Evet, içerisinde bulunduğumuz ahval ve şeriatın istediğimiz gibi olması bir kenara tahayyül ve tahammül sınırlarımızı allak bullak etmiş durumdadır. Özellikle de Suriye politikamız ve Güney sınırlarımızda ki ABD, Rusya ve İran sarkacı, bir saat sonrasının dahi kestirilmesi mümkün olmayan bir dehliz içerisine sokmuştur.
Evet, içerisinde bulunduğumuz ahval ve şeriatın istediğimiz gibi olması bir kenara tahayyül ve tahammül sınırlarımızı allak bullak etmiş durumdadır. Özellikle de Suriye politikamız ve Güney sınırlarımızda ki ABD, Rusya ve İran sarkacı, bir saat sonrasının dahi kestirilmesi mümkün olmayan bir dehliz içerisine sokmuştur.
Güç dengesi diye kendimizi avutma ötesi kandırma seremonileri, oradan orada savrulma acziyeti, kalıcı, anlamlı ve çıkarlarımızı da önceleyen bir çözüm bulunması, bahsini yaptığımız ülkelerin biri ya da hepsi ile mümkün olmadığı artık gizlenmesi gayrı ciddi gerçeklerimiz arasındadır.
Tek ve mutlak gerçek kendi kendimize yeter, yetmesi gereken bir devlet olmamız gerektiği zaruretidir. Zira açacağınız ve dolayısıyla yapacağınız bir savaşta rakip ve ya düşmanınızın güç ve kalibresinden evvel kendi çapınız, kalibreniz, maddi ve manevi gücünüz ve özellikle de Dünya üzerinde ki lobi etki alanınızı iyi hesap etme gerekliliğidir. Zira unutulmamalıdır ki savaş sadece siz ve düşmanınız arasında geçmeyecektir.
Ve nitekim Suriye toprak sahasında bulunuş gerekçelerimizin haklılık ve meşruluğu bir kenara, gelinen nokta da hesap dışında olan nice aktörler ile karşı karşıya kaldığımız ve geldiğimiz gerçekliğidir. Üstelik bu noktanın sadece bu kadarla kalmayacağı ihtimalini ( Allah korusun ) de hesaba katarsak eğer, yaptığımız tespitin hayatiliği kendisini daha yalın şekilde ortaya koyacaktır diye düşünüyorum.
Bunca zamana kadar ki uyguladığımız gerek diplomatik ve gerekse saha hareketlerinin bir getirisi olmadığı tespiti, ne denli can yakıcı ve küçültücü gibi gözükse de, orta ve uzun vadede daha kalıcı, anlamlı ve çıkarlarımız paralelinde hareketler yapmamıza ışık tutacaktır.
Türkiye olarak hata üstüne hata yaparken hem iç politik ve siyasi uyarılara kulak asmayışlarımız ve hem de dış dünya sarkacını iyi okuyamayışlarımız, kapatılması uzun yıllar alacak yaralar almamıza sebebiyet vermektedir.
Türkiye'nin Suriye de çıkarlarının olduğu kadar Rusya ve İran'ın olduğu ve dolayısıyla bizi rejim ile başbaşa bırakın talebinin karşılık bulması ihtimalinin dahi olmadığını yüksek sesle birbirimize itiraf etme vaktinin geçtiğinin altını çizmek istiyorum.
Bir an için böylesi bir talebin karşılık bulduğunu ve rejim ile karşı karşıya geldiğimiz ve bırakıldığımızı kabul etsek dahi, çözümün savaş olmadığı gerçekliği, kabul etmemiz gereken bir başka zaruretimizdir. Suriye komşumuz olan bir ülke ve Esat'ın da o ülke vatandaşlarının bir sorunu olduğu da bir başka gerçek olarak kendisini dayatıp durmaktadır.
Bizim, bu gerçekler üzerinden can çekişen ve inadımda inat tavrımızdan bir an evvel vazgeçmemiz gerekmektedir. Üstelik bu vazgeçiş üzerinden iç kamuoyu ve muhalefetin tutumunun ve ortaya koyacağı salvoların bir kayba neden olacağı düşüncesi de bir başka yanlış hesap içerisinde olmuşluğun aleni emaresi niteliğindedir.
Bir an için böyle bir kaybın mutlak vuku bulacağından hareket edecek olsak dahi ülkemizin her anlam da yaşayacağı kaybın yanın da hiç kalacağı ile birlikte, Suriye ve Esat'ı muhatap alan ve dolayısıyla bu minvalde geliştirilecek siyasetin kazancı kaybın esamesinin bile okunmasına fırsat vermeyecektir.
Suriye bağımsız bir devlettir ve kabul etseniz de etmeseniz de tüm dünyanın resmi ve resmen tanıdığı devlet başkanı da Esat'tır. Biz, suyun akışının tersine kulaç atmaya devem ederek yapmak istediğimizi en azından iç kamuoyuna açık şekilde izah etmek zorundayız.
Esat'ın iktidara göre sevilmemesi ya da bir takım kişiler için bambaşka tanımlanıyor olması yukarıda bahsini yaptığım dünya gerçekliğini ortadan kaldırmamaktadır. Ya dünya ile senkronize çalışacak ve her ülkenin kendi iç politik ya da hukuki sorunlarını kendilerine bırakacağız ya da dünya önünde yalnızlaşmaya devam edeceğiz.
İşin daha da vahim tarafı, mevcut yanlış siyasete olur vermeyen tarafta olmamıza rağmen bedeli ödeme noktasında aynı saftayız.
Suriye, her türlü sorunları ile kendi kendisine bırakılacak ve bırakılması gereken bir ülkedir ve sorunlarını da halkı ve meşru lideri olan ESAT ile kendisi çözecektir….