Emekli Öğretmenler Adına “Elazığ Hâkimiyet” Gazetesini Kınıyorum

Abone Ol

Beş yıl önce Türkiye’de her ilin olduğu gibi Elazığ’ımızın da bir öğretmenevi vardı. Çalışan ve emekli öğretmenlerin şehrin neresinde olurlarsa olsunlar tek vasıta ile ulaştıkları, buluştukları, dertleştikleri, eğitim ve öğretim sorunlarını tartıştıkları, eğlendikleri, stres attıkları, lokantasında yemek yedikleri, bahçesinde çay içtikleri bir öğretmenevleri vardı.

20 Ocak Elazığ Depreminden sonra Elazığ Belediyesi, öğretmenevine el koydu. Koskoca beş yıl, Elazığlı öğretmenler, öğretmenevine hasret yaşadı. Elazığ’da görev yapan veya emekli olan öğretmenler, söylediler, istediler, yazdılar… 81 ilin sekseninde şehirlerin merkezi yerlerinde öğretmenleri rahat ettirecek öğretmenevi varken Elazığ’da bir öğretmenevinin olmaması bir büyük eksiklikti.

 Nihayet ufukta bir ışık göründü. Şehirde görev yapan 9.500 çalışan bir o kadar da emekli öğretmene bir öğretmenevi yapılacağı müjdesi verildi. Yer hazırdı. Tarihi öğretmenevinin güneyinde Kız Meslek Lisesine bitişik, öğretmenlerimizin şehrin neresinde olurlarsa olsunlar tek vasıta ile ulaşabilecekleri Milli Eğitim Müdürlüğüne tahsisli bu yer gerçekten de öğretmenlerin her türlü ihtiyacına, merkezdeki okulların da kültür, sanat faaliyetlerini sergilemelerine imkân tanıyacak özellikteydi. Ancak, bu yerde öğretmenevinin yapılacağını öğrenen Elazığ Belediyesi yıkım ekipleri alelacele öğretmenevi yapılacak bu yerin kuzeyindeki ihata duvarını izinsiz olarak yıktı ve burayı otobüs garajı yapma gayreti içerisine girdi.

Elbette çalışan öğretmenler, emekli öğretmenler, gazetelerde köşe yazarlığı yapan öğretmenler, Elazığ Belediyesinin bu ikinci oldubittisine de karşı çıktılar. Yazıları ile yapılanın yanlış olduğunu yazdılar.

Sonra bir de baktık ki 26.01.2025 tarihli “Elazığ Hâkimiyet gazetesi” konu ile ilgili bir haber yazısı kaleme almış, yazıda resmen ve alenen emekli öğretmenler aşağılamış ve emekli öğretmenlere hakaret edilmiş.

Haber yazısında: “Okuma-yazma ve üretme eylemi olmayan bazı emekli öğretmenler, oturup çay içmek istedikleri bir mekân istiyorlar… Onların öğretmenevinden anladıkları da sadece çay içip kısır siyasi gündemler etrafında geyik muhabbeti yapmak…  Şehrin ortasında çok katlı bir beton yığını ve heyula yapı konarak yapmak zorunda değiliz. Eski Devlet Hastanesi yerleşkesinde hem nezih bir ortam hem de birkaç tadilatla anında öğretmenevine dönüştürülecek hazır binalarımız varken, sırf emekli birkaç öğretmenin evine uzak diye buna sırt çevirmek hem kamu kaynaklarını verimli ve isabetli kullanmama adına hem de şehrin gelişiminde engel olunması adına ihanettir.  Çay ve muhabbet etmek istenler için şehrin dört bir yanında parklar ve çay ocaklarımız mevcuttur.”

Noktasına virgülüne dokunmadığım haber yazısından aldığım pasajları kamuoyuna üzülerek arz ediyor ve bu gazeteyi emekli bir öğretmen olarak şiddetle kınıyorum.

Hamuru insan olan ona şekil vererek eğiten, ilk emri 'oku' olan bir dinin öğretmenlerini bu şekilde aşağılayan “Elazığ Hâkimiyet gazetesinin” konuyu bu şekilde haber yapması beni doğrusu düşündürdü. Haber yazısında “bu alanda üzerinde çok sayıda yetişmiş çam ağacı olmakla birlikte şehrin merkezinde bir akciğer vazifesi” gördüğü ileri sürülmüşse de bunun koca bir yalan olduğunu burayı ziyaret eden her kişi çıplak gözle görür ve anlar. Evet, bu alanın güneyinde üç sıra halinde çam ağacı var. Var da zaten bu ağaçlık saha, ön taraftaki koca alana yapılacak öğretmenevinin bahçesi olur. Bahçenin de ağaca ihtiyacı var. Bu yer için bir gazetenin öğretmenlere böyle bir saldırıda bulunmasının arkasındaki amaç nedir? Bunu henüz çözemedik?

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum', diyen bir din büyüğünün övgüsüne mazhar olan 30-40 yıl emek vererek bu ülke çocuklarına hizmet eden emekli öğretmenlere hak ettikleri huzuru ve rahatlığı çok gören hangi zihniyet olursa olsun onu telin etmek ve kınamak, insanlık borcudur.

Aynı kınamayı Elazığ Valiliğinden, milletvekillerimizden, Elazığ Belediye Başkanlığından, Fırat Üniversitesi Rektörlüğünden, Milli Eğitim Müdürlüğünden, Başta AK parti olmak üzere siyasi parti il başkanlarından, sivil toplum kuruluşlarından emekli öğretmenler olarak bekliyoruz.

 Ayrıca emekli öğretmenlerini aşağılayan bu haber yazısına tepki göstermeyen öğretmen sendikalarını da özellikle kınıyoruz.

Unutulmasın ki bir milletin milli, ahlâkî ve kültürel yönden güçlenmesi; ekonomik kalkınması o milletin öğretmenlerine verdiği kıymet oranındadır.  Öğretmenlerini, hor gören, aşağılayan, değersizleştiren bir toplumun geleceği yoktur, olamaz.

Emekli ve çalışan öğretmenler adına Hadi Önal...