Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar:
Bugün 26 Şubat, Kardeş Azerbaycan'daki Hocalı Katliamı'nın 33. yıldönümü. Hocalı'daki vahşetten yer utandı, gök utandı ama insanlık utanmadı. Çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek demeden 613 kardeşimizin katledildiği o kara günün izleri hala hafızalarımızda ve yüreklerimizde.
Ne diyordu Karakoç:
"Kendimizden koptu kendi bağrımız
Zulüm girdabında yandı bağrımız
Hedef tahtasına döndü bağrımız
Alevler sizdeyse közü bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir"
Bilinsin ki güneş Batı'dan doğuncaya, yani kıyamet kopuncaya kadar Azerbaycan'ın ve kardeşlerimizin yanındayız. Acıları acımızdır ve yüreklerimizdedir. Yitirdiğimiz tüm canlarımıza bir kez daha Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
'ANADOLU'DA TABLO ÇOK KÖTÜ'
Değerli milletvekilleri, kıymetli dava arkadaşlarım;
Haftasonu Manisa ve İzmir'deydik. İş dünyasının temsilcileriyle, oda yöneticileriyle, esnafımızla, çiftçilerimizle ve vatandaşlarımızla buluştuk.
Saray duvarlarını aşmayan seslerini dinledik. Gününü siftahsız kapatan esnafı da gördük, kulağımıza eğilip çilesini fısıldayan kardeşlerimizi de...
Ankara'dan nutuk irad etmek kolay ama milletimizin fısıltısı bile o nutuklardan daha gür, daha keskin.
Tablo çok kötü. Durum kötü. Makro veriler şöyle, mikro veriler böyle diyerek açıklanacak gibi değil. İşçimizden memurumuza, emeklimizden çiftçimize, kadınlarımızdan gençlerimize millet dertli, millet çaresiz. Siyasi entrikalarla meşgul olan saray düzeni, her şey yolunda diye yalan söylemeye devam ediyor ama ne diyor Fazıl Hüsnü Dağlarca bir şiirinde:
"Kardaş, senin dediklerin yok,
Halat çekilen toprak bu toprak değil.
Çık hele Anadolu'ya,
Kamyonlarla gel, kağnılarla gel gayri,
O kadar uzak değil"
Eğer cesaret edebiliyorsanız çarşıya çıkın, pazara çıkın, vatandaşa nasılsın diye bir sorun bakalım, acaba ne cevap verecekler? Biliyorum bunu yapamayacaksınız, yapmaya cesaret edemeyeceksiniz. Çünkü huzura çıkmaya yüzünüz yok. Olur da çıksanız bile edilecek sözlerden utanacağınız ve ders alacağınız yok.
'MİLLETİN OLANI MİLLETE VERİNCE HER SIKINTININ ÜSTESİNDEN GELİNECEK'
Aziz milletim;
Biz duyuyoruz, biz görüyoruz. Duyduklarımız, gördüklerimiz üzerinde de çalışıyor, Türkiye'yi nasıl düze çıkaracağımızı iyi biliyoruz. Milletin olanı millete verdiğimizde her sıkıntının üstesinden gelineceğini biliyoruz. Türkiye zengin ve güçlü bir ülke. Hepimize yetecek kadar potansiyeli var. Yeter ki bu iktidarın milletin hazinesiyle millet arasına soktuğu kan emicilerden kurtulalım.
Bu kadar büyük bir ülkede bu iş aslında bu kadar basit değil. Ama 23 yıldır ne bu iktidarın ne de kenelerinin bir türlü gözlerini doyuramadık. O vakit şimdi yaklaşıyor. Biz varız. Hazır ve müsterih olun. Geliyoruz. Geleceğiz. Hem çözeceğiz hem de hesap soracağız.
'YASALAR MİLLETE GÖZDAĞI VERMEK İÇİN HUKUKSUZCA KULLANILIYOR'
Aziz milletim;
Bir ülkeyi idare edenler, normalde suçlulara, yasadışı iş yapanlara göz dağı vermek için yasaları kullanır, hukuku kullanır. Recep Tayyip Erdoğan ise bunun tam tersini yapıyor. Yasaları hukuksuzca kullanıp millete gözdağı vermeye çalışıyor. Şiirler okudu diye haksızlığa uğrayıp cezaevine girdi ama belli ki şairin ne dediğini hiç anlamamış. Akif'in İstiklal Marşı'mıza neden "Korkma!" diye başladığını kavrayamamış. Aklında milleti korkutarak terbiye etme niyeti var. Belli ki "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım" dizesinden de bir anlam çıkarmaya muvaffak olamamış. Bu iktidar, keyfi uygulamalarla adaleti çiğneyen, yargı sopasıyla cübbelerine ilik açtırmış kontenjan savcıları ve hakimleriyle kantarın topuzunu iyice kaçırmıştır.
Şaka maka istibdatla ömür boyu iktidarda kalacaklarına inanıyorlar. Ama buradan acı gerçeği kendilerine hatırlatayım. 2017'deki mühürsüz zarflardan beri parti devletine dönüştürdükleri bu mekanizma önce onların başlarına yıkılacaktır. Tarih bunu söyler, milletimizin feraseti de buna işaret eder.
'TÜRKİYE'NİN KRİZDEN ÇIKARACAK DEDİKLERİ PROGRAM KAYIP'
Aziz milletim ve kıymetli dava arkadaşlarım;
Milletimizin çok merak ettiği bir şey var. Gittiğimiz her yerde soruyorlar. Nerede bu müthiş Hazine ve Maliye Bakanı? Nereye kayboldu diyorlar? Gece gündüz faiz lobilerinin kapısını aşındıran vergi bakanı Mehmet'i merak ediyorlar. Türkiye'nin krizden çıkaracak dedikleri program gibi şimdi görüyoruz ki vergimatik Mehmet de kayıptır. Geldiği günden beri söylüyoruz. Vergimatik Mehmet'in de yapabileceği bir şey yok. Çünkü bu iktidarda onu gerçekleştirebilecek akıl da yok. Avantalı ihaleyle milletin parasını bir avuç yağmacıya dağıtan patronu varken milletin derman bulacağı da yok. Kendini ekonomist ilan etmiş bir patronu varken İngiliz vatandaşlığı da yetmez, sıkılaştırıcı önlemler de yetmez. Damat bakan bile sepetlenmiş, gözleri ışıltılı arkadaş bile kapının önüne konmuşken Mehmet Bey'in yapabileceği hiçbir şey yok.