Girne Amerikan Üniversitesi’nin kurucu ortağı ve rektörü Özalp Tozan, savcılıktaki ifadesinde, üniversitesinin Türkiye ile denkliğinin olmadığını ve bu durumu öğrencilere açıkça belirttiklerini söyledi. İfadesinde, kurdukları üniversitenin, Amerika’daki Southeastern Üniversitesi’nin şemsiyesi altında faaliyet gösterdiğini ve bu sebeple Türkiye’de denkliği olmadığını belirtti.
Girne Amerikan Üniversitesi'nin Denkliği var mıydı?
Tozan, 1986 yılında Serhat Akpınar ile birlikte Girne Amerikan Üniversitesi'ni kurduklarını belirtti. Üniversite, University College of Northern Cyprus (UCNC) unvanını kullanarak Southeastern Üniversitesi’nin ABD kampüsüyle anlaşma yaptı. Bu sayede, üniversitenin diploması Amerika’daki Southeastern Üniversitesi tarafından veriliyordu. Tozan, üniversitenin ilk mezunlarının diplomasının, Southeastern Üniversitesi’nin rektörü tarafından verildiğini vurguladı.
"Girne Amerikan Üniversitesi’nin Türkiye’de Denkliği Yoktu"
Rektör Tozan, üniversitenin kuruluşunun ardından 1986-1992 yılları arasında, üniversiteye kayıt olan öğrencilerin Türkiye'de denkliğin olmadığını bildiklerini ve bu durumu öğrencilere her zaman açıkladıklarını ifade etti.
"O dönemde, Girne Amerikan Üniversitesi’nin kesinlikle Türkiye’de denkliği yoktu," diyen Tozan, “Amerika’daki üniversitenin denkliğinden faydalanarak eğitim alan öğrenciler, bu durumun farkındaydılar ve buna göre bir tercih yaptılar” şeklinde konuştu.
Tozan, üniversite tanıtımlarında da öğrencilere “Girne Amerikan Üniversitesi’nin diploma vermeyeceğini, ama anlaşmalı olduğu üniversite üzerinden diploma aldıklarını” açıkça belirttiklerini ifade etti.
Yatay Geçiş ve Türkiye’deki Devlet Üniversitelerine Geçiş
Tozan, Girne Amerikan Üniversitesi’nin özel bir şirket tarafından kurulduğunu ve bu nedenle yatay geçişlerin devlet üniversitelerine yapılmasının mümkün olmadığını belirtti. "Yatay geçiş, ancak denk olan üniversiteler arasında yapılabilir," diyen Tozan, İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişle ilgili yapılan başvuruların geçerli olmadığını düşündüğünü ve bunun üniversite politikalarıyla çeliştiğini söyledi.
Rektör, "Girne Amerikan Üniversitesi bir vakıf üniversitesi değil, özel bir şirket üniversitesidir ve bu nedenle yatay geçişlerin devlet üniversitelerine yapılması anlamlı değildir" dedi. Ayrıca, İstanbul Üniversitesi'ne geçiş yapan öğrencileri hatırlamadığını ve bu konuda kimseye referans vermediğini de belirtti.
İmamoğlu Hakkındaki Soruşturmanın Son durumu
Öte yandan, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan "evrakta sahtecilik" soruşturması da sürüyor. Soruşturma, İmamoğlu'nun lisans diplomasının sahte olduğuna dair yapılan ihbarlar ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) raporunda diplomanın sahteliği ile ilgili tespitler üzerine başlatıldı.
Soruşturma kapsamında 5 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'nun ifadesi alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu'nun diplomasının geçerliliğiyle ilgili olarak İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne yazı gönderdi. YÖK raporunda, 1990'larda KKTC'deki yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin tanındığına işaret edildi.
YÖK usulsüzlük var diyor
Başsavcılık, İstanbul Üniversitesi’ne yazdığı yazıda, YÖK’ün araştırma raporunda, girilen yatay geçişlerin YÖK kararlarına uygun şekilde yapılmadığını belirtti. Ayrıca, İBB Başkanı İmamoğlu’nun diplomasının kullanılmaya devam etmesinin hukuka aykırı olabileceği ifade edilerek, gerekli işlemlerin bir an önce yapılması gerektiği belirtildi. Savcılık, İstanbul Üniversitesi'ne, İmamoğlu'nun eğitimine ilişkin tüm belgelerin onaylı suretlerinin gönderilmesini talep etti.
Başsavcılık, ayrıca, yatay geçişle ilgili işlemleri yapan kişiler hakkında da bilgi edinilmesini ve bu kişilerin kimlik bilgilerinin savcılığa gönderilmesini istedi.