Son devrin alimlerinden Silsile-i Sâdâtın 33. ve son halkası Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s) efendi hazretleri veciz sözlerinden birinde ‘’Bir neslin ihyası kötülerin imhasıyla değil yeni neslin eğitim ve terbiyesi ile mümkündür.’’ buyurmuşlardır.

Son devrin alimlerinden Silsile-i Sadatın 33. ve son halkası Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s) efendi hazretleri veciz sözlerinden birinde ''Bir neslin ihyası kötülerin imhasıyla değil yeni neslin eğitim ve terbiyesi ile mümkündür.'' buyurmuşlardır.

Evet bir neslin ihyası dedik hidayet üzere bir nesil, İslamın gerektirdiği gibi yaşayan Allah'tan cc korkan kuldan utanan, Cenab-ı Hakkın Eşref-i Mahluk (varlıkların en şereflisi) diye buyurduğu hitabına uyan bir nesil. . .Yeni neslin eğitim ve terbiyesi ile mümkün olacaktır. Eğitim nasıl olmalı peki? Matematik'te ilk başta helal üç liranın haram beş liradan büyük olduğunu öğretmekle ve bütün eğitimlerde öncelik Ümmet-i Muhammed'in evladına Allah korkusunu ve Ahlak-ı Muhammediye'yi aşılamakla olmalı ki, gerçek ve istifade edilir bir eğitim olmuş olsun.

Bizler eğitim verdiğimiz kurumlarda bu hususa riayet etmediğmiz müddetçe diplomalı kimselerin haberlerini sanki yıllarca eğitim öğretimden bir nasibiolmamış gibi vahşi adamlar diye duyacağız. Geçtiğmiz günlerde İstanbul Bağcılar'da bir olay yaşandı. Bir evlat annesinin bıçakla kafasını kesti ve sokağa attı. Tüm Türkiye o adamıvahşi diye duydu ve andı. Geçtiğimiz yıllarda annesinden bahseden güzel bir paylaşım yapan bir evlat yıllar sonra akıl almaz bir şekilde annesinin katili oluyor. Peki neden? Çünkü eğitim sisteminde öncelik Allah Korkusu ve Ahlak-ı Muhammediye'yi aşılamak değil, sadece dört beş şık arasından doğru şıkkı işaretlemek. Hal böyle olunca adaletsiz hukuk görevlileri Allah'tan korkmayan doktorlar öğretmenler yetişiyor. Talebelik hayatında bu şekil eğitim alan bir öğretmenden çok şey beklenemez ama bekleniyor. Tabiki çok güzel mükemmel eğitim veren Allahtan korkan kuldan utanan öretmenlerimiz var onlara saygımız sonsuz buradan her birine ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunuyoruz. Fakat bizim şikayetimiz Allah korkusunu ve Ahlakı Muhammediye'yi ön planda tutmayan eğitim sisteminde.

Eğer ki, eğitim sistemi böyle olmamış olsaydı gençlik adına çalışan memurlar belkide bu adamın maddde bağımlısı olmasının önüne geçecekti ve bu katliam yaşanmamış olacaktı. Çünkü sistem böyle olmamış olsaydı gençlik spordan diyanete kadar gençlik başlığı adı altında görev alan memurlar; ''Acaba bugün ulaşamadığımız bir genç var mıydı bataklıkta batan? Eğer ben bana verilmiş olan vazifeyi yerine getiremediysem Hazreti Allah'a nasıl hesap veririm.'' diye düşünürdü. . . Ve bu şekilde gençlik adına çalışan bütün memurlar düşünmüş olsaydı şimdiye ulaşamadığımız genç kalmamış olacaktı ve bu katliamın önüne belkide geçilmiş olacaktı. Çünkü adam madde bağımlısıydı ve ona bi el uzatılmış olsaydı veya önceden önüne geçilip bağımlı olmamış olsaydı. Bu olay olmamış olacaktı. Şimdi soralım bir kendimize sadece bu olayı yapan adamdamı suç?

Velhasıl kelam ihya yeni neslin eğitim ve terbiyesi ile olacaktır. Kendi vezifelerimizi yapmadan şuna buna vahşi diyerek,kötülerin imhasını kurtuluş bilerek yanılmayalım. Eğitim sisteminin dinimizin gerektirdiği gibi olması için mücadele edelim. Ve en azından olana kadarda bu hususta gayret eden bazı kurumlardan evlatlarımızın eğitim ve terbiyesi için istifade etmelerini sağlayalım ve bu kurumlara çamur atmak yerine kendimiz ve neslimizin ihyası için destek olalım.