Bugünün sivil toplum örgütleri
Sendikacılığın amacı, toplumun değer yargılarını önceleyerek kişi ve ülke çıkarlarını gözetlemektir.
Geçmişte örgütlenmeler ve sivil toplum yapıları Avrupa’dan örneklenerek yapıldığı İçin madde ve mana arayışı uç noktalarda gezinmiştir. Geçmişin sivil toplum anlayışı ‘hak istenmez zorla alınır’ minvalindeydi.
Bugün ise ‘diklenmeden dik durmayı kavga etmeden hakkını aramayı öğütler’
Bu sebeple geçmişin heyecanını arayanlar, yağmalamayı hak arama sananlar, bugünkü sivil toplum örgütlerini pek anlayamadılar. Hatta onlar İçin bugün ki sivil toplum örgütleri mevcut hükümetlerin arka bahçesi hükmündeydi.
Siz hangi bahçenin ürünüsünüz sorusuna hiç bir bahçe deseler de, arzuladıkları sivil toplum örgütü hayallerini gerçekleştiren, mevcut bir yapının devamı gibi çalıştılar.
Toplu sözleşmelerde Diyanet-SEN Genel Başkanı; Hükümetimiz zor durumdaysa, savaş hali deyip savunma sanayisi öncelenecekse, bizler birer nene hatun, sütçü imam olmaya adayız, fakat maddi anlamda ülkenin bir sıkıntısı yoksa bu ülkenin memurlarını mağdur etmeyin’ demişti. Bu söylem dahi eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki değişimi özetliyor.
Sosyal statüler, etik değerler, toplumun manevi ihtiyaçları, savunma alanlarındaki tedarikler, madde ve mana arasında kalan bireyler, geleceğe dair ne varsa ortak bir sorun olarak karşımızda duruyor. Kısaca eski Türkiye’de yönetilmeyi bekleyenler varken, Yeni Türkiye birlikte yönetme eğiliminde. Eski Türkiye seçilenleri ulaşılmaz insanlar olarak gösterirken, yeni Türkiye halkla iç içe olan bir model çizmekte.
Eskinin devlet reisleri halkına etek öptürürken, yeninin devlet reisleri halkının elini öpmekte.
Bu örnek dahi sivil bir yapılanma ile birlikte hareket edildiğini göstermekte. Ülke sınırları içinde en ufak bir sorunda inisiyatif alan sivil örgütlenmeler, devletin selameti açısından önemli bir görev üstlenmekteler. Ülke sınırlarında yaşanan acılar karşısında yine inisiyatif alarak mağdura yoldaş, zor durumda olana kardeş olmayı öğütlemekteler.
Sivil toplum yapısı İslam ülkelerinde oluşturulamadığı İçin, ülkeyi sokakta yıkma eğilimi her zaman kullanılmıştır. Mısır sokakta yıkılmıştır. Suriye sokakta yıkılmıştır. Bütün ülkelerde başarı gösteren bu teknik 17-25 Gezi parkı olaylarında ülkemizde de denenmiş, gereken sonuç alınamadığı İçin işkal ve hain darbe kalkışması yapılmıştır.
Suriye ve Mısır’da kendi ülkesini yerle bir eden sivil toplum yapıları 15 Temmuz’da ülkesini sokaktan toplamış, büyük yıkımı engellemiştir.
Bu sebeple şer odaklı bir yapı yerine,hayır odaklı hedefler peşinde olan bütün sivil toplum örgütlerine minnettarız.
15 Temmuz’da halkı sokağa çağıran Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın; "Bugün evlerimizde oturma günü değil, bugün evlerimizden çıkıp bu hainlere haddini bildirme günüdür. Bugün evlerinden çıkamayanlar yarın dizlerini dövmeye bile fırsat bulamazlar’ demişti.
Diyanet-Sen Genel Merkezi 15 Temmuz’da inisiyatif alarak bütün din görevlilerini camilere, meydanlara çağırmıştı.
İşte dünün sivil toplum örgütleri 28 Şubat, e-muhtıraları, 80 darbesi yaşanırken sustular. Fakat yeni Türkiye’nin sivil toplum örgütleri, ülkenin menfaatleri için her zaman hazırlar.