Bilindiği gibi Azerbaycan bizim siyaset üstü Milli meselemizdir. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in de her zaman milli meselesi olmuştur. Türkiye'nin Türk Dünyası ile bağının kopmaması için Nahçıvan sınırında 40 km lik bir sınır için kendi parasıyla toprak satın almıştır ve buraya Türk Kapısı adını vermiştir.
Bilindiği gibi Azerbaycan bizim siyaset üstü Milli meselemizdir. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in de her zaman milli meselesi olmuştur. Türkiye'nin Türk Dünyası ile bağının kopmaması için Nahçıvan sınırında 40 km lik bir sınır için kendi parasıyla toprak satın almıştır ve buraya Türk Kapısı adını vermiştir.
Azerbaycan, 28 yıldır Ermeni işgali altındaki, Karabağ topraklarını ve Vatanını işgalden kurtarmak amacıyla katliamcı, soykırımcı ve işgalci/istilacı Ermenistan'a karşı başlattığı 44 gün savaşının ardından Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında 10/10/2020 tarihinde imzalanan üçlü anlaşmanın ardından Karabağ bölgesini işgalden kurtarmıştı. Bu anlaşma ile Türk Askerinin barış gücü olarak Karabağda bulunması, Azerbaycan ve özerk bölgesi Nahçıvan arasında karayolu ve demiryolu bağlantısının kurulacağı hususu da hüküm altına alınmıştı. Bunun anlamı Türkiye'nin Türk Dünyası ile kara bağlantısı kurmasıdır.
Ancak 1. Karabağ savaşında Dağlık Karabağ bölgesi Hocalı, Hankendi ve Hocavend tam olarak silahlı Ermeni çetelerinden; Azerbaycan'ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine ve Anayasal düzenine aykırı faaliyetlerde bulunan silahlı Ermeni teröristlerden temizlenememişti. Ermeni teröristlerin Azerbaycan güvenlik güçlerine yönelik terörist saldırılarının artması üzerine 20/09/2023 tarihinde 2. Karabağ savaşı ya da 24 saat süren anti terör operasyonu ile yasadışı silahlı Ermeni Çeteleri ve teröristleri büyük oranda etkisiz hale getirildi. Kalanlar teslim oldu ya da yakalandı. Sonrasında ateşkes sağlandı.
Sonuç itibariyle Azerbaycan, işgalden tam 31 yıl sonra, Dağlık Karabağ bölgesinde de, tamamında siyasi birliğini, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini uluslararası hukuk ve meşruiyet çerçevesinde sağladı.
1 . Karabağ savaşında Devletin Kurucusunun partisinin günümüzdeki karikatür karakterli yöneticileri (Ü. Ç.) "Türkiye maalesef Azerbaycan'a yardım etti" diyerek Ermenistan'a desteğini, Can Azerbaycan'ı desteklemeyerek ihanetini; hunharca, arsızca, umarsızca, utanmazca ve aşağılıkça göstermişti. Bunu tarih önünde ve Büyük Türk Milletinin gözünün içine baka baka yaptı!
Şimdi yine aynı şekilde 2. Karabağ savaşında, anti terör operasyonunda Azerbaycan tarihi ve destansı bir başarı ile Dağlık Karabağ bölgesini silahlı Ermeni çetelerinden, Ermeni teröristlerden, katliamcı ve soykırımcı Ermenilerden temizlerken, işgal ve istiladan Vatan topraklarını kurtarırken, bizim anlı şanlı, Devletin Kurucusunun partisinin günümüzdeki karikatür karakterli yonetici bozuntuları ve yönetici güruhu ölü sessizliğine büründü. Resmen ölmüş eşek taklidi yapıyorlar. Tek bir kelime Azerbaycan'a destek açıklaması yapmadılar, bugüne kadar. Utanç verici bir tablo! Alçakça, aşağılıkça, rezilce, haince bir durum değil mi? Bu sessizlik kelimenin tam anlamı ile katliamcı, soykırımcı, işgalci ve istilacı Ermenilere, elinde yüz binlerce ve milyonlarca Müslüman Türk kanı olan Ermeniler ve onun ipini tutan Siyonistlere, Emperyalistlere ve Kapitalistlere; Sömürgecilere, İşgalci ve İstilacılara, Küresel Soykırımcılara, vampir Batı'ya destek anlamına gelir. İşledikleri suça ve zulme ortak olmaktır.
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmaktır.
Zulme rıza göstermek, zulümden yana olmaktır.
Bu suskunluk, bu sessizlik kuzuların sessizliği değildir!
Bu sessizlik, Büyük Türk Milletine, Büyük Turan Milletine ihanetin sessizliğidir!
Elbet bir gün, ihanetin bedelinin çok acı ve ağır olduğunu bu Millet görecektir.
Maalesef günümüzde, içinde yaşadığımız tarihsel dönemde içinden çıktığı ve kendi Milletine ihanet eden, günümüzdeki bir güruhun, yine Milletinden destek isteyerek ihanet ettiği Milletinin yönetimine talip olması paradoksunu yaşıyoruz. Bu dramaya, kara mizaha tanık oluyoruz.
Saygı ve selamlarımla…