Beylikdüzü Kurucu Belediye Başkanı Vehbi Orakçı’nın siyasi geçmişini Beylikdüzü’nün yerlileri iyi bilirler. Bilmeyenler için çok kısa bir özet geçeyim:
2004-2009 yılları arasında Beylikdüzü Kurucu Belediye Başkanı olarak görev yaptı. Yiğidi öldür hakkını yeme derler ya, bu dönemde hakikaten çok iyi işler yapmıştır. Özellikle eğitim alanında Beylikdüzü’ne altın çağını yaşatmış, bölgeye 13 okul ve öğrenci yurdu kazandırmıştır. Şu an Beylikdüzü’nün demirbaşları statüsündeki birçok yapı, Vehbi Orakçı döneminde yapılmış ya da projesi hazırlanmıştır. Bu da kendisini Beylikdüzü’nde ismi unutulmayacak kişiler arasına yazmıştır.
29 Mart 2009 yerel seçimlerinde adaylık başvurusu yaptığı Ak Parti tarafından aday gösterilmeyince öfkelenip tepki olarak bağımsız aday olmuştu. Bağımsız adaylık macerası ile Beylikdüzü’nde Ak Parti’nin oylarının bölünmesine yol açan Orakçı, Ak Parti’nin kara listesine adını yazdıran isimlerden biri oldu.
2014 yerel seçimlerinde yeniden Ak Parti aday adaylığı başvurusunda bulundu ancak yine aday gösterilmedi. Ak Parti’nin kara listesinde yer almasına rağmen 2024 yerel seçimleri için bir kez daha Ak Parti’ye aday adaylığı başvurusunda bulundu. Yine aday gösterilmeyince son anda Yeniden Refah Partisi’ne geçerek aday oldu.
Orakçı’nın, Yeniden Refah Partisi’nden adaylığını açıklamasının ardından bazı Ak Parti üyelerini istifa ettirerek kendi safına çekmeyi başardı. Orakçı’nın yanında yer alan kişilerin ortak özelliği, Ak Parti Beylikdüzü ilçe yönetiminde görev alamayacağını anlayan ve meclis üyeliği aday listesine adının yazılmayacağını anlayan kişilerdi.
Vehbi Orakçı’nın, Beylikdüzü’nde seçimi kazanması imkânsız olmasına rağmen, kendisi ve ekibi, elini sıktığı her insana seçimi kesin olarak kazandıkları mesajını vererek algı oluşturmaya çalışıyorlar. Orakçı’nın kitlesinin sandığa yansımasının maksimum %6 olduğunu düşünürsek, sırf Yeniden Refah’a oy vermek için veya Ak Parti’ye olan küskünlüğünden dolayı Orakçı’ya oy verecek kişileri de hesaba katarsak %10 -%12’yi geçmeyecektir. Bu sonuçla Orakçı’nın Beylikdüzü belediye başkanı olması mümkün değil.
Nasıl bu kadar emin konuşuyorum peki?
Orakçı’nın gözden kaçırdığı en önemli konu, Beylikdüzü’nün demografik yapısındaki değişimdir. Kurucu belde belediye başkanlığı yaptığı dönemde Beylikdüzü’nün köyden farkı yoktu, birçok yer hala aynıdır. Beylikdüzü’nün kitlesi, 2011’den sonra, özellikle de bu bölgeye metrobüs imkânı geldikten sonra ciddi oranda değişti. İstanbul’un merkez ilçelerinin kaosundan kaçanlar, daha uygun fiyatlı fakat daha geniş ve düzgün evlerde oturmak isteyenler buraya akın etti zira artık ulaşım sorunu kalmamıştı. Uygun fiyatlı ve konforlu ilçe kısmı mazide kaldı tabi… Neyse. Onu başka yazıda konuşuruz.
Kısaca Vehbi Orakçı, Beylikdüzü’nde çok hızlı değişen sosyolojik yapıyla beraber kitlesinin de eridiğini, yeni ilçe sakinlerinin büyük kısmının kendisine oy verecek bir kitle olmadığını kabullenemiyor. Ne yazık ki Orakçı, belediye başkanı olmanın tadını bir kere aldığı için pes etmek nedir bilmiyor. Şundan eminim ki Orakçı’nın bu ilçede şansı yok. Bir dahaki sefere Erzurum’dan aday olursa, Beylikdüzü’ne kıyasla daha yüksek şansı olur.
Ayrıca halk, Ak Parti’den aday gösterilmeyince Yeniden Refah’a geçip her gün Ak Parti’yi kötülemeye çalışan birinin samimiyetine inanmaz. Mevzu başka bir partiye geçmek değil. Elbette, bu siyaset penceresinden bakılınca gayet doğal. Normal olmayan şu:
“Madem Ak Parti bu kadar kötüydü, adaylar açıklanınca mı farkına vardınız” diye sorarlar adama! Yok farkındaydınız da kendi çıkarlarınız için halktan mı saklıyordunuz? İkisi de değilse tek seçenek kalıyor; çıkarına hizmet etmediği için karalama kampanyası yürütüyor.
Kazanamayacağını aslında kendisi de çok iyi biliyor. Buna rağmen çıktığı yolda tek hedefinin Ak Parti’ye hasar açmak olduğu görüşündeyim. İşte bu konuda başarıya ulaşır.
Vehbi Orakçı, kazanamayacağı bir yola girip kazanma ihtimali olan Ak Parti adayına kaybettirme hırsına yenik düşmek yerine Beylikdüzü’ne hizmet getireceğine, bölgedeki sorunları çözeceğine inandığı adayın yanında yer alsaydı erdemli bir davranış olurdu. Bu ister CHP isterse Ak Parti olsun, önemli değil.
Orakçı, Ak Parti’den aday olmaya niyetlenmiş biri olarak şu an Beylikdüzü’nde asıl rakibi olan CHP adayı ile yarışması gerekirken Ak Parti adayı Mustafa Günaydın’ı hedef tahtasına koymuş, itibarını zayıflatmaya çalışıyor. Malum, Beylikdüzü iki dönemdir CHP yönetiminde ve Ak Parti için bu seçim çok önemliydi.
Durumu şimdiki Beylikdüzü Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan Adayı Mehmet Murat Çalık açısından düşünsenize! Kendini ve ekibini yoracak kadar çalışmasına bile gerek kalmadı. Zira Orakçı, CHP’nin rakibine kaybettirmek için gönüllü bir çalışan haline gelmiş durumda. Orakçı’nın bu yaptığı Yeniden Refah çizgisinden çıkmakla beraber asıl hedefinden sapmak değil midir?
Bunların dışında Orakçı’nın Google geçmişi hiç iç açıcı değil. İnsanlar artık bir aday hakkında bilgi sahibi olmak için onu görmek ve zaman geçirmek zorunda kalmıyor. Sosyal medya ve internet sitelerinde, dilediğiniz adayı tanımanıza yetecek kadar veriye birkaç dakika içerisinde ulaşabiliyorsunuz.
Orakçı’ya sorarsanız Beylikdüzü’nde aday gösterilmemesinin tek nedeni Karadenizli olmaması lakin kendisini geri plana iten diğer olumsuzluklardan bahsetmiyor. Adı yolsuzluğa karışmış birini nasıl ki bir siyasi parti aday göstermek istemiyor ise halk da güven duyamıyor.
Dolayısıyla tüm bu sebeplerden ötürü Ak Parti ile Vehbi Orakçı isminin bir kez daha yan yana gelmesi imkânsız! Yeniden Refah’ta da uzun ömürlü bir siyaset yapabileceğini sanmıyorum. Parti ve Orakçı arasında güzel bir kazan-kazan anlaşması yapılmış belli ki.
Yeniden Refah Partisi, Beylikdüzü’nde reklamını yapacak, kendi bütçesini cömertçe kullanacak ve ilçede parti tabanını oluşturmak için çalışacak bir adayı basamak olarak kullanıyor; Orakçı ise Ak Parti adayına kaybettirecek tek alternatif parti üzerinden adaylığını açıklayacak hem adaylık sevdasından vazgeçmemiş oluyor hem de Ak Parti adayına zarar veriyor. Makul bir anlaşma…
Üzüldüğüm tek şey, bu kadar ekonomik dar boğazdan geçtiğimiz bir dönemde kazanma ihtimali olmadığını bilen insanların, boş yere milyonları saçıp savurmasıdır. O paraları hayra kullansalar belki başka yerden kazanacaklar ancak ona da idrak gerek! Makam ve şöhret sevdasıyla olmuyor…