Bulmuşuz bir mazeret, gidiyoruz bilâ keramet...

Memleket batsa, herif-i nâ şerîf, “ben ben ben” diyor...

Normal bir insanda “cinsel şehvetten 360 kat kuvvetli olan” riyaset hırsı bunda üçbinaltıyüz kat olmuş...

Herif-i nâ şerîfin karısı da “bize reislik yaraşır, en zirveye biz çıkmalıyız, bizden başkasına oralar yakışmıyor, en büyük biziz...” diyormuş...

Uçak 33 bin feette seyrediyor, türbülanslı bir hava...

Her yer, biz pilotların kısaca CB (SiBi) dediğimiz ve uçak radarında kırmızı çekirdekli görünen, içinde ceviz büyüklüğünde buzların fırtınayla savrulduğu tehlikeli “cumulonimbus” (kümülonimbüs) bulutları ile dolu...

Kaptan pilot ve yardımcısı, kan ter içinde yer operatörlerinin de yardımıyla bunların arasından sıyrılmaya, uçağını salimen hedefe götürmeye uğraşıyor... Yolcular zaman zaman girilen şiddetli türbülans nedeniyle korku içindeler...

Herif-i nâ şerîf oralı değil... Hattâ “kaptanı birileri öldürürse de yerine ben geçsem” diyor... Nádân düşünemiyor ki, böyle olursa o daha kokpite dahi giremeden uçak düşer ve kendisi dahil bütün yolcular ölür!..

Uçağın memleketimiz, devletimiz, yolcuların ise millet olduğunu belirtmek zaid... Lâkin biz yine de bu herif-i nâ şerîf ve avanesi durumun vehametini idrâk etsin diye söylemiş olalım...

* * *

Şimdi düşünün, bundan büyük tehlike olur mu?

Türkiye teşbih ettiğimiz kritik vaziyettedir...

Türkiye’de seçimler BAŞKA ÜLKELERİN SEÇİMLERİNE BENZEMEZ…

Türkiye demokrasisi kendine özgüdür. Nev-i şahsına münhasırdır eskilerin deyişiyle...

Türkiye’de bir seçim ülkenin kurtuluşu da olabilir, batışı da...

Geçmişte bunun acı örneklerini birlikte yaşamadık mı? Hayatının ilk seçimine girecek 18 yaş grubu hariç, herkesin yaşıyla orantılı nice tecrübeleri var...

Kocaman şampanya bardaklarıyla Ramazan mübarek günde, kameraların önünde karısıyla içki içen bir cumhurreisi ve başbakanına Anayasa kitapçığını fırlattığı için bir günde ekonomisi sallanan bir Türkiye...

Hafıza’yı beşer nisyan ile malül...

Bulmuşuz bir mazeret, gidiyoruz bilâ keramet...

İnsan hafızası unutma illetiyle kusurludur belki ama her şeyi unutmak, hele hele vahim memleket meselelerini unutmak asla tabiî değildir..

Yalnızca ahmakların ve herif-i nâ şerîflerin hafızası böyledir. Batı’da kimse unutmuyor. Hattâ yaşı müsait olmayanlar da büyük bir merakla soruyor, araştırıyor ve mazide neler yaşandığını bilerek hareket ediyor...

Seçim yazıları yazmayı sevmem aslında. Bu yazılar Allah için, memleket ve milletimizin istikbâli içindir... Bugüne kadar bir siyasi partiden tek kuruş nemalanmadım, böylesi bir halden de şahsen Allah’a sığınıyorum...

#HARBİDEN: 24 Haziran’da ya, şerefli ve YAPTIKLARI YAPACAKLARININ TEMİNATI bir reis ve kabineyi seçersiniz ya da memleketi türbülanslı havada kaptansız bırakacak bir herif-i nâ şerîfi... Karar sizin... CUMANIZ MÜBAREK KARARLARINIZ HAYIRLARA VESİLE OLSUN... 27.04.2018