Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal edince, Bütün dünyadaki Müslümanlar ayaklandı. Kafire karşı savaşmak isteyen Müslüman gençler, Afganistan’a giderek Rus tanklarına karşı çarpıştı. Bu çarpışan grupları teşkilatlandıran ABD, CIA kanalıyla oraya casuslar gönderdi.
Sovyetler Birliği Afganistan'ı işgal edince,
Bütün dünyadaki Müslümanlar ayaklandı.
Kafire karşı savaşmak isteyen Müslüman gençler,
Afganistan'a giderek Rus tanklarına karşı çarpıştı.
Bu çarpışan grupları teşkilatlandıran ABD,
CIA kanalıyla oraya casuslar gönderdi.
***
Bu casuslardan Suud ailesinden Vehhabi olan,
Usame bin Ladin çok özel yerleştirildi.
Usame, oraya gelen Müslüman gençlere İslam bu diyerek,
Selefiliği öğretti.
Çünkü İslam ülkelerinin tümünde İslami eğitimi yasaktı.
Gerçek Müslümanlık gizlendi.
Özellikle İslam'ın Temeli olan
Kur'an, Sünnet İcma ve kıyas,
Bütün İslam dünyasında yasaklandı.
Buna şeriat denerek horlandı.
İslam adına düşmanların sunduğu sapık akımlar,
Kurtuluş olarak gösterildi.
Tabii ki bunun en zararlısı ve tehlikelisi selefiliktir.
Bu akım Peygamber efendimize ve bütün İslam büyüklerine,
Olan saygıyı şirk olarak yorumlayıp,
Bu cahil, hırçın ve atılgan gençleri,
Müslümanların üzerine sürdü.
Artık Müslümanların içinden İslam düşmanları yetişmişti.
Öyle ki, Müslümanları vahşice öldüren onulmaz bir düşman türedi.
Bunlar, evliya ve peygamber türbelerini tahrip eden,
İslam kültür ve inançlarına saldıran bir terörist gruptu.
Bu gün, El kaide, DEAŞ, Eşşebap, Boko haram ve hatta En Nusra da aynı gruptandır.
Bunları, Suudi Arabistan madden ve fikren desteklerken,
CIA da teşkilatlanmasını yapıp ona hedef göstermektedir.
Bu sapık teröristler, Amerika düşmanı görünüp,
Onların İslam dünyasını işgal etmesine ön ayak olmaktadırlar.
***
Vehhabilik ve selefiliğin,
İkinci kanadı, 1860 larda Mısırı İşgal eden İngilizler,
El Ezher Üniversitesini ele geçirerek,
Rektör Muhammed Abduh, Cemalaettin Afgani, Reşit Rıza gibi Masonları,
İslam alimi gibi gösterip,
Bir çok itikadi bozuklukları meşru saydırdılar.
Mesela faiz alınabilir, kadınlar açılabilir gibi…
***
Tabii ki, diğer İslam ülkelerinde de fitneye devam ettiler.
Mesela Pakistan'da Fazlurrahman, vs..
Türkiye de , İnönü ile işbirliği yaparak,
1949 yılında ilahiyat fakülteleri açtılar.
Bu fakültelerin müfredatını,
Misyoner olan, Oryantalistler ayarladı.
Ehli sünnet dışlandı.
İlahiyat öğretim üyeleri ancak onların izni ile titr alabildiler.
Şimdi bir çok ilahiyatçı İslami değerlere saldırıyor.
Namazları kısaltıyorlar,
Kazaları kaldırıyorlar, sünnetleri kılmıyorlar.
Salavatı, kandil gecelerini aşağılıyorlar.
Müslümanları horluyor.
Kafirleri övüyor yüceltiyorlar.
Hasılı Müslüman'ım deyip de namaz kılanları bile ifsat ediyorlar.
Bunlar Selçuklu ve Osmanlıya düşmanlık ediyorlar.
Tasavvufa saldırıyorlar.
Hasılı tam münafıklar ve İslam düşmanıdırlar.
Hasılı bunların varlığı en büyük felakettir.