Geçen haftalarda özel konuk olarak davet ettiğimiz çok kıymetli Umar İbrahim Vadillo hocamızın konuşmalarından derlediğim ALTIN notların bir kısmını aktarmak istiyorum.
İktisat ve Para alanında çalışmalar yapan güzel ruhlar, Umar Vadillo’nun kim olduğuna dair özellikle araştırmanızı yapın ve hazırlanın!
Bu arada bazı konuşulanları burada aktaramıyorum. Gündem olacak şekilde gerçek ve arşivlik notlar var. O isimleri de çok yakından biliyorsunuz aslında! Aramızdaki kötü ruhlar işte…
Bazen tarihin tozlu rafları arasında kaybolmuş bir fikir, zamanı geldiğinde şaşırtıcı bir şekilde geri dönebilir. İktisadi özgürlüğün silahı olarak…
Umar Vadillo, altın dinar fikrinin en önemli savunucularından biri ve bu düşüncenin taşıyıcısı. Onun hocası, Şeyh Abdülkadir Es Sufi ise, yeni ama bozuk dünyada Müslüman toplumların ekonomik ve siyasi bağımsızlığını savunan, tasavvuf geleneği ile siyaset teorisini birleştiren etkili bir liderdi. Murabitun World Movement’ı kurarak bu düşünceleri yaymış ve birçok eser kaleme almıştır. Onlar, sadece teorisyen değil, bir hareketin öncüleridir!
Erbakan Hocanın yakın bir dostu olan Vadillo, kendisiyle başbakan olmadan önce görüştü ve ona altın dinarı anlattı. 1992’de İspanya’daki İslâmî bir hareket tarafından örnek olarak basılmıştı. Endülüs’ün yıkılışının 500. yılına tekabül ediyor…
Bu sadece bir tesadüf mü? Kesinlikle hayır.
Uyan Ey ümmet bu ne güzel bir tevafuk!
Bu sadece bir metal parçası değildi. 4,4 gram altın, yani miskal… Ömer İbni Hattab’ın bastığı dinarla aynı ölçüdeydi. Gümüş dirhemle birlikte İslâm’ın gerçek para birimi buydu. Ve bugünkü sistemin aksine bunda enflasyon yoktu!
Bu arada ben bunları böyle anlatırken bu basılmış olan dinarları elimize alıp inceledik arkadaşlar. Size hikâye anlatmıyorum!
Düşünün, sağ cebinizdeki TL ile karşılaştırın: %100 enflasyon var cebinizde!
Vadillo anlatmaya devam etti;
‘O dönemde, Erbakan Hoca ile tanışmaya geldiğinde 1 dolar 10 milyon TL’ydi. Sıfırlar atıldı ama enflasyon aynı kaldı.
Peki ceminizdeki o sıradan kağıt parçası ne? Amerikan Federal Bankası’nın bir enstrümanı! Sihirli bir el cebinizde… Kendi paranızda bile kontrol sizde değil!
Dolar ile İstanbul’a gelirsem her şeyi alabiliyorum. Ama TL ile Amerika’ya gidersem?
Hiçbir şey!
İşte, gücün nereden geldiğini burada görmek gerekiyor. Doların enflasyonunu ABD değil, dünya insanlarına ödetiliyor. Yerel para birimleri dolara bağlı çünkü.’
Vadillo;
‘N. Erbakan iktidara geldiğinde bizi İstanbul’a davet etti. Başbakanlık ofisinde, Tansu Çiller ile kurdukları koalisyon hükümeti sırasında Erbakan Hoca bizi özel bir toplantıya aldı. Herkesi dışarı çıkardı, yalnızca bir tercüman kaldı. Ve orada söyledikleri…
Ara Not: İşte bu noktada bazı şeyleri paylaşamıyorum. Bazı gerçekler var ki, konuşulduğunda dünyayı sarsar. Ama bir gün her şey ortaya çıkacak! Ve o gün geldiğinde, bu satırları hatırlayın… Çünkü altın dinar sadece bir hayal değil, bir gerçekti.
Erbakan Hoca o gri şahsı dinlemedi. Bütün dünyadaki Müslüman organizasyonları topladı. Cemaati İslamiye, İhvan-ı Müslimin ve diğer İslami hareketleri İstanbul’da bir araya getirdi. Salondaki atmosferi hayal edin… Sizce Erbakan Hoca’nın ilk mesajı ne olmuş olabilir? Tahmininiz nedir?
Salonun sessizliğini delen, tarihe kazınan o cümle yankılandı: ‘Müslümanların para birimi altın dinardır!’
Ve o toplantıda, şeyhimle birlikte ön tarafta oturuyorduk. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Elimde tuttuğum, sadece 4.25 gram ağırlığında ama bir medeniyetin onurunu taşıyan altın dinarı kaldırdım. Erbakan Hoca kürsüdeydi. O’na doğru kaldırdım ve göz göze geldik.
Bir anlık duraksama… Sonra, işte o an! Beni kürsüye davet etti. Önce gülümsedi, sonra güçlü bir şekilde bana sarıldı. O anı tarif etmek zor! Bir şeylerin değişeceğini hissettiğim anlardan biriydi. Elimde tuttuğum altın dinarı O’na uzattım. O da aldı… Ve işte bu, bir devrin kapısını aralayan anlardan biriydi…
Hoca; ‘Endülüs’ten gelen bu insanlara bakın! Onlar tekrardan altın dinarı bastılar.’
Tek ‘millet’ tek ‘para birimi’ Bay bay dolar ve bay bay Türk lirası…
Ben buradayım çünkü zaman artık geldi!
Altın dinarı Türkiye’de tedavüle sokalım. Sizler bu işi yapacak insanlarsınız! Artık çok daha kolay! Kimse bize engel olmayacak!
Size bir hikâye anlatacağım.
Erbakan hocayla buluştuğumuz gün – o isimlerde oradaydı.-
Lokal gibi bir yere geçtik. Erbakan hoca ile toplantı sonunda dağılırken hocamız ve benim şeyhim diğer asansör ile indi ben de ikinci asansörü bekledim. O ‘şahıs’ oradaydı. Çok iyi İngilizce konuşuyor… Ben de bindim ve benim gözlerime baktı ve altın dinar Türkiye’de asla gerçekleşmeyecek dedi. Bu adam bir şeytan... O şahıs, o dönemde Türkiye’de altın dinara geçilememesinin sebebidir!’
‘Ama artık sıra sizde… Siz yapacaksınız Allah yardım edecek!’