Arkeolojik kazı alanlarındaki incelemeler için kentte bulunan Ersoy, Türkiye'de turizmin çok sayıda destinasyona sahip olduğunu söyledi. Bakanlık olarak her alanda farklı çalışmalar yürüttüklerini belirten Ersoy, ülke turizmindeki hedeflere ulaşılması ve turizmin 12 aya yayılması için proje ve yatırımları sürdürdüklerini vurguladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre yılın ilk 5 ayında Türkiye'de 17 milyon 809 bin 78 ziyaretçinin ağırlandığını hatırlatan Ersoy, "Turizm rakamlarını takip ediyoruz. 31 Temmuz'da kesin rakamları Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıklayacak. Kesin verilerle daha iyi yorum yapma şansımız var. Ama ilk 5 aylık rakamlara baktığımızda yabancı turist sayısında yüzde 14 civarında artış görüyoruz. Haziranda da büyüme devam ediyor. 31 Temmuz'da daha kesin veriler üzerine konuşacağız ama ilk rakamlara baktığımız zaman 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar hedefimize sadığız." diye konuştu.
Bakan Ersoy, birçok alana yayılan turizm faaliyetlerinde, cazibe noktası haline gelen ören yerlerindeki çalışmaları da oldukça önemsediklerini anlattı. Mevcut durumda antik kentlere yönelik ciddi yatırımlar yaptıklarını kaydeden Ersoy, "2019'da kazı çalışmalarına ayırdığımız ödenek 36,7 milyondu. 151 noktada kazı çalışması yürütüyorduk. Geçen sene arkeolojik bölgelerde bu rakamı restorasyonu da ilave ederek 36,7'den 1,1 milyara çıkardık. Bu sene de inşallah 6 milyar liradan fazla bir bütçeyi kazı ve restorasyon çalışmalarında kullanıyor olacağız." ifadelerini kullandı.
"Kazı hafızasının Türk akademisyenlere aktarılması gerekiyor"
Ersoy, hayata geçirilen bir diğer projenin ise kazı başkanlıklarına Türk koordinatör hocaların atanması olduğunu dile getirdi. Uzun yıllar çalışma yürütülen arkeolojik bölgelerdeki kazı hafızasının Türk akademisyenlere aktarılmasının oldukça önemli olduğuna değinen Ersoy, şöyle konuştu:
"163 yıldır süren bir gelenek var. Biliyorsunuz 163 yıl önce kazı programı, yabancı hocalarla, yabancı üniversitelerle başlamıştı. 163 yıl sonra 28 yabancı kazı başkanlığımıza Türk koordinatör kazı başkanları atadık. Yani yabancı kazı başkanlarıyla beraber çalışacakları ortamı yarattık. Bu koordinatör hocaları geniş bütçeler, ekip ve ekipman desteğiyle atıyoruz. O noktalarda sürecin daha da yoğun bir şekilde ilerlemesini planlıyoruz. Niye bunu planlıyoruz? Geçmişe baktığınızda 163 yılda Efes'in sadece yüzde 25'i kazılmış. Gelecek 4 yılda, Geleceğe Miras Projesi kapsamında bu oranı yüzde 40'ın üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Veya en çok ziyaretçi alan noktalarımızdan biri olan Hierapolis Antik Kenti 70 yıldan fazla bir süredir kazılıyor. Yüzde 3,5'u kazılmış. Gelecek 4 yılda bunu da yüzde 25'in üzerinde yüzde 30 seviyelerine taşıyacağımız bir kazı programıyla destekliyoruz."
Arkeolojik çalışmaların kazı, restorasyon ve koruma olarak üç aşamada yapıldığını bildiren Ersoy, 12 aylık kazı programlarının yıl boyu değil iklim ve ortam şartlarına göre 5-6 ay kazı, sonrasında ise raporlama ve akademik çalışmalar şeklinde olduğunu söyledi. Bakanlık olarak arkeolojik çalışmalarda son 60 yılda yapılan işi, gelecek 4 yılda yapma hedefleri olduğuna dikkati çeken Ersoy, projeleri sahiplenen ve titizlikle çalışmaları sürdüren kazı başkanlarına, arkeologlara ve kazılarda görev alanlara teşekkür etti.
"Gece müzeciliği uygulaması başarıyla sürüyor"
Ersoy, Geleceğe Miras Projesi ve yürütülen diğer programların yanı sıra bu yıl devreye alınan Gece Müzeciliği uygulamasının da turizm faaliyetlerine katkı sağladığını belirtti. Antalya gibi kentlerde gündüz hava sıcaklıklarının oldukça yükseldiğine işaret eden Ersoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öyle durumlarda turist doğal olarak deniz kıyısından çıkmak istemiyor. Otelde kalmak istiyor. Gün batımından sonra gece belli saatte, havalar biraz serinledikten sonra turisti çıkarabiliyorsunuz. Gece Müzeciliği ile turistlere çıkabilecekleri, gezebilecekleri bir ortam yarattık. Şehir merkezlerinde olan, yoğun ziyaretçi alan noktalarda bu çalışma başlatıldı. Başarıyla da sürüyor. Uygulamada gerek gördükçe belli düzenlemeler, değişiklikler yapılıyor. Ama şu anda biz de çok memnuniyet alıyoruz. Özellikle esnaftan alıyoruz. Çünkü turistin otelden dışarı çıkması, gün batımından sonra buraları gezme şansı var. Zaten 15 Haziran-15 Eylül gibi ağırlıklı olarak sezonun yoğun olduğu dönemde yapılan bir çalışma. Gece Müzeciliği'nin turizm gelirinin tabana yayılması açısından bir faydası var. Ayrıca gördüğüm kadarıyla sosyal medyada da çok yoğun gece müzeciliği fotoğrafları paylaşılmaya başlanmış. Çünkü antik şehrin gündüz görünümü ve gece görünümü çok farklı. Bu da ayrı bir ziyaret vesilesi oluşturuyor."