Azerbaycan, ilk ve orta eğitim müfredatını İsrail lehine değiştirdi. Yapılan değişimlerde İsrail işgallini ve siyonizme karşı olan ifadeler tamamen kaldırılırken, Filistin ve Filistinliler için olumsuz ifadeler yer verildi. Yeni müfredatta, İsrail’e yönelik daha önce kullanılan sert ifadeler yumuşatılırken, Filistinli örgütlerle ilgili tanımlar sertleşti. Değişen müfredatta; Yahudi Şeriatı, sembolleri ve ibadet yerleriyle ilgili bilgiler yeni müfredatta yer alıyor. 1992 tarihinde ölen Azerî Yahudisi olan Albert Agarunov yeni müfredatla birlikte Azerbaycan ulusal kahramanı olarak kitaplarda yer alıyor. Yapılan bu değişiklikler, Azerbaycan’ın eğitim politikasında Siyonist etkki olup olmadığı gündeme geldi.
Azerbaycan'daki Okul Kitaplarında İsrail’e Yönelik Dil Yumuşatıldı
Azerbaycan'da önceki müfredatta İsrail’in Filistin topraklarındaki varlığı “işgal” olarak tanımlanıyordu. Yeni ders kitaplarında bu ifade yerine “ele geçirilmiş” veya “kontrol altına alınmış” gibi daha nötr ifadeler kullanılmaya başlandı.
IMPACT-se tarafından yapılan bir çalışmada, siyonizme yönelik olumsuz anlatıların eğitim kitaplarından kaldırıldığına yer verildi. İsrail, sadece Arap-İsrail çatışmaası bağlamında değil, teknolojik ve ekonomik gelişmeleriyle de ele alınmaya başladı. Tarih kitaplarında, 1947 BM Bölünme Planı’na Arap devletlerinin karşı çıkması ve savaşın Arap saldırılarıyla başlaması gibi ifadeler yer aldı. Önceki müfredatta İsrail’in askeri operasyonlarına yönelik eleştiriler öne çıkarken, yeni kitaplarda bu tür anlatılara daha az yer verildi.
Bu değişiklikler, Azerbaycan’ın eğitim sisteminde İsrail’e dair daha 'dengeli' bir anlatım sunma çabası olarak değerlendirilirken çoğu çevre tarafından da eleştirlerin odağı oldu. Ancak, Filistin topraklarındaki mevcut duruma dair eleştirilerin azalması, bu değişimin siyasi bir yönlendirme olup olmadığı sorusunu da beraberinde getirdi.
Filistin Direniş Örgütlerine Karşı Tanımlar Sertleşti
Önceki müfredatta Filistinli grupların silahlı faaliyetleri “direniş hareketi” veya “gerilla savaşı” olarak tanımlanıyordu. 2024 müfredatında ise bu eylemler doğrudan “terör saldırıları” olarak nitelendirildi. Filistinli örgütlerin İsrail’e yönelik eylemlerinin yalnızca İsrail’e değil, uluslararası güvenliğe de tehdit oluşturduğu iddia edildi. Filistinli grupların mücadelesini anlatan bölümlerdeki bazı ifadeler çıkarıldı. Önceki kitaplarda, İsrail’in Filistin topraklarında izlediği politikalar daha eleştirel bir dille aktarılırken yeni müfredatta bu anlatılar tamamen değiştirildi.
Eğitimde Tarafsızlık Mı, Siyasi Pozisyon Mu?
Azerbaycan’ın yaptığı bu değişiklikler, eğitimde daha tarafsız bir dil kullanma çabası olarak görülse de, bazı ifadelerin çıkarılması ve anlatımın tek taraflı hale gelmesi eleştirileri de beraberinde getirdi.
İsrail’in bölgedeki politikalarına dair eleştirilerin azalması, Azerbaycan’ın son yıllarda İsrail ile geliştirdiği diplomatik ve ekonomik ilişkilerin bir yansıması olarak yorumlandı.
Müfredatta yapılan güncellemeler, Azerbaycan’ın dış politika yönelimleriyle eğitim sistemi arasındaki ilişkiyi yeniden gündeme getirdi.
Eğitimde nesnellik hedeflenirken, tarihsel olayların anlatımındaki değişim, geçmişten bugüne uzanan çatışmaların nasıl ele alınması gerektiği konusunda yeni tartışmalara da kapı araladı.