Bilgi notu
İstiklal Gazetesi’nin 12.01.2018 tarihli nüshasında Muhammet Yasir YAMAN imzası ile yayınlanan “Suriyelilere Yardım Yapmak Suç mu?” başlıklı köşe yazısında; Suriye’ye yönelik birçok vakıf ve dernek tarafından düzenlenen insani yardım çalışmalarında görevli saha ve sınır ekiplerine, Hatay Valiliğinin hiçbir gerekçe göstermeden geçiş izni vermemesi nedeniyle yardım faaliyetlerinin durma noktasına geldiği ve bu yüzden Suriye’de acil insani yardım bekleyen binlerce Suriyelinin mağduriyet yaşadığı iddia edilmiştir.
Ülkemizin Suriye’ye açılan en büyük kapısı olan Cilvegözü Kara Hudut Kapısından Suriye’ye, iç karışıklığın başladığı 2011 yılından itibaren insani yardım faaliyetleri başlamış olup, halen devam etmekte ve sivil toplum kuruluşlarının yaptığı katkı ile bu yardım miktarı her geçen gün giderek artmaktadır. Suriye’de yaşanan insani kriz ile ilgili ulusal, yerel ve yabancı kuruluşların katkısıyla 2012’de 380, 2013’de 3.018, 2014’de 4.478, 2015’de 4.705, 2016’da 9.826 ve 2017 yılında ise 9.131 araç olmak üzere, çeşitli yardım malzemelerinin yüklü olduğu toplamda 31.538 adet aracın geçişi sağlanmıştır. 15 Ocak 2018 tarihi itibariyle yardım malzemesi taşıyan 238 araç Suriye tarafına geçmiş olup, yapılan yardımlara ara verilmeden devam edilmektedir.
Artan yardım faaliyetleri çerçevesinde oluşan ihtiyaca binaen Hatay Valiliğinin 29.12.2015 tarihli oluru ile “Suriye’ye Yapılan Yardım Faaliyetlerine Dair Yönerge” ve 29.03.2016 tarihli Olur’u ile “Cilvegözü Kara Hudut Kapısını Kullanacak Sivil Toplum Kuruluşlarının Uyacakları Esaslara Dair Yönerge” çıkarılmış olup, bu yönergeler doğrultusunda halen geçiş işlemleri yürütülmektedir. Valilik Makamı tarafından çıkarılan yönergelerde belirtilen şartları taşıyan ve bunları belgeleyen sivil toplum kuruluşlarının talepleri değerlendirmeye alınarak incelenmekte ve gerekli tahkikatın ardından yardım faaliyetini gerçekleştirmeleri sağlanmaktadır.
‘Cilvegözü Kara Hudut Kapısını Kullanan Sivil Toplum Kuruluşlarının Uyacakları Esaslara Dair Yönerge’nin 6. Maddesi gereğince sivil toplum kuruluşlarının saha personeli hakkında gerekli güvenlik soruşturmaları yapılmakta ve 7. Maddesi doğrultusunda en fazla (7) yedi kişiye kadar geçiş izni verilmektedir. Ayrıca 8. Madde çerçevesinde sivil toplum kuruluşlarında görevlendirilen Türk ve üçüncü ülke vatandaşlarının Suriye’ye çıkışları Hatay Valiliği’nin izni ile mümkün olmaktadır.
Lakin güvenlik birimleri tarafından Suriye’de yardım faaliyeti yürüten bazı sivil toplum kuruluşlarının yardım faaliyeti dışında yasal olmayan işlemler yürüttüğü (ticari faaliyette bulunmak, terör örgütleri ile irtibatlı olmak, para transferi yapmak, yıkıcı/bölücü inanç ve düşünceleri yaymak, ülkeye giriş-çıkışın bir yolu olarak görmek gibi…) hususunda istihbari bilgiler alınmaktadır. Gelen bu bilgiler doğrultusunda şartları taşısa dahi olumsuz nitelik taşıdığı tespit edilen kuruluşlara veya bu kuruluşlarda çalışan şahıslara ülkemiz güvenliği düşünülerek izin verilmemektedir.
Bu çerçevede; 2015 ve 2016 yıllarında toplam 150, 2017 yılında ise 80’e yakın Sivil Toplum Kuruluşuna ve bunların mensuplarına izin verilmiştir. Cilvegözü Kara Hudut Kapısı Komisyon Kararları ile bu vakıf ve derneklerde görevli olan; 2015 yılında 885, 2016 yılında 1.797 ve
1 / 3
2017 yılında ise 1.636 kişi olmak üzere toplam 4.318 kişinin, Suriye’de devam eden insani yardım faaliyetlerine katılmak üzere Cilvegözü Kara Hudut Kapısından giriş/çıkışına izin verilmiştir.
Yukarıda da görüldüğü üzere, son (3) üç yıl içerisinde toplam 4.318 Sivil Toplum Kuruluşu saha görevlisi ve gönüllüsüne izin verilmiş olup, bu yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaları konusunda Valiliğimiz tarafından gerekli kolaylık sağlanmıştır.
Ayrıca, 2018 yılı için Suriye’de yardım faaliyeti yürütmek isteyen dernek ve vakıfların yapacakları çalışmalara dair yeni başvurular alınmaya başlanmış olup, hali hazırda dernek ve vakıflarda görevli şahısların izinleri de devam etmektedir.
Öte yandan söz konusu yazıda; “Valilik sınır ötesi yardım operasyonları gerçekleştiren birçok vakıf ve derneğin randevu taleplerini niçin değerlendirmeye almamıştır?” iddiası gündeme getirilmiştir.
Valilik Makamı ve diğer ilgili yetkililer, Suriye ile ilgili yardım kuruluşlarının randevu talepleri mevzu olduğunda konunun hassasiyetine binaen gerekli inceleme ve araştırmanın ardından en kısa sürede cevap vermekte ve bu konuda herhangi bir aksaklığın yaşanmasına müsaade etmemektedir.
Bu yönüyle randevu talebine olumlu cevap verilen ve yukarıda sayıları paylaşılan dernek, vakıf ve STK’lar gözönüne alındığında; bunlardan veya bunların dışında kalan hangi vakıf ya da dernekten söz edildiğinin bilinmesi mümkün değildir. Valiliğimizce randevu talebi dikkate alınmadığı ileri sürülen vakıf ve derneklerin isimlerinin zikredilmesi halinde bu konuda da kamuoyunun aydınlatılması mümkün olabilecektir.
Bir diğer açıdan Hatay ilimizin bir sınır ili olması hasebiyle, ülkemiz hukukuna uygun olarak sınır içinde ve sınır ötesinde yardım faaliyetlerini sürdüren vakıf ve derneklerin yanı sıra gerekli izinleri almak suretiyle faaliyet yürüten yabancı STK’lar da bulunmakta olup, özellikle 2015 yılından başlayarak yabancı STK’ların denetimine ağırlık verilmiştir.
İlimizde faaliyet yürüten yabancı sivil toplum kuruluşlarına yönelik olarak 5253 sayılı Dernekler Kanununun 19. Maddesi çerçevesinde Valilik Makamınca oluşturulan denetim komisyonu, yaptığı denetimler neticesinde yabancı yardım kuruluşlarına adli ve idari işlemler tesis etmiş olup, uygulamalara ait bilgiler yıllar itibariyle aşağıda belirtilmiştir.
2015 yılında 11 yabancı sivil toplum kuruluşu denetlenmiş 2.131.966,00 TL idari para cezası uygulanmıştır.
2016 yılında 7 yabancı sivil toplum kuruluşu denetlenmiş 118.454,00 TL idari para cezası uygulanmıştır.
2017 yılında 9 yabancı sivil toplum kuruluşu denetlenmiş 9.082.476,00 TL idari para cezası uygulanmış olup, üç yıllık süreçte toplam 5 yabancı sivil toplum kuruluşu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.
Bilindiği üzere Suriye alanı mevcut hali ile birçok yabancı kuruluşun iyi veya kötü niyetli ilgisine mazhar olmaktadır. Hadiselere bu açıdan bakıldığında Suriyeli kardeşlerimizin yaşanan çeşitli hadiselerin etkisiyle değişik fırkalara ayrılması, sosyolojik bir gerçekliktir.
2 / 3
Her ne kadar istenmese de bu farklılaşma aynı zamanda kimi güvenlik problemlerini de beraberinde getirmektedir. Suriyeli misafirlerimizin yoğun olarak bulunduğu ilçelerde ilgili makamlardan izin almaksızın Suriyelilere hizmet veren tesislerin varlığı ve faaliyetlerini kontrol dışı yürütme gayreti içerisinde olduklarının belirlenmiştir.
Bu tespitler üzerine, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu kapsamında oluşturulan denetim komisyonu tarafından ilimizde faaliyette bulunan 65 tesisin denetimi yapılmış, denetim sonucunda 10 adet tesisin eksikliklerini gidermesi için süre verilmiş olup, Valiliğimizce faaliyetten men edilen tesis bulunmamaktadır.
İlimiz genelinde yapılan bütün denetimler, tarihi ve insani birçok nedenden dolayı Türkiye’nin yardımına sığınan Suriyeli mazlumların güvenliği ile alakalı olduğu kadar ilimizin güvenliği ile de doğrudan ilintilidir. İdare, illegal olan çalışmaları men ederek iyi niyetli kuruluşların çalışmalarına rehberlik etmek, yürürlükteki mevzuat doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla da kötü niyetli kuruluşlarla mücadele ile yükümlüdür.
Geçmişten bugüne kadar Suriye’den gelen misafirlerimiz ile ülkemiz insanı arasındaki en güçlü bağın İslam kardeşliği bağı olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu kardeşlik hukukunun en müşahhas hale büründüğü mekânlar ise cami ve mescitlerdir. İlimizde yeterince cami ve mescit vardır. Eksik olan yerler ile ilgili olarak idarenin mevzuat gereği uygun görüşü doğrultusunda hayırsever halkımızın desteği ile yeni ibadethaneler de inşa edilmektedir.
Ayrı cami ve mescitlerde ibadet edilmesi, Suriyeli misafirlerimiz ve vatandaşlarımız arasında oluşturulmak istenen sosyo-kültürel entegrasyon, kaynaşma ve kucaklaşmanın önünde engel teşkil edeceği öngörülebilir bir durumdur. Suriyeli misafirlerimize özgü sağlık kuruluşları, eğitim ve rehabilitasyon merkezleri gibi ayrı hizmet birimlerinin oluşması da aynı mantık çerçevesinde mahsurludur.
Bu anlayıştan hareketle Kırıkhan ilçemizde izinsiz faaliyet yürüttüğü belirlenen dört mescit ile ilgili olarak meri mevzuat ve Diyanet İşleri Başkanlığının genelgeleri gereğince uyarılar yapılmış, mülk sahipleri tesisin kullanımını sonlandırmıştır. Ancak hemen akabinde Suriyeli misafirlerimizin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde bulunan cami ve mescitlerde hutbelere Arapça metin ilavesi yapılarak Suriyeli dindaşlarımızla vatandaşlarımızın aynı mekânlarda birlikte ibadet yapmasına imkân sağlanmıştır.
Bugün itibariyle devletimizin ve hamiyetperver milletimizin imkânları ile Suriyeli misafirlerimizin ilimizdeki kamu hizmetlerine ulaşma noktasında herhangi bir engelleri bulunmamaktadır. Aynı şekilde yardımsever halkımızın Suriye’ye yapmış olduğu yardımlar yukarıda izah edildiği şekilde aynı gayretle devam etmektedir. Yardım faaliyetlerinin meri mevzuat çerçevesinde hassasiyetle yürütülmesini koordine eden Valiliğimiz de mazlumların acılarının dindirilmesine katkıda bulunmaktan ayrıca mutluluk duymaktadır.
Yukarıda belirtilen hususlar objektif bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde söz konusu köşe yazısında gündeme getirilen iddiaların gerçeği yansıtmadığı açık bir şekilde görülecek, detayları ile izah edilen konuların hem ülkemiz hem de Suriyeli kardeşlerimizin güvenliği adına alınması gerekli tedbirler olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Erdal ATA
Hatay Valisi
3 / 3