En masum parmak
Dersimiz biyoloji olsa kürsüde de öğretmen parmak konusunu işlese muhtemelen; “parmak, insanlarda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, hareket ettirilebilen, uzunca organların her birine verilen addır. Sağlıklı bir insanda 5'i sağ elde, 5'i sol elde, 5'i sağ ayakta ve 5'i sol ayakta olmak üzere toplam 20 parmak ve her bir parmak ucunda farklı büyüklük ve şekillerde oluşması muhtemel tırnak adı verilen kemiksi yapı bulunur.” ,der ve devamında kendi elinin parmaklarını göstererek her parmağın yapıların, özelliklerini ve işlevlerini anlatırdı. Ancak, kolunu ileri uzatarak işaret parmağı ile kendi işlediği veya işlettiği suçu başkalarına hem de tehdit ederek yükleyenleri gördükçe parmakların yaratılıştan gelen iş ve işlevin yanı sıra başka amaçlarla da kullanıldığını görüyoruz. Allah’ın “eşrefi mahlûkat” olarak yarattığı en mükemmel varlık olan insanların parmaklarını yaradılış gayesinin dışında başka hangi amaçlar için kullanmaktadır? Gelin isterseniz parmak ucu sessiz adımlarla ilerleyerek parmakların dünyasını bu yönü ile tanımaya çalışalım.
Parmakların iş ve işlevleri o kadar çok ki insan neresinden başlayacağına şaşırıyor. Birilerini parmağına takıp oynatanlara mı öncelik verelim yoksa parmağa takılıp oynatılanlara mı? Tüyü bitmemiş yetim hakkı ile sefa sürenler için de söyleyebileceğimiz; “Bal tutan parmağını yalar”, sözünün doğruluğunu mu ispatlamaya çalışalım yoksa her işi “parmağının ucunda” çevirme ustalığına ulaşmış hokkabazların yaptıklarını mı? Buyruk üzere parmak kaldırma ayrı bir komedi. “Kabul edenler?” “Kabul etmeyenler?” “Kabul edilmiştir.” “Kabul edilen ne?” “Önemli mi o kadar, ben VİP’imi sürerim.” “Efendim milli irade?” “O da ne?” diyalogunu devam ettirenleri mi alkışlayalım yoksa onlara o imkânı verenleri alınlarından mı öpelim? Kolunu kaldırıp işaret parmağı ile orta parmağını yan yana getirerek zafer işareti yapanlardan partilerin parmaklı amblemlerine varıncaya kadar parmağın girmediği alan yok gibi… Dersine çalıştığını ifade etmek amacıyla kalkan öğrenci parmağı bana kalsa en masum parmaktır. Dudaklarda hafif tebessüme neden olan nanik işaretini bir yana bırakacak olursak parmaklarla yapılan ve hakaret anlamı taşıyan diğer işaretler, elbette ki parmaklara günah yüklemektir.
Devri siyasette yaptıkları ile parmak ısırtan ve parmakla gösterilenleri(!); kimliksiz, kişiliksiz ve densizleri parmağa dolamak yeterli olur mu? Yaptırım gerekmez mi? Biliyoruz ki “şeriatın kestiği parmak acımaz.” İşte tam da bu noktadan hareketle böylesi yüzsüzler için parmak kütletmek yeterli midir? Kaldı ki parmak kütlemek tıbben zararlıdır. Bilirsiniz her parmağın üç boğumu vardır. Bu boğumlardaki eklem kapsülleri sıvıyla doludur. Parmaklarımızı her kütlettiğimizde kemikler arasındaki boşluk genişler sonuçta eklem sıvısı kemikler arasındaki boşluğu doldurmada yetersiz kalır. Hani diyorum nasılsa yüzsüzün yüzsüzlüğünü yüzüne söylemek onun parmağına zil takıp göbek atmasına engel olmuyor; üstelik yüzsüzü daha da yüzsüzleştiriyorsa ve kanıksatıyorsa o zaman meşru yol ve yöntemler kullanılarak bu tiplerden kurtulmak gerekmez mi?
Bak sen şu parmağın marifetlerine, aldı bizi nereye götürdü. Yaraya parmak basmak, dertlendirdi bizi. Gerçi atalarımız, “kes parmağını çık pazara ilaç buyuran çok olur”, demiş; Ancak bizim parmağa değil ilaca ihtiyacımız var. Parmağını gözümüze sokarak kendisini ilaç gören ve gösterenlerin şerrinden Allah bu milleti korusun. Hani böylesine feryadımızın sebebi parmağın ucu, gözdesi değil parmakların sıralandığı elin bağlı olduğu koldur.
2017 yılının Ocak ayı itibari ile yeryüzünde 7 milyar 391 milyon civarında insan yaşamaktadır. Yani 7 milyar 391 milyon izi biri birine benzemeyen başparmak. (Yaratan öyle yaratmış.) Bu kadar başparmağa bir de biri birine benzemeyen diğerlerini ekleyin sonra da 10 ile çarpın. Ayak parmakları bu sayının dışında… Yani diyorum başkalarını gıdıklama aracı olarak kullanılan parmaklarımızla kendimiz neden gıdıklanmayız? “Ballı parmağı uzun yemez kısmetlisi yer” diyerek her diretişi, her zorbalığı kabullenmek; işaret edilen yoldan yürümek bize, çocuklarımıza, ülkemize ve geleceğimize ne kazandırır?
Bana kalsa parmaklarımın sahibi ellerimi okuması için falcılara teslim etmem. Hatta kolunu ileri uzatarak kendi işlediği veya işlettiği suçu başkalarına hem de tehdit ederek yükleyenlerin bu işlev için kullandıkları işaret parmakları ile serçe parmaklarını şeriat adına keser; haç yapar, boyunlarına gerdanlık diye asarım.