"Bakın biz aldığımız un, bitene kadar eski fiyattan satışa devam ettik, o da bugüne kadar sürdü. Ama dehşet bir, buğday un fiyatı var. Şu an belki tarifsiz, enflasyonla kıyaslanmıyacak seviyede yüzde yüz otuzları bulan yıllık artışlara sahip, buğday, maya vs. gibi, yine en minimum da hareket ediyoruz. Bizim gönlümüz elbette zammı arzu etmiyor. Uzun süredir dayandığımızı ve dayanacağımızı duyuralı nerdeyse 9-10 ay oldu. Geçen sene eylül - ekimden beri zam yapmayacağız, kış koşullarına giriyoruz diyerek, o koşullarda zam yapmadan insanlarımızın yanında olma gayretinde olduk. Ramazan ayında zam yapmadık ki, ramazan öncesi fiyatı düzenlemek ile ilgili çok yoğun bir baskı geldi bize, halk ekmekten, zarar ediyoruz diye. Mevcutta geçmişte aldıkları unu bir fiyat olarak içeriye sokulmuş bu unu, kendimize bir avantaj olarak kabul ettik. Geçmişte ödenen para maliyetini hesaba katmadan, bugünlere geldik. Bugünden itibaren sürdürelebilir bir işletme modelini devreye almamız gerekiyor. Yapılan hesaplamalar ve  ortaya konan zam fiyatı bir kar hedefiyle konan değil, uzun süreli bugünden itibaren kar etmeden işletmenin insalarımıza sağlık ekmek sunabilme fırsatını yakalayabilme gayretidir. İBB'nin her konuda sürdürülebilir hizmet verme ama bir yanıyla da vatandaşını koruma mecburiyeti vardır. 250 gram ekmeğin, 200 gram ekmekle kıyaslandığında, ya da piyasadaki fiyatlarla kıyaslandığında, bence ekmek sektörü yani fırıncılar, belki de yaz bitmeden bir daha zam yapmak zorunda kalacaklar. Fiyatları analiz ettiğimde bunu görüyorum. Ülkemizdeki ekonomik koşullar, ne yazık ki bizlerinde belini büken, sıkıntıya sokan bir aşamada, yapılan zammın gerekçesi budur. Vatandaşlarımızdan özür diliyoruz" dedi.

Kaynak: istiklal.com.tr