Avrupa’da yaşayan biri tarafından Youtube Kanalında Selahattin Demirtaş’ın annesi ile yapılan bir söyleşiyi izledim. Masumane şekilde bir annenin duyguları üzerinden söyleşiyi yapan kişinin duygu sömürüsü yaparak örgüt propagandası içinde olduğunu gözlemledim.
Avrupa'da yaşayan biri tarafından Youtube Kanalında Selahattin Demirtaş'ın annesi ile yapılan bir söyleşiyi izledim.
Masumane şekilde bir annenin duyguları üzerinden söyleşiyi yapan kişinin duygu sömürüsü yaparak örgüt propagandası içinde olduğunu gözlemledim.
Bu yazıdaki maksadım teröristlerin anne babaları olsa da onları suçlamak değil; ana baba duygularını ortaya koymaktır.
Hiçbir ana baba çocuğun hiçbir terör örgütüne katılmasını kendisi terörist değilse istemez, isteyemez; hatta terörist olanlar bile istemez!
Ancak, çocukları terör örgütleri de dahil her türlü kötülüğe bulaşmışlarsa bunda başta ana babalar olmak üzere devletinde bir sorumluluğu olduğunu yok sayamayız.
Söyleşinin ana ekseninde Selahattin Demirtaş vardı. Anne oğlunun suçsuz, iyi bir insan olduğunu, terörist olmadığını her fırsatta dile getirdi.
Her ne kadar karşıdaki kişi teyzeyi farklı söylemler içine çekmeye çalışsa da o hep barış olmasını istedi.
Bir anne merhametiyle çocuğunun serbest kalmasını istiyordu. Hatta oğlunun cumhurbaşkanı adayı, cumhurbaşkanı olmasını isteyip istemediği soruldu o da; siyasetin içinde olmasını istemediğini sadece oğlunu istediğini dile getirdi.
Her fırsatta oğlu Selahattin Demirtaş'ın terörist olmadığını söyledi.
Selahattin Demirtaş özünde iyidir kötüdür bir şey diyemem; ancak, PKK terör örgütünün güdümünde bir partinin genel başkanı olduğu, söylem ve eylemleriyle teröristlere desteği gerçeğini nasıl yok sayacağız?
Teröristlik sadece eline silah alıp insan öldürmekle olmayıp bu eylemlere destek vermekle hatta terörü önleme de bir etkisi olduğu halde bunu yerine getirmemekle de olur.
Söyleşiyi baştan sona kadar izledim ve iki şey dikkatimi çekti. Programın görünüşte ana teması bir ananın evladına olan özlemi olunca neden dedim hiç Nurettin Demirtaş'tan söz edilmiyor!
Oysa ki, bugün Selahattin Demirtaş hapishanede ise bunun en önemli müsebbibi Nurettin Demirtaş bir abi olarak olamaz mıydı?
-Bana göre en önemli figür Nurettin Demirtaş iken bundan hiç söz edilmemesi dikkat çekici değil mi?
-Selahattin evlatta Nurettin evlat değil mi?
Şunu samimiyetimle ifade edeyim teyze nasıl Selahattin'i bu olayların içinde istemiyorsa Nurettin'i de istemiyordur; çünkü, ana fıtratı bunu gerektirir.
Karşıdaki kişi Nurettin ile ilgili hiçbir soru sormadı.
-Pekala kim bu Nurettin Demirtaş?
Çoğunuz biliyor da kısaca bilgilendireyim. Bilgi, Vikipedi Ansiklopedisinden alınmıştır.
'Nurettin Demirtaş; Türk siyasetçi ve PKK üyesi, 2007-2008 yılları arasında Demokratik Toplum Partisi (DTP) eş genel başkanı olarak görev aldı.
Halen PKK'nın "eğitim komitesi üyesi" olarak örgüt kadrosunda yer almaktadır. Demirtaş, Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın ağabeyidir.
2018 yılından beri Türkiye İçişleri Bakanlığı'nın 'en çok aranan teröristler' listesinde yer alan Nurettin Demirtaş, örgütün yayın organlarında PKK yanlısı birçok yazı kaleme aldı.
Nurettin Demirtaş on bir yıl altı aylık hapis cezasını tamamladıktan sonra Demokratik Toplum Partisi (DTP)'ye üye oldu. 8 Kasım 2007'de yapılan 2. Olağanüstü Büyük Kongrede Selma Irmak ile birlikte eş genel başkanlık görevine getirildi.'
İşte, Nurettin'de aynı annenin oğlu.
Şimdi Nurettin nerede?
PKK'nın üst yöneticilerinden birisi. Keşke teyze Selahattin'in özgürlüğüne kavuşmasına gösterdiği ana merhametini Nurettin içinde gösterip örgütün elinden kurtarılmasını isteseydi!
Diyarbakır HDP İl binasının önünde insanın yüreğini parçalayan annelerin feryadına tercüman olmak için bir kere bile olsa ziyaret edip destek olabilseydi!
Hatta oğlu Nurettin'e seslenip yüreği yanan anaların feryadına kulak vermesini isteyebilseydi!
Ben bunu bu teyzenin gönülden isteyeceğine inanıyorum; ancak, istetmezler, konuşturtmazlar!
Teyze görüntüsü ve söylemleriyle Müslüman bir kadın. Kendisi babasının askeriyede imam olduğunu ifade etti.
Bu teyze ve Diyarbakır'daki PKK'ya sadece kavmiyetçi duygularla destek veren Müslümanlara;
Şehit Yasin Börü'nün hunharca neden katledildiğini, anne ve babasının yaşadığı acısına hangi oranda katıldıklarını soruyorum?
Doğu ve Güneydoğu'da hatta ülkemizin her tarafında anne babaların büyük dramlar yaşadığına inanıyorum. Gelecek yazımda bunun üzerinde duracağım.