Bugünün dünyasında Mevlana Celaleddin Rumi’nin mesajlarına yeniden dönmek, sadece bir gereklilik değil, adeta bir kurtuluş reçetesi hâline gelmiştir. Her ne kadar teknolojik gelişmeler bizi birbirimize görünürde daha yakın kılsa da, gönüller arası mesafeler hiç olmadığı kadar büyümüş durumda. Bu ortamda Mevlana’nın çağlar üstü çağrısı, insanı içsel bir dirilişe, hakikate ve sevgiye davet etmektedir.
Mevlana’nın fikirleri yalnızca bir coğrafyaya veya kültüre ait değildir. O, “Ne olursan ol, yine gel” diyerek insanı, hataları ve kusurları ne olursa olsun, kucaklamış; kusurlardan arınma ve gönül terbiyesinin kapılarını aralamıştır. İslam’ın sevgi, hoşgörü ve tevazu ile harmanlanan öğretilerini hayatının merkezine yerleştiren Mevlana, kalıplardan uzak bir şekilde insanı hakikate çağırır. Bugün, bu çağrı özellikle bireyselleşmenin, ötekileştirmenin ve sevgisizliğin hüküm sürdüğü toplumumuzda, yeniden yankılanmalıdır.
Bir Müslüman olarak Mevlana’yı anlamak, öncelikle onun Kur’an ve sünnet ekseninde yükselen öğretilerini kavramaktan geçer. Mevlana, şeriatın kurallarını kalben yaşamış, tasavvufi bir derinlikle İslam’ı sevgi diliyle anlatmıştır. “Biz güzeliz, çünkü sen güzelsin” diyerek insanı insanla buluşturmuş, Allah’ın “Ahsen-i takvim” olarak yarattığı insana olan saygıyı en üst seviyede yaşamıştır.
Çağımızda en çok unuttuğumuz değerlerin başında belki de “ben” yerine “biz” demek geliyor. Mevlana’nın öğretilerinde insan, yalnızca kendini değil, bütün insanlığı kucaklar. Bugün savaşlar, nefret söylemleri ve kutuplaşmalarla kuşatılmış olan dünyamız, Mevlana’nın sevgi ve hoşgörüsüne her zamankinden daha fazla muhtaçtır. Onun öğretileri, modern zamanların sert rüzgârlarına karşı bir sığınak ve gönül dünyamız için yeniden yeşeren bir bahar olabilir.
Mevlana’nın öğütlediği tevazu ve aşk yolunda ilerlemek, bir Müslüman’ın kulluğunu hakkıyla yaşamasını sağlar. O’nun “Aşk, her şeydir” sözü, aslında insanın yaratılış hikâyesine atıf yapar. Allah sevgisiyle dolu bir kalp, başkasına zarar veremez, incitemez.
Herkesin birbirini yargıladığı, anlamaktan uzaklaştığı çağımızda, Mevlana’nın sevgi dolu çağrısına kulak vermek; kalplerin yeniden huzura kavuşmasının anahtarıdır. Çünkü sevgi, aslında tüm sorunların çözümüdür. Mevlana’nın diliyle ifade edersek: “Dünyada ne arıyorsan, o sensin.”