Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin Genel Başkanlığı görevine geldikten sonraki her seçimde mağlup oldu. “Yenilen pehlivan güreşe doymaz” misali her mağlubiyetin ardından, sandıkların geride kaldığını ve bir sonraki seçime odaklandıkları mealinde açıklamalarda bulundu. Hatta bazılarında asıl kaybedenin AK Parti olduğunu öne sürdü…
Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin Genel Başkanlığı görevine geldikten sonraki her seçimde mağlup oldu. 'Yenilen pehlivan güreşe doymaz' misali her mağlubiyetin ardından, sandıkların geride kaldığını ve bir sonraki seçime odaklandıkları mealinde açıklamalarda bulundu. Hatta bazılarında asıl kaybedenin AK Parti olduğunu öne sürdü…
Yanlış hatırlamıyorsam 8 seçimden yenilgiyle ayrıldı. 24 Haziran seçimlerinde ise Millet İttifakı sayesinde Kılıçdaroğlu'nun yüzü güldü. İstanbul ve Ankara da dahil birçok büyükşehirde CHP'nin adayları Belediye Başkanlığı seçimini kazandı.
8 seçimde yenilmesine rağmen koltuğundan kimsenin kımıldatamadığı Kemal Bey artık daha rahattı. Eleştiriler azalmış, parti içindeki muhaliflerin sesi çıkmaz olmuştu.
CHP'de her şey gül gülistanlık seyrederken Sözcü'nün Başyazarı Rahmi Turan ortaya öyle bir iddia attı ki, CHP'nin demirlediği o sakin limanda birden fırtınalar kopmaya başladı.
Kumpas, yalan, iftira, çark, çete…
Ne isterseniz var bu fırtınanın içinde…
Rahmi Turan'ın iddiası (kendisine göre müthiş bir haber) şöyleydi: CHP Genel Başkanlığına oynayan bir isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Külliye'de görüştü. Erdoğan, o isme 'Seni desteklerim gel CHP'nin başına geç' demişmiş...
Akla ziyan bu iddianın başrol oyuncularından biri, daha doğrusu 'jönü' Kemal Kılıçdaroğlu oldu. 'Haberim' var dedi. Hatta 'O ismin kim olduğunu biliyorum' şeklinde bir ifade kullandı.
Ancak bu kumpas kamuoyunda tutmayınca çarklar dönmeye başladı. Rahmi Turan, 'Kaynağımın ismini söyleyemem, işinden olur' gibi bir laf ederek işin içinde Külliye'nin olduğu izlenimini verdi. Sıkışınca bülbül gibi öttü ve kaynağını teşhir etti. Teşhir ettiği kaynağının (Talat Atilla) ise Külliye ile hiçbir alakasının olmadığı ortaya çıktı. Rahmi Turan'ın yazısının yayınlandığı sitenin sahibi Talat Atilla, söz konusu iddia ile ilgili olarak, 'Duyumu CHP'nin içinden almıştım, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun da bilgisi var' gibi sözler sarf etti.
YALAN RÜZGÂRI
Öğrencilik yıllarımızda mahalleden bir arkadaşımız vardı. Çok yalan söylediği için adı '40 yalan'a çıkmıştı. İşte CHP'yi cadı kazanına çeviren Rahmi Turan'ın bu yazısı bana o günleri hatırlattı.
Hangi akla hizmet edilip böyle bir yalan ortaya atıldı, anlamış değiliz.
Genel kanı şöyle: Kılıçdaroğlu böyle bir iddia sayesinde kendisine rakip olacak adayları saf dışı etmeyi amaçladı…
Kılıçdaroğlu'nun, ipe sapa gelmeyen ve 'elinde patlaması muhtemel' böyle bir kumpasa ihtiyacı var mı ki?
Yok elbette. Kim aday olursa olsun Kemal Bey'i devirmesi mümkün değil. Çünkü CHP'deki sistem Kemal Bey'in Genel Başkanlığının devamına göre ayarlanmış…
Kamuoyu kaç gündür yalan, iftira, kumpas olduğu apaçık bu iddia üzerine tartışıyor. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve bu kumpası kimler kurduysa kazdıkları çukura onlar düştüler.
CHP'nin yönetimi bu işin altından nasıl kalkar, bilemiyoruz ama Külliye'ye gittiği iddia edilen Muharrem İnce, 'çete' diye tanımladığı partinin içindeki gruba savaş açtı bile.
KILIÇDAROĞLU İSTİFA EDER Mİ?
Bu kumpas sadece CHP'yi yerinden sarsmadı Sözcü Gazetesi'ni de etkiledi, gazetenin etkili isimlerinden Rahmi Turan'ın yazısına ağır eleştiriler geldi.
Yazının başında 'CHP'de neler oluyor?' diye sorduk ya. Herkes iplerin koptuğunu artık Kemal Kılıçdaroğlu'nun o makamda oturamayacağını bekliyor ya…
Normalinde Kemal Bey'in 'Çok güvendiğim arkadaşlarım beni yanılttı. Bu oyuna gelmemem lazımdı, hakkınızı helal edin' deyip görevinden istifa etmesi gerekir.
Ama Kemal Bey'i iyi tanımış isek hiç de öyle olmayacaktır. 'Kılıçdaroğlu, bir yolunu bulup, kopan fırtına dindikten sonra yine zeytinyağı gibi üste çıkar ve CHP'deki düzen aynen devam eder' diye düşünüyoruz…