Madde-1: Her ebeveyn çocuğuna örnek olmalıdır.
Madde-1: Her ebeveyn
çocuğuna örnek olmalıdır. Ebeveyn-çocuk
sorunlarında ilk sorgulanan hususlardan biri ebeveynlerin yaşam
biçimleri olmuştur. Ebeveynlerin yaşam biçimleri hiç tartışmasız
çocuğa da yansıyor. Çocuğunuz size düşündüğünüzden daha çok
benziyor. Bu anlamda hiçbir şey söylemeden hiçbir şey yapmadan
mükemmel çocuk yetiştirmek istiyorsanız çocuklarınıza örnek olun.
Örnek olan rahat olur. Kendini düzeltenin evladı da düzelir. Çünkü
çocuklar gözlem yoluyla öğrenirler. Gelişimlerinin her evresinde en
büyük ihtiyaçları da rol model ihtiyacıdır. Bu ihtiyacı ebeveyn
tarafından karşılanan çocuk aradığını çok yakınında bulmuş
demektir. Aradığını yakınında bulmuş olan çocuk kendisine rol model
bulmak için tehlikeli maceralara atılmaz. Sevgili anne
babalar; bu anlamda zaman zaman yaşam tarzınızı sorgulayın. Yaşam
tarzınızda büyük bir çelişki yoksa endişe etmeyin. Beklentileriniz
hemen gerçekleşmiyorsa sabırlı olun. Görevinizi tamamladığınızı
hissedin. Vicdanınız rahat olsun.
Madde-2: Hiçbir çocuğun
akranlarıyla kıyaslanması kabul edilemez. Murat isimli bir öğrencim vardı. Üniversite sınavlarına
hazırlanıyordu. Deneme sınavlarından ortalama puanlar
alıyordu. Babası onun birincilere yakın puanlar almasını istiyordu.
“Puanların neden Ali'nin puanları gibi değil” dediğinde Murat :
“Baba sen neden iş adamı arkadaşın olan Hasan amca kadar zengin
değilsin?” deyivermişti. Murat'ın babası mesajı aldı. Onu bir daha
Ali ile kıyaslamadı. Artık biliyor ki çocuklarımız doğruyu
yapıyorlar. Onlar bizi zengin, ünlü ya da başarılı olduğumuz için
değil anne ve babaları olduğumuz için seviyorlar. Biz de anne ve
babalar olarak çocuklarımıza karşı şartsız bir sevgi geliştirmek
zorundayız. Onları oldukları gibi kabul etmeliyiz. Onları ilk önce
ve sadece çocuklarımız oldukları için sevmeliyiz. Çocukları
geliştirmenin yolu onları arkadaşları ile kıyaslamak değil onlara
daha çok ve daha doğru sevgi vermektir. Koşulsuz sevilen çocuk
kendi değerini bilir. Özel olduğunu anlar. Koşulsuz sevilen çocuğun
önünde başarmamak için hiçbir engel yoktur.
Madde-3: Çocukların
yanında sıklıkla olumsuz konuşulmaz. Çocuk
ve gençlerin cesaretleri çok basit sebeplerle kırılabiliyor. Bazı
durumlarda kendilerine verilen motivasyon düşürücü bilgileri
sorgulamadan kabul edebiliyorlar. Yapamazsın, edemezsin, bu işler
seni aşar, bu bölümü okursan iş bulamazsın gibi ifadelere
gereğinden fazla önem verip hiç sevmediği alanlara
yönelebiliyorlar. Girişkenlik yetenekleri körelebiliyor. Bunun
yerine “1 saat daha çalışırsan ödevini bitirebilirsin” “öğretmenine
sorarsan o sorunun cevabını öğrenebilirsin” “diploman olursa o işi
yapabilirsin” “yabancı dil öğrenirsen iş bulabilirsin” “yurt dışına
gidersen yabancı dili daha iyi öğrenirsin” gibi ifadeler kullanarak
konuşmak daha doğru olur. Yani çözümü getirebilecek
yönlendirmelerde bulunmak gerek. Çocuklarımıza okullarımızda
yıllarca sus! Konuşma! Karşı gelme! Yerine otur! Dedik. Bu komutlar
çocukları hiçbir yere götürmedi. Ayrıca sınıfta gürültü yapmaya
devam ettiler. Bu yüzden çocuklara neyi yapamayacaklarını
değil neyi yapabileceklerini söyleyelim. Çocuklar her ne olmak
ve her ne yapmak istiyorsa onlara onun koşullarını bildirmekte
fayda var. Bu süreçten sonra çocuk o işi yapıp yapamayacağının
kararını kendisi verebilir.
Madde-4: Anne baba
önemli konularda fikir birliğini sağlayabilmelidir.
Fikir birliği aile birliğinin de habercisidir.
Fikir birliği sayesinde aile içinde kararlar daha hızlı alınır ve
uygulanır. O gün hangi yemeğin yapılması gerektiği konusunda fikir
birliği içinde olmak bile değerlidir. Elbette ki anne babanın her
konuda aynı fikre sahip olmasını bekleyemeyiz. Bunu çocukları için
abartılı derecede yapmak zorunda olduklarını hisseden anne ve
babalar en başta kendilerine haksızlık yapmış olurlar. Fakat
unutulmamalıdır ki ailede fikir birliği çocukta kişilik oluşumu ve
gelişiminin en büyük destekçisidir. Bunun için ebeveynler en başta
çocukların muhtemel taleplerine ne cevap verilmesi gerektiği
konusunda hazırlıklı olmalılar. Çelişkili mesajlarla çocukların
zihinlerini yormamalılar. Çocukların yanında şiddetli tartışmalara
girmemek konusunda anlaşmalılar. Bunun dışında çocukları derinden
ilgilendiren konularda hemfikir olmaya azami derecede önem
göstermeliler. Çünkü anne ve babanın fikirlerinin çok çelişkili
olması çocuğun iyi ve kötüyü ayırt etmesini zorlaştırır. Seçim
yapma yeteneğini zayıflatır. İşine geldiği gibi davranmasına neden
olur. Kimi çocuklar ise bu durumu kullanarak hak etmedikleri
imkânlara kavuşurlar.
Madde-5: Sonuç
alınamayan durumlarda uzman yardımı almaktan
çekinilmemelidir. Milletçe doktora
gitmeyi öğrendik. Ama psikologlar ve psikiyatri için daha almamız
gereken yol var. Sevgili anne babalar; unutmayın ki yalnız
değilsiniz. Evlat sahibi olan ve evladıyla sorun yaşayan ilk
ebeveyn siz değilsiniz. Lütfen uzmanların deneyimlerinden
yararlanın! Uygun bütün çözüm yollarını denedikten sonra yine de
sorunlarınızı çözemeyeceğinize kanaat getirirseniz olayı daha da
zorlaştırmayın. Baskı yapmayın, bağırıp çağırmayın, şiddet
kullanmayın ve iletişimi kesmeyin. Yarayı derinleştirmeyin.
Çözümü işin uzmanlarına bırakın. Durumu kabul ve ifade edin. “Biz
anlaşamıyoruz.” “Bu durumda bir hakeme bir psikologa ya da bir aile
büyüğünün yardımına ihtiyacımız var” “öğretmeninin yardımına
ihtiyaç var” deyin. “Bize yardımcı olacak bir insana gidelim”
deyin...