Diziyi izleyenler bilir; Dexter, kurbanlarını müthiş bir titizlik
ve özenle neşterle doğrar. Hannibal’ın neşter kullanımında ise,
adeta uhrevi sanat icrası söz konusudur. Dexter elindeki neşteri
adalet dağıtmak için, Hannibal ise sadist zevklerini tatmin için
kullanan iki film kahramanı! Bizim kahraman! cerrahlarımız ise
neşterlerini daha konforlu bir yaşam için kullanıyorlar. Kesme,
biçmede üzerlerine yok. Kasaplık koyunların ağzı olsa sanırım
diyecekleri cümle “Beni Türk hekimlerine emanet edin”
olacaktır.
Tabipler odası başkanının verdiği rakamlara göre son on yılda
ameliyat yapılma oranı 10 kattan fazla artış göstermiş. Sokakta
yürüyen her beş kişiden birisi kesik durumda. Başkan’a göre bu
ameliyatların çoğu LUZUMSUZ yere yapılıyor. Doktorlar ameliyat
kararını verirken hastanın sağlığına değil, kendi cüzdanlarında
kalan boşluğa göre karar veriyormuş. Başkana göre sağlımızla bu
denli pervasızca ve ahlaksızca oynanmasının sebebi de AKP! Neden?
Çünkü AKP hastanelerde performansa dayalı prim sistemini uygulamaya
koymuş ve bu yüzden de doktorlar daha fazla prim alabilmek için
daha fazla ameliyat yapıyormuş. Yahu başkan keşke zamanında sınıf
başkanlığı ile tatmin olaydın da bu incileri döktürmeyeydin. Ahilik
kurumunun bir devamı olan, odalarda başkanlık yapacaksın ve oda
mensuplarının bu denli yaygın ahlaksızlığı için tedbir alacağına,
bu ahlaksız doktorların pabucunu dama atacağına, iktidarın,
vatandaşın aldığı hizmet kalitesini arttırmak için uyguladığı
performans sistemini suçlayacaksın. Bravo! Alkışlıyoruz!
Sezaryen, hem anne hem de çocuk sağlığını tehdit eden, bir son çare
doğum ameliyatıdır. Sezaryenle doğan çocuklarda, başta
hiperaktivite olmak üzere, pek çok sağlık problemi ortaya çıktığı
bilinmektedir. Sağlık bakanlığının verilerine göre, geçen yıl
ülkemizde bir milyondan fazla doğum gerçekleşmiş ve bunun %52’si
sezaryen. Peki, bu sezaryenin makul oranı ne? Sadece %2. Yani
geçtiğimiz yıl yaklaşık 500 bin kadın tamamen gereksiz yere bıçakla
kesilmiş. Sorumlusu kim tabi ki AKP! Sağlık bakanlığı sezaryenle
yapılan doğumları azaltmaya çalışıyor ama nafile! Çünkü sezaryen
yapmak doktorlar için daha zahmetsiz ve daha karlı.
Peki ya ilaç kullanımı! Kullandığınız ilaçların en az yarısını boş
yere içtiğinizi ve ilaçların %95’nin yan etkileri dolayısıyla
vücudunuzu aynı zamanda zehirlediğini biliyor musunuz? Peki, neden
bu kadar kolay ve çok ilaç yazılıyor. Çünkü ilaç mümessillerinin
kurmuş olduğu müthiş takip sistemleri sayesinde hangi doktorun
hangi ilacı yazdığı takip edilebiliyor ve doktorlar ilaç firmaları
tarafından yazmış oldukları ilaç miktarınca ödüllendiriliyor da
ondan. Anlayacağınız al gülüm, ver gülüm. Dert bizim değil ki
dermanı da biz olalım halleri.
Tüm bunları topyekûn doktorları töhmet altına almak için yazmadım.
Birkaç yazı boyunca muteber mesleklerin ahlaki fotoğrafları sunmaya
devam etme niyetindeyim. Derdim toplumda bu kadar muteber, elde
edilmesi pek cefalı bu meslek erbaplarında bu denli yaygın
ahlaksızlıkları göstererek projeksiyonu içimize, topluma çevirmek.
Meselelerin çözümünü hep dışarıdan içeriye, yukarıdan aşağıya doğru
aradıkça bataklıkta debelenip duracağız. Rüşvete karşı olacağız ama
kendi çıkarımız için olursa vermekten çekinmeyeceğiz, liyakat esas
olmalıdır diyeceğiz ama kendi adamımızı işe aldırmak için kırk
takla atacağız, kendimiz ahlaklı olmayacağız ama yöneticilerimiz
ahlaklı olsun isteyeceğiz, kendimiz cesur olmayacağız ama
liderlerimiz cesur olsun isteyeceğiz, kendimiz ilkeli olmayacağız
ama bürokratlar ilkeli olsun isteyeceğiz öylemi! YOK, ÖYLE YAĞMA!