İranlı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesine İslami kesimlerden farklı tepkiler gelmeye devam etmekte ve eleştiri yapanlara suçlayıcı ağır eleştirilerde yapılmaktadır.
İranlı General Kasım Süleymani'nin öldürülmesine İslami kesimlerden farklı tepkiler gelmeye devam etmekte ve eleştiri yapanlara suçlayıcı ağır eleştirilerde yapılmaktadır.
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Ali Karahasanoğlu'nun 'Süleymani'nin Öldürülmesine Niye Sevineyim' başlıklı yazısı ve yazısına yapılan yorumlar dikkatimi çekti.
Eğer, 'Üzülmek veya Sevinmekse Mesele' hem üzüldüm hem de sevindim.
Üzüldüm; çünkü, Ali Karahasanoğlu'nun gerekçesi haklı gibi görünse de böyle bir bakış açısıyla yapılan değerlendirmesinin haklı bir tarafı yoktu.
Sevindim; çünkü, yazıya yorum yapan okuyucuların kahir ekseriyetinin değerlendirmesi oldukça makul ve olması gereken sınırlar içindeydi.
Bu şuurlu bakış acısı beni daha fazla sevindirmesine rağmen hala ülkemizdeki bazı kesimler Şii ve İran seviciliğinden bir türlü kurtulamadılar ya ona yanarım!
İran'ın; Suriye ve Irak'ta sünni halka yaptığı İslam dışı vahşetlerini görmek istemiyorlar. Anlamak mümkün değil; Humeyni'yi rehber olarak görenler bile var!
Süleymani'nin öldürülmesinden memnun olan Müslümanların tamamı ABD'nin öldürme gerekçelerinin içinde Müslümanların hayrına bir gerekçe olmadığını biliyor ve işin o tarafına bakmıyorlar ve hiç biri de ABD'yi sevmez, sevemez!
İslam coğrafyasında akan kanların arkasında siyonistlerin kullandığı ABD ve uşakları var ve ABD katildir! Bırakınız bunu görmemeyi şüphe duymak bile ahmaklık olur.
Süleymani'nin öldürülmesinin Ortadoğu'nun durumunu daha fazla çıkmaza sokacağı, daha fazla kan akmasına sebep olabileceği gibi gerekçelerle bir takım değerlendirmeler makul görülebilir; ancak, bu durum Şiilerin ve İran'ın yaptığı katliamları görmezlikten gelmemize neden olmamalıdır.
-Ruslarla bir olup Suriyeli masum insanların kadın ve çoluk demeden kanına girmediler mi?
Süleymani'nin öldürülmesi ABD tarafından bile yapılsa Ali Karahasanoğlu'nun mantığıyla bakmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bu olaya Karahasanoğlu;
'Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. 'Ortadoğu'da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı..Suriye'de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu..Yemen'den sorumlu..Irak'tan sorumlu..Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu..Bebeklerin ölümünden sorumlu..Esad'ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..' diyor.
-İyi de yukarıdaki işlerin arkasındaki kişinin öldürülmesine üzülelim mi yani?
Devam ediyor 'bu gerekçeler üzerinden mi Süleymani öldürüldü?' Yani, ABD attığı füzelerin düğmesine basarken, 'Suriye'de binlerce Müslümanın öldürülmesinden sorumlu bir şeytan bu' diyerek mi hareket etti?
'Müslüman kadınların ırzına geçilmesinden bu adam sorumlu, bu adamı ortadan kaldırmamız gerekir' diyerek mi, saldırıyı düzenledi?
'İran, bölgede yayılmacı bir politika uyguluyor. Bu arada Müslümanların birbirini öldürmesine sebep olan adamlardan birisi de, bu Süleymani'dir' diyerek mi, bu operasyonu düzenledi?
Elbette ki, ABD'nin Süleymani'yi öldürmesinin gerekçesinde bunlar yok; olmadığını herkes biliyor.
Karahasanoğlu; 'çünkü bu suçlamaların hemen hepsinin ağababalığını, ABD'nin bizzat kendisi yapıyor. İşine gelince Sünnileri, işine gelince Vehhabileri, işine gelince Şia'yı destekleyip, Müslüman kanı akıtılması için, elinden geleni ardına bırakmıyor..' diyor.
Karahasanoğlu'nun bu sözünün doğruluğunu yazısına yorum yapan herkes biliyor ve yorumlarında da bunu ifade ediyorlar.
Bu öldürme olayının elbette ki Müslümanların iyiliği düşünülerek yapılmadığını biliyoruz; ancak, kafamda bazı şüpheler var. Şii ve Vehhabi yayılmacılığının önünü açan, ortam hazırlayan bu sayede milyonlarca Müslümanın kanına giren ABD'nin İran'ın en önemli adamlarından biri olan Süleymani'yi öldürmesinin mantığını bulamıyorum.
-İnsan düşünmeden edemiyor; İran'ın iç işleriyle dolaylı da olsa bir ilgisi olabilir mi?
Çünkü, ABD ile İRAN görünüşte bir birlerine efelenseler de perde arkasında her zaman işbirliği içerisinde olmuşlar; her ne kadar ambargo uyguluyorlar gibi görünseler de körfez ülkeleri vasıtasıyla amborgoyu da delmişlerdir.
Bu olaya sevinmek veya sevinmemek yerine ülkemiz için zarar ve faydalarını iyi hesap ederek buna uygun politikalar geliştirmeliyiz.
Bu İşte Bir İş Var Amma Ne?