Kamuoyunun “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak yakından tanıdığı Ahmet ÜNLÜ son zamanlarda televizyonlarda dikkat çeken sözlerle fazlaca görülmeye başladı. Şunu aklınızın bir kenarına not ediniz...
Kamuoyunun “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak yakından tanıdığı Ahmet ÜNLÜ son zamanlarda televizyonlarda dikkat çeken sözlerle fazlaca görülmeye başladı.
Şunu aklınızın bir kenarına not ediniz. Bir hoca farklı farklı televizyonlarda sık sık görülmeye başladıysa bunda bir iş var deyip bu duruma şüpheyle bakabilirsiniz.
En güvendiniz hoca bile olsa bir müddet sonra televizyonun gizeminden mi yoksa başka sebeplerle mi abuk subuk konuşmaya başlıyor ve imani açıdan sıkıntılı durumlara düşebiliyor.
Ne yalan söyleyeyim; özellikle ehl-i sünnet savunuculuğunu taktir ettiğim Cübbeli Ahmet Hoca beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor ve Cübbeli neyin peşinde sorusunu sormama sebep oluyor.
Yüce Rabb’im biliyor, bu duruma ziyadesiyle üzülüyorum. Bu kadar zeki, bilgili bir hocanın ziyan olup gitmesi içime dokunuyor.
Bu gidişat iyi bir gidişat değil ve hocanın en yakınındakiler gerekli ikazları kardeşlik hukuku gereği yapmaları gerekmektedir.
Geçen hafta katıldığı bir televizyon programında söyledikleri kamuoyunda birçok tartışmaya neden oldu.
Yine, üzerine vazife olmayan sözlerle hem kendisini zor durumda bıraktı hem de siyasi yandaşlık ve karşıtlık ekseni içerisinde siyasi mülahazalarda bulundu.
Cübbelinin bir yerler tarafından kullanıldığı şüphesi bende güçlenmeye başladı. Çünkü, hem çok falso veriyor hem de söylediklerinden sonra eveleyip geveleyerek kendisini zor durumda bırakıyor. Yani, konuştuklarından kendisi de rahatsız gibi.
Şunu başından söyleyeyim; ben tekfirci zihniyetin karşısında olan biriyim ve bunlarla mücadele edilmesinin gerekliliğine de inanıyor; Cübbeli Hocanın bunların zararlı faaliyetlerine yönelik fikirlerinin Müslümanlarca bertaraf edilmesi sürecinde aydınlatıcı olmasını da destekliyorum.
Ancak, “Türkiye’de 2000 tane tekfirci dernek silahlanıyor” gibi emniyet güçlerinin işi olan bir husus ile ilgili televizyonlarda konuşmasını doğru bulmuyorum.
Şöyle ki;
Bir hoca bu tür konuşmaları ulu orta televizyonlarda konuşmaz, konuşamaz! Eğer, bu konuda bir bilgi varsa Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunur veya devleti idare eden iradeye bireysel ilişkilerle ulaştırabilir.
Televizyonlarda ulu orta konuşmak birçok İslami kuruluşu da zan altında bırakmaktadır. Toplumumuzun kahir ekseriyeti ülkemizdeki ehli sünnet İslami yapılarla bu tür tekfirci yapıları ayırt edebilecek ne bir bilgiye ne de şuura sahipler.
Cübbeli iyi niyetle bu tekfirci yapıları ifşa ediyor olabilir; ancak, bu ülkede İslami yapılarla ilgili olumsuz bir söz ve davranışı bekleyip saldırmak isteyen leş kargalarının varlığını da unutmamalı!
Tekfircilerle bir derdi olmayan İslam düşmanları tekfirci yapıların karşısında Ehli Sünnet Temelli İslami Cemaatlerin olduğunu bilmez, bilse de onlar için hiç önemli değil.
-Bir de bu ülkenin emniyet güçleri, istihbarat teşkilatları bu ülke de kimin silahlanıp kimin silahlandığını bilmez mi?
Bilir. Bilmiyorsa zaten devlet değildir! Senin uluorta televizyonlarda konuşman devletin emniyet ve istihbarat birimlerine de zarar verebilir, hatta verir!
Cübbeli Ahmet Hoca seni konuşturan kurt gazetecilerin dolmuşuna mı biniyorsun yoksa bilinçli mi yapıyorsun bilemiyorum; ancak, buradan dolmuşa bindiğin görünüyor, haberin olsun!
Hem tekfircilerin tehlikesinden bahsediyor hem de tekfirci zihniyetin tehlikelerine karşı Müslümanları şuurlandıran ehl-i sünnet ve ehli tasavvuf bir cemaat ile ilgili suçlayıcı konuşmalardan da geri durmuyorsun!
Eğer bunu İslam kardeşliği hukuku eksenli söylüyorsan bunun yeri televizyonlar değil, direkt muhatapları ile konuşmandır.
Kaldı ki, bu senin işin de değil; her cemaat ve oluşum kendi karalarını kendisi verir ve bunun sorumluluğu da kendilerine aittir.
Bir de utanmadan arlanmadan koskoca cemaati pazarlık yapmakla suçluyorsun. Böyle bir hakkı kendinde nasıl buluyorsun!
-Arkadaş sende hiç akıl, izan yok mu?
Bir kişi veya kuruluşun amacı siyasi erkten menfaat elde etmek ise iktidarla işbirliği yapar, buna bile aklın varmıyor, vesselam!
Televizyonda ağzını yüzünü gevelemenin hiç lüzumu yok! Ya adam gibi ehl-i sünnet mücadeleni ver ya sus ya da kime hizmet ediyorsan Müslümanlar bilsin!
Şunu da söyleyeyim; Allah(cc)ın dinini öğreten ve yaşatmaya çalışan insanlarla mücadele olmaz! Kim mücadeleye kalkarsa Allah(cc)’ın gadabına duçar olur!
Söz ve davranışlarından başta mensubu bulunduğun cemaatin olmak üzere tahmininin çok üstünde şuurlu Müslümanlar da oldukça rahatsız!
Sen de azıcık düşünce olsa tüm İslami Cemaatlerin kökünü kazıyacağım diyen Perinçek’e "Diyaneti destekleyen ve değerlerimizi aziz tutan Doğu Perinçek kardeşimize şükranlarımızı arz ederiz" demezsin, diyemezsin!
-“Mü’minler ancak kardeştir” buyuruyor Hz. Allah(cc).
Ayrıca, tasavvuf ve tarikat karşıtlarına karşı senin bazı sözlerini savunamıyoruz. Adamlara bir şeyler anlatmak istiyoruz hemen senin “Yanmaz Kefen” ve “Nakşi Tarikatının Halidiye kolundan olanlara melekler sorgu sormayacaklar vs…” sözlerini gözümüze sokuyorlar.
Tasavvuf ehli olmayan insanların akıllarının almayacağı sözleri her yerde uluorta konuşuyorsun!
Söylediklerinin kendine göre doğru gerekçeleri olabilir; ancak, her söz her yerde konuşulmaz!
Atalarımız “söz ola baş ede söz ola baş kese” demişler, boşuna dememişler.
Cübbeli Hoca senin gibi zeki, bilgili ehl-i sünnet hoca ve hocalara dünden daha fazla bugün ihtiyacımız var! Kendini heba etme!
Son yıllardaki bazı söylemlerinin sadece bana göre değil, birçok şuurlu Müslümana göre de Allah(cc) kimsenin itikadını bozmasın! Olmaz olmaz deme! Neler oluyor neler Allah(cc) korusun!
Yaşar Nuri’de hafız, ilim sahibi bir adamdı, ne oldu?