdoğan’la özdeşleştirilmesi konusunda da şunları söyledi oğul Erdoğan:

“Tayyip Erdoğan bir fani… Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde rahatlığa alıştık. Erdoğan’dan sonra ne olacak? Getirilen bu yeni sistem, Erdoğan’dan sonra da istikrarlı bir yönetimin olmasını sağlayacak. Erdoğan’dan sonra yamuk bir adam gelse ne olacak? Meclis onu dengeleyecek. Olmazsa Meclis’i de Cumhurbaşkanını da yenileyecek. Cumhurbaşkanının tek başına Meclisi yenileme yetkisi yok. İkisinin seçimi de yenileniyor. Kilitlendiği noktada çözümün halka götürüldüğü bir sistem bu...”

Can alıca soruyu gençlerden biri yöneltti Bilal Erdoğan’a:

“Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak mısınız?”

Bilal Erdoğan, espriyle karışık verdi cevabı:

“Bin beş yüz yardımcıdan biri olacaksa istemem. Tabii ki Cumhurbaşkanının o kadar yardımcısı olacak değil. Aile olarak bana sorarsanız, benim niyetim yok.”

Erdoğan takıntısı olanlara duyurulur.