Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır
başları:
"17 yıl önce Türkiye'de İstanbul'da 20 bin
insanımızın hayatına mal olan büyük bir felaket yaşadı insanımız. O
günden beri gelişme var ama daha zaman alacağını söyleyebilriz.
Hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz. Geride kalanların acıları
devam ediyor. Gideni getirmek mümkün değil ama en azından benzer
felaketlerin yaşanmaması için alınacak tedbirler. Onların
yaralarını biraz daha hafifletecektir."
"Malum 15 Temmuz darbe teşebbüsünde şehitlerimiz var. 240
şehidimiz var. Yaralıların sayısı 2 bin 195. Darbecilerden ölü ele
geçirilen 36, yaralı darbeci sayısı 49. Gözaltına alınan polis,
asker, yargı mensubu, mülki amir, sivil 40 bin 29 kişi. Gözaltı
işlemi devam eden 5 bin 187, tutuklu sayısı 20 bin 355. bunların
dökümü var. Ne kadarı asker, polis, hakim, savcı illere göre
detayları mevcut."
"KAMUDA EL ÇEKTİRİLEN KİŞİ SAYISI 79 BİN 900"
"Aynı zamanda OHAL kapsamında da bir takım önlemler alındı.
Terör örgütünün çökertilmesine yönelik. Bu bağlamda FETÖ'nün elinde
bulunan sağlık ve eğitim kuruşularına el konuldu. El konulan özel
sağlık hastaneleri 35, öğretim kurulu sayısı 1061, yurt sayısı 800,
kurs etüt merkezi 223, vakıf asyısı 129, dernek sayısı bin 125,
üniversite 15, sendika 19, basınla ilgili dergi, gazete, haber
ajansı, 16, radyo sayısı 23, gazete sayısı 45, yayınevleri 29 ve
4262 kurum ve kuruluşa el kondu. Kamuda görevden el çektirilen kişi
sayısı toplamda 79 bin 900 kişi."
"Darbe yapmaya kalkanlar darbe yedi. Böylece darbe
bastırılmış oldu. Ondan sonraki süreç, uzun süreç. Burada 40 yılın
birikimi bir yapıdan bahsediyoruz. Saydam olmayan, kafalı bir
örgüt. Titiz bir çalışma yapma ihtiyacı var. Biraz zaman alacak. Bu
darbeyi ortaya çıkartan sebepleri ortadan kaldırmak çalışması
yapıyoruz. Gelecekte buna benzer bir kalkışmanın olmaması için OHAL
ilan edildi. Bu çerçevede tedbirleri alıyoruz."
"OHAL'İ KENDİMİZE İLAN ETTİK"
"Biz hükümet olarak vatandaşlara OHAL ilan etmedik. OHAL'i
kendimize ilan ettik. Vatandaşın hayatından bir şey değişmeyecek.
Değişmesi gerekmiyor. Değişecek olan terör örgütü tarafından tam
anlamıyla kuşatılmış tüm kılcal damarlara kadar sirayet etmiş bu
bünyeden çıkartılması. Onu da biz yapacağız."
"Yeni bir darbe olmaması için temizlik harekatı var. Bu
harekat devam edecek. Yoksa yarın yine bir silahlı darbe girişimi
olacak diye ihtimalden söz etmiyoruz. Böyle bir ön görümüz yok.
Terör örgütünün bağlantıları henüz tamamiyle ortaya çıkmış ve
bunlar tehlike olmaktan çıkarılmış değil."
"Darbe karşısındaki kararlı duruşumuzla vatandaş meydanlara
indi. Tanklara göğsünü gerdi ve darbeciler hiç beklemedikleri bir
dirençle karşılaştılar. Oyunları bozdular. Vatandaş görevini yaptı.
Bundan sonra görev bizim. Aynı gece savcıları harekete geçirdik.
Savcılar zaman kaybetmeden suçüstü olanları gözaltına aldı.
Tutuklamalar başladı. Şimdi onların ifadeleri alınıyor.
Bunlar alındıkça yeni bağlantılar ortaya çıkıyor. Bu böyle
çorap söküğü gibi gelecek. Nereye kadar gidecekse gidecek. Burada
dursun, şuraya dokunmayalım şeklinde telkin olamaz. Yargı, bağımsız
bir şekilde görevini yapmaya devam edecek. Biz de onların ihtiyacı
olan şeyleri yapacağız. Şu adamı almak istiyorm, polise talep
edecek, polis alıp gelecek. Burada bir aksaklık yaşanıyorsa bizim
devreye girerek zorlukları aşmamız lazım. Onun dışında bir rolümüz
yok."
"Siyasilerle ilgili boyutu konusunda henüz ortaya çıkmış bir
şey yok. Dedikodular olabilir"
"DEDİKODULAR OLABİLİR, BİZİM YORUM KATMAMIZ DOĞRU
OLMAZ"
"Siyasilerle ilgili boyutu konusunda henüz ortaya çıkmış bir
şey yok. Dedikodular olabilir. Vatandaş bu konuda yorum yapabilir.
Bizim bu yorumlara katılmamız doğru olmaz. Örgütün yapısı saydam
değil. Kapalı bir yapı. Her gün yeni bir şey çıkıyor. Bütün
ihtimaller masada. Delillere eriştikçe, itiraflara eriştikçe yeni
yeni boyutlar kazanıyor.
"Bizi şaşırtan şu oldu. Cumhurbaşkanımız ve bizim darbeyle
ilgili duruşumuz netti Ucunda ölüm de olsa dönmeyeceğiz. Bu
kararlılığın hemen ardından vatandaşın meydanları doldurması, beni
çok şaşırttı. Bugüne kadar Türkiye'de darbe girişimlerinde hiç
olmamış bir şey. Bir gün önce Menderes'i yüz binler karşılarken
darbe günü hiçbir şey yoktu. 12 Eylül ve diğerleri de öyleydi. Bu
sefer başka bir şeydi. Vatandaş, 'tamam siz kıvılcımı çaktınız, iş
bende' dedi ve sahip çıktı. Bu darbecilerin hiç hesap edemediği bir
şeydi."
"TOPLUMDA BİR UMUTSUZLUK VARDI"
"Bu gururlandığımız bir şey. Yeri geldiğinde ideolojilerden,
farklılıkları bırakıp nasıl kenetlendiğimizi gösterdi. Toplumda bir
umutsuzluk vardı. Eskisi gibi bir olamıyoruz, beraber olamıyoruz,
en temel konularda bile birbirimizden ayrışıyoruz diye eleştiriler
vardı. Hele hele gençler için apolitik, memleket meselesine kafa
yormuyorlar, sosyal medyada orada burada lüzumsuz işlerle
uğraşıyorlar diye ağır eleştiriler varken gençleri en önde gördük.
Erkekler kadar kadınlar da oradaydı."
"Darbe sonrasında 'bu da mı bunlarlaydı' diyeceğimiz isimleri
gördük. Hiç beklemediğimiz isimlerin bu örgüt tarafından teslim
alındığını gördük. Birçok olay var hangi birini anlatayım? Tam bir
kahramanlık hikayesi. Her bir şehidimizin müthiş bir efsanesi var.
Her gazimizin çok acıklı, gurur verici hikayesi var. Hepsinin evine
gidemedim ama bir kısmını ziyaret ettim. Nasıl yaptıklarını
anlattılar, çok etkileyiciydi"
"BU BİRLİKTELİĞİ DEVAM ETTİRECEĞİZ"
"Bu oluşan birliktelik daha sonra devam etti. Darbe nasıl
gelişti, o karanlık geceyi anlattık. Yapmamız icap eden işleri
anlattık. Bu konuda bilgi verdik. İade-i ziyaret yaptık. Kaygıları
detayları öğrendik. Cumhurbaşkanımız bizleri davet etti. Orada da
bu konuları konuştuk. Daha sonra Yenikapı sürecine taşındı. Orada
da MHP, CHP ve AK Parti olarak Cumhurbaşknımızın davetine katıldık.
Orada tek millet, tek vatan, tek bayrak ülküsü doruğa ulaştı. Dünya
şaşırdı. İstanbul'da 5 milyon, bütün Türkiye'de 10 milyon aynı anda
birbiriyle kenetlendi."
MİNİ ANAYASA GÖRÜŞMELERİ HAKKINDA
"Orada söylediğim bir şey var. Bu birlikteliği gözümüz gibi
koruyacağız dedik. Bu noktada herhangi bir tereddütümüz yok. Devam
ettireceğiz. Her konuda anlaşmamız beklenemez. Öyle olsa bir parti
oluruz. Ayrı ayrı partiler olduğumuza göre anlaşayamayacağımız
şeyler olabilir ama uzlaşabileceğimiz konular da olabilir. En
azından oturup konuşup detaylı bilgi aktarabiliriz."
"Üç parti genel başkanı olarak, Cumhurbaşkanımıza ziyarete
gittiğimizde darbe konuşuldu. İç ve dış tehditler konuşuldu.
Anayasada darbeyle ilgili bazı sorumlu maddelerin ve başkaca üç
partinin anlaştığı konular varsa, birer kişiden oluşan çalışma
grubuyla değerlendirilsin istedik. Geçen cuma çalışmaya başladılar,
zannediyorum bugün veya dün bir toplantı daha yaptılar. Burada üç
partinin tamamen hemfikir olduğu konular var. Bir de iki partinin,
bir de birinin ayrı düştüğü konular var. Üçlü ikili kombinasyon
şeklinde çoğaltabilirsiniz. Ortak konuları bir kenara
koyacaklar."
"Tam mutabakat olmayan konuları da gruplandıracaklar.
Sonrasında genel başkanlar bir değerlendirme yapıp son şeklini
verecekler. Bunun için referandum gereği yok. Kabul edilince
yürürlüğe girmiş olacak. Ancak bu tam anlamıyla yeni bir anayasa
yapmak demek değil. Bu acil olan, sıkıntılı olan konuları çözecek
bir acil mini paket. Bunu yapmakla bütün partilerin, öteden beri
gündemlerinde olan yeni sivil anayasa hedefi ve düşüncesi ortadan
kalkmış olmayacak. O da devam edecek. O biraz daha uzun bir süreçte
gerçekeleşecek konu."
GENELKURMAY BAŞKANLIĞI VE MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI'NDA
YENİLENME
"Ordu güçleniyor, zayıflamıyor. Genelkurmay Başkanlığı şu
anda asli işinin yanısıra bir sürü işlerle uğraşıyor. Binaların
bakımı, onarımı, lojistik hizmetleri, tersane, fabrika, hastane,
aklınıza ne gelirse sivil hayatın bütün işleriyle uğraşmak gibi bir
durumu var. Halbuki Genelkurmay, harekat, harbe hazırlık konularına
yoğunlaşmalı. Yeni yapılanmada bu tip yan işleri Milli Savunma
Bakanlığı'na veriyoruz. Askere, kendi yapması gereken savunma
önlemleri, personelin yetkinliği, silah vesaire gibi ihtiyaçların
güncellenmesi, savaş zamanı herhangi bir zaafiyetin yaşanmaması
için bütün bunlarla ilgili işlerini yapmaya devam edecek. Kuvvet
komutanlıklarıyla da birlikte çalışılacak. Diğer idari işler
konularında kuvvet komutanları Milli Savunma Bakanlığı personeli
olarak görev yapacak."
"Milli Savunma Bakanlığı yeniden yapılandırıldı. Eskiden
personeli Genelkurmay veriyordu. Milli Savunma Bakanı'nın kendi
seçtiği personeli yoktu. Milli Savunma Bakanlığı tamamen bakanlık
olarak yeniden yapılanıyor. Müsteşarı var, genel müdürleri var,
daire başkanları var, birim başkanlıkları var. Buralarda müsteşar
sivil oluyor, onun dışındakiler de sivil ya da asker olabilir.
Yetkinlik ihtiyacına göre, liyakata göre olabilir. Asker-sivil
ilişkilerinde eşitleme olacak. Bir daire başkanı sivil, diğeri
askerse ikisi arasında fark olmayacak. Pentagonda bu sistem var.
Müsteşar mesela orgenerali temsil ediyor. Genel müdür, tümgeneral
seviyesine tekabül ediyor. Orada da hiyererarşide sürtüşme ortadan
kalkmış oluyor. Şimdiki idarede askerler ve arkasından siviller
geliyor."
"MİLLİ İSTİHBARAT KOORDİNASYON BAŞKANLIĞI
KURULACAK"
"40 yıl olmuş. Genelkurmay Başkanı'na alıp verdiği nefes
kadar yakın olan insanlar darbe yaptılar. Böyle bir durumun
yaşanmaması için personel tahkikatıyla ilgili bir istihbarat birimi
de kurulabilir. Bütün bunlar, nasıl birbiriyle uyumlu çalışacak? İç
istihbarat tek elde toplanacak, dış istihbarat MİT'te toplanacak.
Milli İstihbarat Koordinasyon Başkanlığı olacak. Çatı örgüt olacak.
O çatı örgüt birbirlerinin alanlarına girip rekabet etmemeleri için
bir düzenleme ihtiyacı var. Bunun üzerinde çalışmalar var. Yakın
zamanda olgunlaşacak."
"Burada bir şaşkınlık var. Bunun tanımını kimse yapamıyor.
Askeri bu konuda yetersiz, gerekli tedbirleri almadı demekle sorunu
çözemiyoruz. Benzeri sivilde de var. Bu örgütün yapılanma modeli
kapalı. Bu birden bire gelişen bir şey değil. Belki fazla
özgüvenden kaynaklandı. 'Kardeşim bunlar kim bize ayar çekecekler'
diye aşırı özgüvenden de kaynaklanmış olabilir"
"İstihabaratın içerideki ve dışarıdakinin aynı elde
toplanması istihbarat zaafiyeti oluşturur. O yüzden böyle bir
yapılanmaya gitmek lazım. Kardeşim tamam dinleme lazım. Ülkenin
güvenliği için. Ama bu dinlemeleri yapanları kim dinleyecek? Bunlar
doğru iş yapıyor mu, yoksa bunu kötüye mi kullanıyor? Bunun cevabı
da bir koordinasyon ve kontrol mekanizmasıyla olur."
"CUMHURBAŞKANIMIZ AVAZI ÇIKTIĞI KADAR BAĞIRDI"
"Cumhurbaşkanımız, 17 Aralık'tan sonra bu Türkiye'nin beka
meselesidir diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Ne kadar insan buna
kulak verdi? O günlerde muhalefet partilerimiz de dahil herkes bu
işin ciddiyetini kavrasaydı, bu günlere gelmezdik. Onu kesinlikle
söyleyebiliriz. Günlük siyasetin gürültüsüyle kayboldu gitti. Kendi
içimizden bile bu durumu herkes kavrayamadı. 'Çok abartıyoruz'
diyen arkadaşlarımız da vardı"
HANGİ SUÇLULAR TAHLİYEDEN YARARLANAMAYACAK?
"Suçlarının 3'te ikisini çekenler şartlı tahliyeden
yararlanabiliyor. Bu düzenleme ile birlikte 3'te ikisi değil de
suçunun yarısını çekenleri de şartlı şekilde salabiliyoruz. Bu
bütün mahkumları kapsamıyor. Kasten adam öldürme, alt soya, üst
soya, eşe, kardeşe ya da beden ya da ruh bakımından kendisini
savunmayacak kişilere karşı işlenen kasten yaralama sebebiyle
ağırlaştırılmış yaralama suçundan hüküm hiyenler, cinsel suçlar,
özel hayata, uyuşturucu imalatı ve ticareti yapanlar, devletin
güvenliğine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet
sırlarına karşı işlenmiş suçlar, terörle mücadeleye karşı işlenmiş
suçlar hiçbir şekilde tahliyelerden yararlanamıyor. 1 Temmuz öncesi
itibariyle hükümlü olanlar bu husustan yararlanacak. Tamamen geçici
bir uygulamadır. Bu şekilde 38 bin civarında mahkumun şartlı olarak
erken tahliyesi yapılmış olacak."
"YENİLERİ GELENE KADAR ESKİ PİLOTLARIN DÖNMESİNİN YOLUNU
AÇTIK"
"Malum pilotlar içerisinde bu yapı çok faal. Bu şekilde
sanırım 265 kişi civarında asker pilot ihraç edildi. Burada bir
pilot ihtiyacı var. Bugünden yarına halledilecek bir iş değil.
Bunların birçok ağır kursları var. Bir zaman alıyor. Yeni pilotlar
alınmaya başlanacak. Yenileri gelecek ancak gelene kadar daha önce
TSK'dan ayrılanların dönmesinin yolunu açtık. İsterlerse sivil
hayata geçen pilotlar birliklerine dönebilecekler. Tabii FETÖ'cüler
dönmeyecek. Onların zulmünden dolayı bırakanlar bundan
yararlanacak. Ücret durumlarında iyileştirilme yapılacak.
Havacılığı çok geliştirdik. Son 14 yılda havacılıkta destanlar
yazdık."
"YENİ ÖMER HALİSDEMİR'LER ARIYORUZ"
"Özel harekat içinde 10 bin yeni özel harekatçı alınacak.
Bunlarnı şartları belli. 8-10 madde var. Ama burada asıl
belirleyici şu. Bir kere güçlü, kuvvetli, fiziki şartlara karşı
dayanıklı olacak. Bize yeni Ömer Halisdemir'ler lazım. Onun gibi
yürekli aslan gibi delikanlılara ihtiyacımız var. Hem bölücü terör
örgütüne karşı, hem buna benzer teşebbüslere karşı gözünü kırpmadan
gerekirse öldürecek, gerekirse şehit olacak. Tenkitler geliyor.
Bunları KPSS'den almıyorsunuz, taraftarlarınızı dolduracaksınız. Bu
sıradan bir iş değil. Geçen seferlerde KPSS ile alınmaya çalışılmış
5 bin alınacak denmiş, 3 bin zor bulunmuş. Onların da yarısı
elenmiş gitmiş. Bilgisiyla çok okumuş, test çözmüş adam değil,
fiziğiyle, sağlığı ile her şeyiyle özel seçilmesi gereken kişiler.
Kimse merak etmesin, en belirleyici şartlardan biri de hiçbir
partiye üye olmaması."
"BENİM FELSEFEM BU; ÇOK ADAMLA ÇOK İŞ
YAPILMIYOR"
"Taşeron konusunda kapsamlı bir çalışma yapılması gerekiyor.
Diğer yandan bir şekilde memuriyetten çıkarılanlarda da elzem olan
branşlar var. 15 bin öğretmen alınacak ilk etapta. Yeni
düzenlemeden sonra yargıda 5 bin civarında atama olacak. Ama bunun
dışındaki memuriyetlerde acil davranmamız gerekmiyor. Mevcutlarla
da işi aksatmadan yapabiliriz. Çok adam çok iş değil. Bu benim
felsefem. Çok adamla çok iş yapılmıyor. Az adamla daha çok iş
yapılıyor. Koordinasyon daha kolay oluyor. İhtiyacı olanın en
asgarisinde tutmak lazım."
"LİYAKAT OLMAZSA KALİTE DÜŞÜYOR"
"Zaten liyakata dikkat etmezseniz hem kalite düşüyor, hem
verim düşüyor, hem de bu ve buna benzer yapılar içinde zemin
oluşuyor."
Başbakan Binali Yıldırım'dan flaş taşeron açıklaması
Bunlar da ilginizi çekebilir